Konya
°C
Yeni Meram

MAKAM!

MAKAM!-Erol Sunat-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
25.03.2019 00:03
24.03.2019 16:04
0
2677
ABONE OL
Eskiler, Makam, mevki konusu bir hayli derin mevzu derlerdi. Makam sahibinin sahip olduğu niteliklerin neler olduğu, insanların makam için neler yaptıkları, neler yapabildikleri anlatılırdı. Birini tanımak istiyorsan, ona küçük bir makam ver, ne olup ne olmadığını daha o gün anlarsın sözü bir hayli geçerliydi. Mahkeme Kadı’ya mülk değildir, bütün dünya makamları gelip geçicidir. Makamı kendi heva ve hevesleri için kullanmayanlar efsane gibi anlatılır, hiç unutulmaz, hayırla yad edilirler. Makamı kendi hırslarına alet edenlerinde ne ismi, anılır, ne cismi derlerdi. Tarih, saltanat makamı için çevrilen entrikaların, hazırlanan hile ve tuzakların, evlat ve kardeş katline yol açan olayların, baht ve taht kavgalarının ibret dolu sahnelerini sayfalarında anlatıyor. Bunlardan ders almayan, alamayan ve ders çıkaramayan bir dünyada yaşıyoruz. Değil saltanat kavgası, en basitinden küçük bir idarecilik için yapılan mücadeleler, hakkı olmayan yere üç gün beylik beyliktir anlayışıyla talip olanların, kendi aralarındaki amansız yarış dahi, kimsenin aklını başına getirmeyen olaylarla dolu. Günümüzde, makam ve koltuk öylesine bir cazibe merkezi olarak tanıtılıyor ki, küçücük bir sorumluluk için, aday olanlar, birbirleri hakkında neler söylemiyorlar, neler anlatmıyorlar neler. Değer mi? Değmez tabi diyenlerin seslerini bastıranlar, Neden değmesin demeye gelen bir çok cümleyi haykırıyorlar en gür sesleriyle… Çünkü; Günümüzde, makam için her şey değer diyenler, O amansız yarışlar içerisinde, O toz-duman arasında, Ne söylenenleri duymak istiyor, nede yanlış yapıyorsun diyenleri görmek!   ***** Sevgili okurlar! Makam var, makam var! Konumuz bahsi geçen dünya makamları değil. O makam için kavga verenler, kavga edenler, birbirlerinin kuyusunu kazanlar, konumuzun bir hayli ötesinde, uzağında! Anlatmaya çalışacağımız makamla zerrece alakası yok. Takdir edersiniz ki… Makam demek, sadece bugün için oldukça revaçta olan, birçok insanın hayallerini süsleyen, masa ve koltuk demek değil! Makam, musiki dilinde bir başka dünya, bir başka alem… Bu makam, makamların hası, ulvisi, yücesi, gönüllere işleyeni… Ruhların huzur bulduğu… Sinirlerin teskin olup, kendine geldiği, gevşediği… Deruni anlamlarla, manevi bir dünyaya açılan kapıların melodilerden, sazlardan ve sözlerden oluşan görünmez bir anahtarı, İnsanı derinden etkileyen, durduran, duygulandıran, hüzünlendiren, kalbini yumuşatan, gözlerini dolduran, ağlatan anlatılmaz bir his, Her makamın ayrı bir dili, ayrı bir hitap şekli, ayrı bir ruha tesir eden notası ve rotası var. Bu makamın yolu da ayrı, yolcusu da…   ***** Musiki makamlarını ele aldığınızda, onlarla haşır-neşir olduğunuzda,  Türk Sanat Musikisinin uçsuz bucaksız deryasında yol almaya başladığınızda, inanın, dünya makamlarının saman çöpü kadar değeri kalmıyor. Makamlar üzerine oldukça etkileyici ve merak uyandırıcı tespitlerde bulunan Farabi, makamların insan ruhu üzerinde neşeye ve sevince, hüzünlenmeye, ferahlamaya yol açtığını anlatmış yüzyıllarca önce. Musikimizde yaklaşık olarak 553 kadar makam olduğunu, bunlardan yüz kadarının icra edildiğini biliyor muydunuz? Rast makamı neşe veriyor… Nihavend makamı tedavi edici bir özelliğe sahip! Saba makamı ferahlık sağlıyor… Hicaz Makamı, Türk Sanat Musıkisi’nin ana makamlarından biri. Türk Sanat Musıkisi’nde en çok eser Hicaz Makamında bestelenmiş. Hicaz Makamında bestelenen eserlerin sayısı 2500’ü aşkın. Makamın dertli, içli ve can yakıcı bir havası var. Akşam ezanı Segah makamında okunur. Itri’nin bestelediği ünlü “Allahüekber Tekbiri” segah makamındadır. Saba Makamı Türk Sanat Müziğinin en içli, dokunaklı ve mistik makamlarından birisidir. Sabah ezanı bu makamla okunur. Hüzzam kelimesi yoğun, ağır hüzün anlamına gelir. Bu nedenle Hüzzam Makamındaki eserler insana hüzün veren, acıklı eserlerdir. Uşşak Makamı temel ya da ana bir makamdır. Uşşak kelime anlamı olarak aşıklar anlamına geldiğinden bu makama aşıklar makamı adı verilmiş. Bu makam aynı zamanda cesareti ve kahramanlığı simgeleyen eserlerin bestelendiği bir makam. Kürdilihicazkar makamı, insanın gönlünü yangın yerine çeviren bir makam. Türk Sanat Müziğinin en çok sevilen ve şarkı bestelenen makamlarından birisi olan Kürdilihicazkar makamı,  Arabesk ve pop müziğiyle uğraşanların nağmelerini sıkça kullandıkları bir makam olarak dikkat çekiyor.. Rast makamı, Klasik Türk Müziğinin en temel makamı olarak kabul edilir. Dilerseniz, Rast makamında bestelenmiş bazı güzel eserleri sıralayalım; Bir gece ansızın gelebilirim, Yine bir Gülnihal, Eski dostlar (unutulmuş birer birer, eski dostlar, eski dostlar),  Esti nesim-i nev-bahar, açıldı güller subh-dem, Gönül aşkınla gözyaşı dökmekten usandı artık, Gül ağacı değilem, her gelene eğilem, Saçının tellerine gönlümü taktı kader, Senden uzak günlerim zindân oluyor. Türk Sanat Müziğinin, en güzel eserlerinin verildiği bazı makamlarsa şunlar; Acemaşiran , Bayati  yada Bayâtî, Beyâtî,  Bestenigar (Bestenigâr),  Bûselik, Dügâh, Segah (Segâh), Yegah (Yegâh),   Ferahfeza (Ferahfezâ), Hicazkar (Hicazkâr), Hüseyni (Hüseynî),  Karcığar, Mahur (Mâhûr), Muhayyer,  Neveser ,), Sultaniyegah (Sultânî Yegâh), Suzidil (Sûz-i Dil),  Çargâh  ve Şehnaz (Şehnâz). Makamlar üzerine bu anlatılanlardan sonra… Siz olsanız, hangi makamı seçerdiniz?  Herkesin kıyasıya yarış ettiği, birbirini karaladığı, kalp kırıp, gönül yaraladığı makamları mı, yoksa Musikimizin her biri insanı huzura ve sükûnete kavuşturan makamlarını mı?  
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.