KÜLTÜRE YOLCULUKTA TEK SIKINTI, ULAŞIM!

Konya’nın kültür ve turizm değerlerini anlatmaya kalksak zamanımız, yazmaya kalksak sütunumuz yetmez. Şehrimizin mücavir alanı içerisinde kalan ve üstelik bize çok yakın olan bu kültür ve turizm değerlerine ulaşma konusunda en büyük sorun, ulaşım meselesi... Bilecik-Söğüt’e gidiyoruz, Çanakkale’ye gidiyoruz, İstanbul’a gidiyoruz, Lakin; Zazadın Hana gidemiyoruz! Çatalhöyük’e gidemiyoruz! Kilistraya gidemiyoruz! Neredeyse Silleye dahi gidemeyeceğiz! Neden mi? Yol var, yolcu var, amma velakin; sayılan yerlere insanları ulaştıracak araç yok. Kendi imkanlarınızla , yada bir vesileyle gittiniz, gittiniz…. Değilse, siz burada, kültür değerleri orada bekleşir durursunuz! Onlarca yıldır bekleşip durulduğu gibi!   ***** Sevgili okurlar! Kendi tarihimize, kültür ve turizm değerlerimize yapılacak bu yolculuklarda Konya dışına çıkmıyorsunuz, yapılacak olan yolculuklar sadece Konya içinde ve Konya sınırları içerisinde… Tarihi bir şehrin, tarihi bir Başkentin çevresini kuşatan, Bu şehre apayrı bir güzellik katan ve kazandıran, Ancak bu işten sorumlu olanların onlarca yıldır üzerine eğilmediği, Yeterince ilgilenmediği, Birçoğunun uyduruk, yamalı asfalt yolları olan, Konaklama imkanı bulunmayan, Değil yemek yenecek bir tesis, bir bardak çay dahi ikram edilemeyen, Ulaşımın çözümsüz hali kaderleri olmuş gibi davranılan değerler onlar! Bu konuda çekilen bütün sıkıntılara, güçlü bir neşter vurulması gerekiyor! Kim vuracak o neşteri! Bu işlerden anlayan uzman bir Operatör! Var mı böyle birisi, birileri? İşte bütün mesele burada düğümleniyor. Diyeceksiniz ki, un var, yağ var, şeker var, bir Operatörü mü bulamadılar? Olsaydı, bulunurdu, o neşterde vurulurdu zaten… O neşter vurulabilseydi… Her Allah’ın günü yüzlerce turist otobüsünün gelip geçtiği, Şehirde durup- soluklanmadığı, Sadece, Mevlana türbesini ziyaret edip, şehirde bir çay bile içirmeden yolcularını alıp götürdüğü, Bu işle uğraşan esnaflarında akşama kadar otobüsleri sayıp-durduğu, dövündüğü durumlar yaşanmazdı!   ***** Keşke, en azından bir hayal kursaydık, “Hayal kurdum Konya’ya” filan deseydik… Bir an için, hayallerimiz gerçekleşmiş olsaydı… O zaman denirdi ki, biz kültür ve turizm değeri olan birçok yere butik oteller yaptık… Turlar ve seferler koyduk… Yollarını duble yol haline getirdik… Bir gün Sille’de, Bir gün Kilistra’da, Bir gün Çatalhöyük’te, Bir gün Meke gölünde, Bir gün Zazadın Kervansarayında kalırsınız, Dilerseniz birkaç günde Konya merkezde misafirimiz olursunuz! Sayın bakalım kaç gün oluyor? Hayallerimizi bir tarafa bırakır da, gerçek nedir diyecek olusanız, bu saydığımız yerlerden sadece Sille’de butik oteller var. Gerisi için ise, sadece kurduğumuz hayaller var elimizde! O hayallerin peşinden koşa koşa yorulan, bıkan, umudunu ara-ara yitiren, bütün olan bitene rağmen, acaba bir şeyler olur mu, yapılabilir mi diye umutla bekleyen kültür ve turizme sevdalı insanlar var, çok şükür! İyi ki de varlar!   ***** Gidilemeyen, gitme imkanı olmayan bir kültür değeri ne olur? Unutulur! Kaderiyle baş başa bırakılır! Körelir…İsmi-cismi anılmaz olur! Şehrimiz, kültür ve turizm değerleriyle dopdolu. Lakin bu değerlere ulaşma noktasında yapabileceğimiz hiçbir şey yok mu? Aracınız varsa ne alâ… Yoksa ne yapacaksınız? Hiçbir şey! Kültür değeri olan o eserler, yıkılsın, çürüsün, zamana karşı yarışlarında, zamana yenik düşsün diye beklemeye devam mı edeceğiz? Üstelik elimizde bir çok imkan varken! Zazadın Hanı, yani kervansarayı bunlardan birisi…800 yıldır ayakta kalan, en canlı ve en muhteşem Selçuklu eseri. Ulaşımı en kolay sağlanacak yerlerden birisi! Kilistra bir başka kültür ve turizm değeri…En az Kapadokya kadar ilgi çekici, heyecan verici ve merak uyandırıcı bir başka turizm değeri. Ulaşım konusu, konaklama konusu, en büyük problemi… Meke Gölü için dünyanın nazar boncuğu denmişti…Adeta nazarlara geldi bu güzellik…Ne yapılabilir konusundaki çalışmalar ve girişimler dileriz lafta kalmaz! Meke Gölü içinde ulaşım problemi var. Sonra Çatalhöyük…Dünyanın bizden fazla bildiği, ancak bizlerin bilgi fakiri olma yolunda ısrar ettiğimiz yine ulaşıma, konaklamaya kurban etmeye devam ettiğimiz dünya çapında meşhur bir kültür değeri…  Bu şehirde, kuruluş amacı kültür ve turizm olan, bünyesinde kültürle ilgili daireler ve şubeler olan kurumlar! Kültür adına hareket eden sivil toplum kuruluşları, yerli ve yabancı ziyaretçileri ağırlayan oteller, turizm işletmeleri! Kültür ve turizme gönül vermiş, bu şehri seven, değerlerimize sevdalı, güzel bir şeyler olsun, yapılsın diye, çalınmadık kapı, görüşülmedik yetkili bırakmayan,  gönüllüler var! Yani elimizde yok, yok!... O halde sıkıntı ne? Aradığımız cevap, işte bu soruda saklı…