Laik eğitim sistemimizle oynamayın

Laik eğitim sistemiyle oynamaya devam ederseniz daha çok darbeler yersiniz. Osmanlı’nın eğitim sistemi, tekkeler, dergahlar, medreseler çağdaş bir sistem olsalardı elinizden hiç düşürmediğiniz cep telefonlarını, ipadları, iphoneleri, bilgisayarları, interneti bulanlar yetişirdi. Diğer buluşlara hele hele elektrik, uçak, helikopter ve sağlıktaki buluşlara hiç değinmiyorum. Mustafa Kemal Atatürk, Harp Okulları’ndan, Harp Akademileri’nden, Askeri Liselerden yetişti. Kurtuluş Savaşı’nı kazanan gerçek komutanlar (NATO, ABD, TARİKAT UŞAĞI OLMAYAN) askeri okullardan yetişti. Yaşadıkları dönemde padişahların basiretsizlikleri, korkaklıkları, liyakatsizlik ve beceriksizlikleri yüzünden sadece topraklarımızın yitip gitmesini değil Anadolu Halkı’nın malı olan; tüm limanların, demiryollarının, bankaların, adaların, yer altı ve yer üstü zenginliklerinin yabancılara verilmesini izlediler. Kanuni’nin çıkardığı Kapitülasyonlarla Anadolu Halkı’nın sömürülmesini izlediler. Din adamlarının çıkardıkları fetvalarla, padişahları yönlendirdikleri yalan yanlış bilgilerle, halkın nasıl inancının sömürüldüğünü yaşadılar. Kurtuluş Savaşı’nı kazanan komutanların hepsi vatan aşığı, cesur ve yiğittiler. Bütün bu acıları gördükleri içinde Atatürk; eğitimde, hukukta, sosyal hayatta, sağlıkta devlet yönetiminde din olgusunun kullanılmasını engelledi. Tekkeleri kapattı, kıyamet koptu. Ölülerden çare arayan bir toplum olmaktan uzaklaştırmak için türbeleri kapattı, isyanlar başladı. ‘En hakiki tarikat; ilim ve Fen’dir, medeniyettir’ diyerek tarikatları yasakladı adı dinsiz oldu, kafir oldu. Arap etkisinden kurtulmak için Arapça yerine Türkçe’yi, öz dilimizi okullarda okutmaya başlattı. Yüce Tanrı sadece Arapça yazılır ve Arapça okunur diye emretmiş gibi düşman oldular. Kendilerine vatan bırakan kahramana hakaret etme yarışına girdiler. Türk Milleti Türkçe konuşur, Türkçe yazar diye milli kimliğimizi kazandırdı. Gördü ki yetmiyor. 600 yıllık alışkanlık ve beyin yıkanmasının silinmesi kolay olmuyor. Hoca mekteplerini kapatıp çağdaş ve laik okullar açtı. Bunun en güzel örneklerinden biri de ‘Köy Enstitüleri’ laik öğretmenler yetiştiren okullardı. yüzyıllardır cahil bırakılan bir halk, ancak bu okullarda yetişen öğretmenlerle çağdaş dünyaya ayak uydurabilirlerdi. Köy Enstitüleri başta ABD tüm Batı ülkelerince izlendi ve yetişen öğretmenlerle Anadolu çocuklarının ve köylerinin kalkınacağını gördüler. Telaşlandılar, korktular. DP iktidarınca kapatıldı. Yerine açılan Öğretmen Okulları da ne yazık ki CHP döneminde kapatıldı. Artık cumhuriyetin değerlerine inanmayan, tarikat liderlerinin oyuncağı olan, her meslekten liyakatsiz, Kurtuluş Savaşı’na, Atatürk devrimlerine uzak, Türk Milleti’ni ümmet gören kişiler sınıflara öğretmen olarak alındı. İmam camidedir. İmam okullarda müdür yardımcısı, müdür olamaz! Herkes eğitim gördüğü alanda görev yapmak zorundadır. Yıllardır, veteriner, iktisatçı, işletme mezunu, sanat enstitüsü, sağlık okulu mezunu kimi buldularsa okullara, sınıflara öğretmen ve müdür olarak atadılar. Köy Enstitülerini ve Öğretmen Okullarını kapatan siyasi iradeler bir milletin geleceğine bomba koydular. Vatana ihanet sadece silahla olmuyor. En büyük ihanet çocuklarının ve gençlerinin geleceğini karartmaktır. İhanetlerin en büyüğüdür. Vatan sevgisinden yoksun, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesinden uzak, liyakatsiz, ehliyetsiz, çağdaşlığın ne olduğundan bihaber, tek dil, tek devlet, tek millet, tek vatan sözlerinin önemini bilmeden sınıflara sokulan ve kimliksiz sadece ümmet fikri aşılanmış nesiller, işte ya aşırı sol akımlara ya da irticaya teslim oldular. Tanrıyı bırakıp kula kul olanlara, minicik masum beyinler teslim edildiler. Eğitim laik olmalı. Eğitimde müdürler mutlaka eğitim fakülteleri mezunu olmalıdır. Eğitim liyakat ve ehliyet yoksunu kişilere teslim edilemez. Eğitimde diliyle, vatanının kuruluş felsefesiyle ve Atatürk’ün Türk milleti yaratmak için vasiyet gibi bıraktığı ilke ve devrimleriyle barışık öğretmenler yetiştirmediğimiz zaman, sadece bu siyasi irade değil herkes çok daha kötü darbelerle karşılaşacaktır. Bırakın artık devletinizin kurucusu, savaş kazanarak, zaferlerle yaşamını taçlandırarak ve üzerinde yaşadığımız bu çok özel vatan topraklarını bize bırakan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’le uğraşmayı. Devlet adamı nasıl olunur? Vatan sevgisi nasıl yürek ister? Vatanın bütünlüğü ancak tek dille nasıl sağlanır? Ve laik yaşam, laik eğitim, laik hukuk geri gelmeli. Laik devlet nasıl yönetilirmiş? Onun eserlerini okuyup öğrenin ki gelecekte de millet olarak Atatürk’ün yolundan ayrılmanın acısını darbe üstüne darbe yiyerek çekmeyelim.