Konya
°C
Yeni Meram

Maârif-1

Maârif-1 - Mustafa Afşin - Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
22.02.2017 08:28
0
2949
ABONE OL
“Sen güzelsen, çirkine küçümseyerek bakma! Zira bu yolda sinek de, tavus kuşu gibidir.” Tavus, Hakkın sanatının kemalini gösterir. Sinek de tıpkı bunun gibidir. Bu bakımdan her ikisi de aynıdır. Fakat ressamdan habersiz olanlar ve onu aramayanlar, yalnız resmi nazarı itibar alırlar. Bunlar karşısında çirkin ve güzel nasıl bir olabilir? Acı ve tatlı nasıl aynı tadı verebilir? Böyle kimselere vahdet (birlik) âleminden bahsetmek doğru olmaz. Çünkü onlar müteaddit olduklarından adette kalmışlardır. "Vahid'den gafildirler. Onlar, çirkin güzel, acı tatlı birdir, derlerse yalan söylememiş olurlar. İşittikleri şeyi söylerler. O söz kalplerinden çıkmamıştır. Bu cansız bir şekil ve nursuz bir kandil gibi olur. Hiç kimse bu sözden istifade edemez. Söz, o kimsenin sözüdür ki bunların hepsinden o "Bir"i anlar ve arar. Ne kadar türlü türlü şekiller görse yine o "tek" olan zâtı nazarı itibara alır. Hepsinden murat o "zattır", o nakışlar değildir. “Yüzlerce nakıştan, türlü türlü hünerler gösteren bir nakış gibi, Ona iyi bakarsan hepsinin bir olduğunu görürsün. Deniz birdir, fakat sayı onun dalgalarındadır. Bu sayıdan geçersen dalganın da, denizin de bir olduğunu görürsün.” Seninle beraber bulunan bir adamdan, bazen barış, bazen savaş, bazen hasislik, bazen cömertlik, bazen yıkma, bazen yapma, bazen kahramanlık, bazen korkaklık, bazen uyku, bazen uyanıklık, bazen gülme, bazen ağlama, bazen susma, bazen konuşmak gibi birbirine benzemeyen bin bir türlü iş meydana gelse, bunlarla o adamı daha iyi tanır ve daha çok seversin. O adamdan meydana gelen birçok hallerle onun birliğini tasdik ettiğin gibi, yerin ve göğün dönmesi, kış ve yaz gibi türlü türlü mevsimler, âlim, cahil ve zalim olmak üzere çeşitli insanlar, kara ve deniz, kuş ve balık daha bunlar gibi pek çok şeylerden ibaret olan Allah'ın sanat ve kudretlerinden de, Allah'ın birliğini bilmelisin ve yalnız onu sevmelisin. O zatın büyüklüğünde, kudretinde güzelliğinde ve kemalinde zaman zaman mest, âşık ve gark olmuş olmalısın. Ondan başka hiçbir şey gözüne görünmesin! Bunun gibi birbirinizi türlü türlü sözler, işler ve hallerle görürsünüz, tanırsınız, bilirsiniz. Birbirinize bağlanırsınız. Bundan bir rahatlık, bir huzur hissedersiniz ve dersiniz ki: "Birbirimizden pek çok haller gördük ve birbirimizi çok iyi tanıdık, anlaştık; başkaları ile aşinalığımız yoktur. Onları sadece uzaktan görüyoruz." Hâlbuki Allah'ın işi ve gücü sayısız ve sınırsızdır. Onun sanatının eseri olmayan hiç bir şey yoktur. Yere bak, göğe bak, nereye bakarsan bak, hepsi onun sanatı ve malıdır. Altı yönün dışında bulunanlar da O' nundur. Hülâsa, hangi tarafa dönerseniz Allah'a yönelmiş olursunuz! (Sûre: 2, Ayet: 109). Bazı işlerde yüz gösteren bir kimseyi görüyor ve tanıyorsun. Her şeyde yüz gösterdiğim halde beni niçin görmüyor ve tanımıyorsun? Sen, ağacın üstündeki kuşu görüyorum, ağacı göremiyorum, saçı görüyorum, başı göremiyorum, sahradaki çadırı görüyorum, sahrayı göremiyorum, diyenlere benziyorsun. Böyle bir akla, akıl ve böyle bir mantığa mantık demek gülünç olur. Allah güneşten daha açık, daha meydanda ve daha ayandır. Bir şeyi ayan olarak gördükten sonra varlığına delil isteyen bir kimse ancak  hüsrana düşmüştür. Güneşin iki vasfı vardır: Işık ve sıcaklık. Güneş bu iki vasfı ile bütün âleme ayandır. Altı yönde bulunan bütün yaratıklar, Allah'ın birer sıfatı olmasına rağmen acaba bu sıfatlar o cahilin gözünden nasıl kaçıyor? “O, hem ilk, hem son, hem dış, hem içtir. Hem serde, hem sırdadır. İşte herkes bu sıradan gafil ve cahildir.” Hz. Sultan Veled (ks) - Maârif Allah daha iyisini bilir…  
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.