Konya
°C
Yeni Meram

Masumun hamisi Hüda’dır…

Masumun hamisi Hüda’dır…-Mustafa Afşin-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
10.08.2016 09:51
0
9167
ABONE OL
İnsanoğlu Rabb’in yarattığı en güzel varlık olmasının yanı sıra maalesef hem kendi hem de çevresindeki diğer canlılara zarar vermektedir. Dünya tarihinde çatışmasız veya savaşsız geçen gün sayısı nerdeyse yok denilecek kadar azdır. Bu savaş ve çatışmaların en üzücü kısmı ise Müslüman ülkelerde daha çok yaşanmasıdır. Yakın zamanda önce çevremizde sonrada bizzat bizlerin yaşadığı acı olaylar maalesef canımızı çok acıttı. Her ne kadar dinler savaşlarının geride kaldığını düşünüyor olsak da artık sıcak çatışmaların yerini fitne ve fesat ile kardeşi kardeşe kırdırmanın aldığı aşikârdır. Bir gün tüm dünyada Müslümanların emrolduğu gibi beraber ve kardeşçe umudu ile sizlere çok beğendiğim bir mesnevi hikayesini paylaşmak istiyorum. Moğolların Anadolu umûmî vâlisi Baycu Noyan, Konya'yı muhâsara etti. Konyalılar gâyet sıkıntılı ve ızdıraplı günler yaşadı. Muhasaranın kaldırılması için Mevlânâ hazretlerinin huzûruna çıkıp; "Efendim! Bize merhamet ediniz. Baycu Noyan, bildiğiniz gibi Konya'yı muhasara etti. Çoluk-çocuğumuzla gâyet sıkıntıya düştük. Korku içinde yaşıyoruz. Şâyet bize yardım etmezseniz, sonumuz felâket olur. Çünkü Baycu Noyan, hangi şehri fethettiyse halkı kılıçtan geçirip, mallarını yağmaladı. Bu işe bir tedbir istirhâm ediyoruz." dediler. Mevlânâ; "Siz, Allahü teâlâya tevekkül edin. Doğru bir îtikâd ile cenâb-ı Hakk'ın evliyâsını vesîle ederek duâ edin. İnşâallah sıkıntınız def olur." buyurdu. Sonra şehirden dışarı çıkıp meydanın ortasında durdu. Kıbleye dönerek namaz kılmaya başladı. Etrafta binlerce Moğol askeri vardı. Baycu Noyan'a kocaman bir çadır kurmuşlardı. Askerler hemen komutanlarına koşup; "Şehirden yaşlı bir kimse çıktı. Mâvi kaftanlı, sarıklı, heybetli bir kimse... Meydanda namaz kılmaya başladı. Ne bir korku, ne bir heyecânı var. Askerlerden hiçbiri yanına yaklaşmaya cesâret edemiyor...." dediler. Baycu Noyan, askerlerine; "Ok yağmuruna tutarak derhal öldürün!" dedi. Bu emir üzerine, okçular ellerini sadaklarına atmak için davrandıklarında, herbirinin kolları yerinden kalkmaz hâle geldi. Hiçbirisi ok atamıyordu. Bu durumu gören Baycu Noyan, süvârilere; "Atlara binip kılıçla üzerine saldırın!"emrini verdi. Süvâriler hemen ata binip sürmek istediler, fakat atların ayakları toprağa battı. Atlar, üzerindeki askeri götüremez hâle geldi. Bunu da hayretle gören Baycu Noyan'ın canı sıkıldı. Kendisi okunu çekip yayını gerdi. Nişan alarak Mevlânâ'ya fırlattı. Attığı üç ok da hedefe değil, Baycu'nun önüne düştü. Bu hâli de gören vâli Noyan, iyice öfkelenip atını getirmelerini emretti. Ata bindiyse de, atı bir türlü hareket ettiremedi. Hiddeti ziyâdeleşen Baycu, attan inip yaya olarak hücûm etmek istedi. Fakat ayakları tutulup yüzüstü yere düştü. Yüzü yaralanan Baycu, ne yapacağını şaşırdı. Olanları şehirden tâkib eden halk, hayretten hayrete düştüler, hep bir ağızdan tekbîr getirdiler. Nihâyet Baycu Noyan hiçbir şey yapmaya kâdir olamayacağını ve Mevlânâ karşısında âcizliğini anlayınca; "Bu kimse, şimdiye kadar karşılaştığım insanların hiçbirine benzemiyor. Bunun, Allahü teâlânın himâyesi altında olan kimselerden olduğu anlaşılıyor. Bu kadar askerî gücümle, değil kendisiyle mücâdele etmek, üzerine doğru bir adım bile atamadık. Dolayısıyle bununla iyi geçinmekte, anlaşma yapmakta fayda vardır." diyerek, askerini toplayıp muhâsaradan vazgeçti. Kıssadan hisse eğer bir yerde zulüm gören mazlum bir Müslüman topluluğu var ise Yaradan daima onlarla beraberdir. Onların galibiyeti ve huzuru ise o topluluğun Yaradan dostu evliyalarının üzerimizdeki duaları sayesindedir. Rabbimiz Müslümanların ve diğer tüm iyi niyetli güzel insanların daima yar ve yardımcısı olsun. Aç gözlülüğünden sıyrılmayı başaran insanoğlu hem kendisi hem de diğer canlılara yaşama hakkına saygı göstermek ile bu dünyayı cennete çevirebilir. Mutlu günler…
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.