Memleketimden Manzaralar

2014 Yılının son sözü; ■ İkiyüzlülüğü, dalkavukluğu beceren, iftirayı da becerir. (Napolyon Bonapart) ***    Yeni yıla beş kala memleketimden kimi manzaralar aktarmak istiyorum; yorumsuz... Öğrenicilerim anımsarlar, benim derslerimde yinelediğim bir öngörüm vardır, “ yorumsuz demek de gerçekte ince bir yarımdır.” ■ Kurtuluş Savaşı kahramanlarından, 16 yıl Başbakanlık, 12 yıl Cumhurbaşkanlığı yapan İsmet İnönü, 41. ölüm yılında anıldı. Sivil yaşamda en önemli başarıları; Lozan antlaşması, Türkiye’yi 2. Dünya Savaşı’nın dışında tutması ve ülkeyi tek parti rejiminden çok partili hayata taşımasıdır. İnönü 50 yaşından sonra yüzmeyi öğrendi, ileri yaşlarında viyolonsel ve kimya dersleri aldı. Öğrenmenin yaşı olmadığını halkına  göstermek istedi. Onun vecize olmuş sözü; “Namuslular da en az namussuzlar kadar cesur olmalıdır” ■ Papanın ülkemizi ziyaretinde 40 bin lira değerinde bir araçla ziyaret etmesi üzerine Hürriyet’ten Nurettin Kurt’un eleştirisel yaklaşıma dönük haberi şöyleydi; DMO bütçesinden Diyanet İşleri Başkanı  Görmez’e 1 milyon TL’ye Mercedes S 500 model makam aracı alınmış. Yazarın notu: Bir dönem (üç yıl)  Devlet Malzeme Ofisinde Yönetim Kurulu Üyeliği yaptım. Bizim dönemimizde böyle bir karar önümüze gelse asla imza atmaz, muhalefet şerhi koyardım. *** ■  Konya’da Kubilay’ı anma töreninde yaptığı konuşma dolayısıyla önce tutuklanan sonra tahliye edilen Mehmet Emin Gök’ün annesi Nazmiye Gök konuşuyor; “ Çocuğum hırsızlık yapmadı, kimsenin namusuna göz dikmedi. Yüz kızartıcı bir suçu yok. Çok heyecanlı,  Konya Kapalı Cezaevinde geceyi geçirdi.” Anne Nazmiye Gök devam ediyor: “Babası Mehmet A.’dan ayrıldığımda oğlum 2 yaşındaydı. İkinci evliliğimi yaptım. Mesleğim aşçılık. Ancak 2 aydır işsizim. Kirada oturuyoruz. Oğlum, geçen yaz boş kalmamak adına 3 ay bir kafede garson olarak çalıştı. O, hareketli, cesur bir çocuk. Her konuda kendisine çok güvenirim. Oğlum okul dışındaki zamanlarını genelde kitap okuyarak geçiriyor. Hiçbir kötü alışkanlığı olan bir çocuk değildir.” *** ■ Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin 3 yıl dekanlığını yapan ve eğilim yoklamasındaki sonuç üzerine istifa eden Prof. Dr. Yalçın Karatepe’ye Mülkiyeliler Birliği teşekkürü; “Sayın Karatepe çeşitli biçimlerdeki baskılara maruz kalmasına karşın okulun bir bilim merkezi olarak kalabilmesi için çaba gösterdi. Mülkiye’nin aydınlanmaya, demokrasiye dönük yüzünün gereklerini, dekanlığı boyunca yerine getirdi... İfade özgürlüğü ve akademik özerklik konularında sistemin sınırlarını zorlayan bir yönetim anlayışını yerleştirme mücadelesi verdi.” Yazarın notu: Ankara Üniversitesi yerleşkesindeki kadın dekan sayısı böylece beşe ulaşmış bulunuyor. Ne güzel! *** Osmanlıca tartışması İki ayrı görüş; ■ Zaman zaman söyleniyor, Türkçe ile felsefe yapılmaz, Türkçe ile bilim yapılmaz bilim dili kurulmaz deniyor, bunların tamamı ırkçılık kokan açıklamalardır...” ■ Türkçenin mevcut kelime hazinesiyle felsefe yapamazsınız. Ya Osmanlıca ya da İngilizce kullanmanız lazım. Yazarın Notu: önce şöyle, şimdi böyle... *** Hz. Mevlana 'yı kıskanan biri mektup yazar; “Ey Mevlana Hristiyan'a gel dersin, Yahudi'ye gel dersin , ataiste gel dersin Dinimizde böyle bir şey var mı bu nasıl bir din anlayışıdır.” Hz. Mevlana mektubu uzun uzun okuyup düşündükten sonra arkasına şöyle yazar ve geri gönderir;    “ Sen de gel!”  Son söz, sözün Sultanı Hz. Mevlana’dan; ■ Eden kendisine eder. Yapan bulur ve çeker. Unutma ki, kazanmak koca bir ömür ister, kaybetmek içinse bir anlık gaflet yeter!