Mersin’in fişini çektik

Geçtiğimiz Cumartesi günü yine Allah’a şükrettim. ‘İyi ki Konyalıyım ve Konyasporluyum’ diye. Mersin deplasmanı sonrasında şunu düşündüm. Hem takımımız, hem stadyumumuz, hem de taraftarımızla bu ligin rengiyiz. Mersin İdmanyurdu maçı için mesai arkadaşlarımla birlikte atladık arabamıza, baharı değil yazı andıran bir havada düştük yollara. Bazı talihsizlikler nedeniyle maçın başlama düdüğünün 10 dakika sonrası stadyuma girebildik. Bizim stadyumla mukayese edilemez ama yeni ve güzel bir stat. Ancak öyle bir yere inşa edilmiş ki, ‘Dağ başı’ tabiri tam yerinde olur. Stadyum dışına gelişi güzel bırakılmış araçları görünce, bizi dolu tribünler önünde zorlu bir maçın beklediğini sanmıştım. Basın tribünündeki yerimizi alınca gördüğüm manzara beni çok şaşırttı. Ligde düşme hattının içinde yer alan ve mutlak maçı kazanması gereken bir takımın, taraftar sayısının 3 bin dolayında olması, çekinerek gittiğimiz Mersin’den hesapladığımızın daha üstünde bir sonuçla dönebileceğimizin sinyaliydi sanki. Üstüne bir de Tita’nın 25’de atılması eklenince işin şekli belli olmaya başladı. Bu Mersin İdmanyurdu’nun Galatasaray’ı yenmesini, Beşiktaş’ı zorlamasını da hesaba alırsak kesinlikle küçümsenemeyecek bir sonuç aldığımızı söyleyebilirim. Konyaspor rakibi kim olursa olsun, karşı takımın oyununu alt üst eden bir sisteme sahip. Rakiplerimiz sezonun belki de en kötü oyunlarını bize karşı sergiliyorlar. Bu durumda rakibin kötülüğünden çok bizim istediğimiz oyunu rakibe dayatmamız sonucu olduğunu düşünüyorum. İstediği an tempoyu artıran, istediği anda da oyunu yavaşlatan bir takımız. Sonuçta, Konyaspor çok farklı kazanabileceği bir maçı 2-0 ile bitirdi ve puanını 40’a çıkartarak Avrupa Kupalarına katılma yolunda önemli bir engeli daha aştı. Mersin ile futbol anlamında aramız hiç iyi olmamıştır. Yıllardır iki taraftarın da birbirinden hazzetmediğini biliyorum. Bu galibiyet bu nedenle de ayrı bir anlam taşıyor. Bir bakıma Mersin’in fişini çeken takım olduk. Maçın ardından Aykut Kocaman’ın takımda kalacağının sinyalini vermesi de ayrı bir güzellik oldu. Sanırım bu hafta içi nikah tazelenir ve önümüzdeki sezon içinde Aykut Kocaman ile yolla devam edeceğimiz resmileşir. *** Şimdi gözümüz de aklımızda Beşiktaş ile oynayacağımız Türkiye Kupası Çeyrek Final ikinci maçında. Perşembe günü Konyaspor’un tarihi maçlarından birisine şahitlik etmenin heyecanını yaşayacağız. Maça ilgi çok büyük. Biletler satışa sunulur sunulmaz bitti diyebiliriz. 2 bini Beşiktaş, toplamda 42 bin taraftarın önünde oynanacak maça büyük avantajla çıkıyoruz. İlk maçı 2-1 kazanan Konyaspor’un turu getirecek sonuçla sahadan ayrılmasını bekliyorum. Pazar günü de ligde Trabzonspor ile oynayacağımız kritik maçın olması, Aykut hocayı kadro anlamında değişikliğe itebilir. Aykut Kocaman daha önceden yaptığı açıklamalarla lige kupadan daha çok önem verdiğini ima etmişti. Umarım ayağımıza kadar gelen yarı finale çıkma fırsatını tepecek bir düzende sahaya çıkmayız.