Konya
°C
Yeni Meram

Kur’an’dan Rahmet Esintileri: İkinci Cüz (2)

Kur’an’dan Rahmet Esintileri: İkinci Cüz (2)-Hüseyin Toptaş-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
09.05.2019 00:09
08.05.2019 16:10
0
9087
ABONE OL
Kur’an’ın muttaki tanımı “İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. (Allah'ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekât verir. Antlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Müttakîler ancak onlardır!” (1) İslâmiyet açısından asıl iyiliğin ve muttaki olmanın yolu ayette açık olarak belirtilmiştir. Takva sahibi olmak isteyenler ayette zikredilen hasletleri kazanmış olan kimselerdir. Buna göre; İman esaslarına bir bütün olarak iman, ibadet, infak, sözde sadakat ve inancı uğrunda karşılaşabileceği sıkıntılara sabır özelliklerini taşıyan ve yaşayan herkes muttakidir. İman, ibadet ve ahlâk içermeyen bir din anlayışına sahip olmak ise tamamen şekilcilikten ibaret bir din anlayışının hayatımızda yer alması demektir. Ramazan ayı Kur’an’ın indirildiği aydır “Ey iman edenler! Sizden öncekilerin üzerine yazıldığı gibi sakınasınız diye sizin üzerinize de sayılı günlerde oruç yazıldı.” (2) “(O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur'an'ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa onu oruçla geçirsin.” (3) “Kullarım, beni senden sorarlarsa, (bilsinler ki), gerçekten ben (onlara çok) yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm. O halde, doğru yolu bulmaları için benim davetime uysunlar, bana iman etsinler.” (4) Rahmet, mağfiret ve günahlardan kurtuluş ayı olan Ramazan, yüce kitabımızda zikredilen tek aydır.         Mü’mine düşen görev, bu bereket ayını, imtihan ayını gereğince değerlendirmek, imanını takva seviyesine çıkarmaktır. İlk insandan günümüze kadar oruç insanlığa emredilen bir ibadettir. Peygamber Efendimiz (SAV); “Her kim Ramazan orucunu inanarak ve sevabını Allah’tan umarak tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır” buyurmaktadır. (Buhari, Müslim)   Dünyalık isteyenlerin ahiretten nasibi yoktur “Hac ibadetlerinizi bitirince, babalarınızı andığınız gibi, hatta ondan daha kuvvetli bir şekilde Allah'ı anın. İnsanlardan öyleleri var ki: Ey Rabbimiz! Bize dünyada ver, derler. Böyle kimselerin ahiretten hiç nasibi yoktur. Onlardan bir kısmı da: Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru! derler. İşte onlar için, kazandıklarından büyük bir nasip vardır. (Şüphesiz) Allah'ın hesabı çok süratlidir.” (5) İbn Abbas ve Atâ gibi âlimlere isnat edilen bir yoruma göre ayetin anlamı genel olup, “Küçük çocuklar babalarını nasıl sevgiyle anar, onlardan yardım, ilgi ve destek beklerse siz de Allah’ı o şekilde, hatta daha güçlü ve canlı olarak zikredin, O’na sığınıp yardımını dileyin” anlamına gelmektedir. Rabbimiz insanlara nasıl dua yapacaklarını öğretirken de iki tip insanın ölçülerini tanıtıyor. Birincisi kişisel çıkarlarını ön planda tutarak dünyaya önem veren, ahiret ve hesap kaygısı taşımadığından dünyanın kölesi olan kişidir. Böyleleri yalnız dünyayı istedikleri için ahiretle ilgili amelleri ihmal ederler bundan dolayı da ahiretten hiç nasipleri yoktur. Diğeri de Allah’ın hoşnut olacağı davranışlara yönelen kişidir. Ebedi saadeti elde etmek istiyorsak hayat tarzımızı gözden geçirmek ve ona göre isteklerde bulunmak gerekmektedir.ᅠ Her güzel konuşana aldanmamak gerekirİnsanlardan öyleleri vardır ki, dünya hayatı hakkında söyledikleri senin hoşuna gider. Hatta böylesi kalbinde olana (samimi olduğuna) Allah'ı şahit tutar. Halbuki o, hasımların en yamanıdır.  Hâkimiyeti ele aldığında ise ülkede bozgunculuk çıkarıp ürünleri ve nesilleri yok etmeye çalışır. Allah bozgunculuğu sevmez. Böylesine «Allah'tan kork!» denilince benlik ve gurur kendisini günaha sevk eder. (Ceza ve azap olarak) ona cehennem yeter. O ne kötü yerdir! İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah'ın rızasını kazanmak için kendini feda eder. Allah kullarına çok şefkatlidir.” (6) Bu ayetler Hz. Peygamber dönemindeki belli bir veya birkaç münafık hakkında inmiş olsa bile münafıklık, riyakârlık, bozgunculuk, tahripçilik gibi kötü huy ve davranışlar konusunda bütün insanlar için bir uyarı ve caydırıcılık değeri taşımaktadır. “Hâkimiyeti ele aldığında ise…” ayeti ikiyüzlü ve aldatıcı siyasetçilere karşı uyarı anlamı da taşımaktadır. Gerçekten, konuşmaları ve vaatleri ile işbaşına geldiklerinde insanların “ürünlerini” yani gelir kaynaklarını kurutmaya, “nesillerini” bozmaya kalkışmaktadırlar. Mali yardımda önceliği olanlar “Kâfir olanlar için dünya hayatı câzip kılındı. (Bu yüzden) onlar, iman edenler ile alay ederler. Oysa ki, (iman edip) inkârdan sakınanlar kıyamet gününde onların üstündedir. Allah dilediğine hesapsız lutufta bulunur.” (7) “Sana (Allah yolunda) ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: Maldan harcadığınız şey, ebeveyn, yakınlar, yetimler, fakirler ve yolcular için olmalıdır. Şüphesiz Allah yapacağınız her hayrı bilir.” (8) Kur’an’ı anlamak ve onunla amel etmek temennisi ile…   -----
  • (Bakara 177)
  • (Bakara 183)
  • (Bakara 185)
  • (Bakara 186)
  • (Bakara 200 – 202)
  • (Bakara 204- 207)
  • (Bakara 212)
  • (Bakara 215)
 
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.