KORONİK TABLO

Dünya ve Türkiye'nin virüsle mücadelesi devam ediyor. Her gün farklı açıklamalar, yeni kısıtlamalar, yeni önlemler geliyor, gelecek de... Pandemi süreci hayatımızı umduğumuzun ötesinde etkiledi ve etkilemeye devam edeceğe benziyor. Geçtiğimiz hafta aşı ile ilgili farklı ülkelerden farklı açıklamalar geldi. Rusya, Amerika, Çin ve Almanya'dan aşılarla ilgili peş peşe açıklamalar geldi. Yüzde 94 ile yüzde 95 arasındaki başarı oranları ile birlikte +4 ile -70°C arasında korunmalarına varana kadar her şeyi konuştuk. Pandeminin ilk günlerinde iki aya kadar yerli aşıyı bulacağını iddia eden saygıdeğer profesörümüz, neredeler acaba? Gerçek yerli aşının ise nisan ayı içerisinde uygulanacağı Sayın Cumhurbaşkanı ve bakanlık yetkilileri tarafından açıklandı. Bir önemli bilgi ise, yine Sağlık Bakanlığı tarafından 20+20+10 milyon toplamda 50 milyon doz aşının siparişi verildi. Muhtemelen Çin aşısı, ve +4 °C 'de muhafaza edilebilecek. Sağlıkçıların ifadelerine göre, 15 gün arayla her bireye iki sefer korona aşısı yapılacak. Bu durumda 25 milyon vatandaşımız ilk etapta aşılanmış olacak. Aşılama işlemine de aralık ayı içerisinde başlanmış olacak. Uzmanların ifadelerine göre, nüfusun yüzde 60'ı aşılandığı ya da hastalığı atlattığı takdirde, hastalık kontrol altına alınacak. Buraya kadar olan, malumun ilanı. Sayın Cumhurbaşkanı cuma namazı çıkışında durumun vahametine dikkati çekerek ilave kısıtlayıcı tedbirlerin alınacağını ifade etti. Önceleri uygulanan sıkı tedbirler sayesinde pandemi sürecini daha bir zayiatsız, daha bir rahat atlatabiliyorduk. 2020 nisan ayında korona pik değerlere ulaşmıştı. Kasım ayının sonlarına doğru ,yine pik değerleri bir bakıma egale etti. Belki okullarda kimi sınıfların eğitime açılması, sokağa çıkma kısıtlamalarının kaldırılması, 18 yaş altı ve 65 yaş üstü bireylerin fevri davranışları, bıkkınlık, özel günlerimizde( düşün, nişan, kına, toplantı vb.) koronayı dikkate almamamız canımızı götürdü, canlarımızı götürdü. Belki de konunun vahametini, önemini tam anlatamadık. Belki de ülkenin ekonomik verileri hareket yeteneğimizi kısıtladı. Millet olarak, yasak olmadan toplumun kurallarına uyduğumuz pek görülmedi. Daha önceleri çok daha düşük durumdaki trafik cezalarından dolayı trafikte kural tanımaz bir halimiz vardı. Ne zaman ki trafik cezalarındaki astronomik artıştan sonra kurallara harfiyen uyan bir toplum olduk. Demek ki mizacımızda merdiven altı koronasız partiler, dip dibe uzun düğün halayları, kucak kucağa asker uğurlama törenleri, maskesiz semt pazarları vs. vs...Örnekleri çoğaltabiliriz. Ancak giden canlar çoğalınca yeni tedbirler alınacak, alınmalı da zaten. Toplumun büyük bir kesimi her akşam açıklanan korona listesine de güvenmedi. Rakamlar az görüldü. Ancak geçen hafta Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca, listenin veriliş tarzını değiştirelim, dedi. Daha önceki günlerde 5 bin civarında seyreden hasta sayısı 28 binlere çıktı bir anda. Artışın sebebini de “28 bin pozitif vaka var koronalı. Ancak bunlardan 5 bin civarı ağır hasta ya da yoğun bakımda” demeye getirdi. Çok enteresandır hafta içinde ziyaret ettiğimiz bir küçük esnaf “Yeni rakamlarla birlikte işlerimiz aniden durdu. Müşteri gelmiyor” dedi. Şimdiye kadar vefat eden hasta sayısı, yoğun bakım, entübe ve pozitif vaka sayılarında yapılan açıklamalar vatandaşlar tarafından fazla inandırıcı bulunmadı. Halbuki şu en son veriler salgının başlangıcında verilmiş olsaydı, insanlar koronaya karşı daha bir tedbirli olurlardı muhtemelen. Özellikle vefat eden hasta sayılarındaki tutarsızlık vatandaşın gözünden kaçmadı. Bundan sonra yapılacak olan şudur: Konunun önemine binaen bundan sonraki açıklamaların daha bir açık ve tutarlı olması. Aşı yapılması ve öncelik sırası. Aşının dağıtımı inşallah ehil kişiler tarafından yapılır, maske dağıtımındaki nahoş durum tekrar edilmez. Kul hakkına girmemek lazım. Kurallara uymadığımızda kaybettiğimiz bir vatandaşın vebalinde hepimizin dahli olacaktır. Hacı Veyiszade merhum hayatta iken bir grup esnaf, dükkan önlerindeki kaldırım işgalleri için hocadan fetva almaya giderler. Rahmetli hocam esnafı dinledikten sonra şöyle buyurur: “Siz kaldırıma mal koydunuz ya, kişi mecburen yola iniş yaptı. Araba çarpıp ölse, “katil” olursunuz” der. MASKE, MESAFE, TEMİZLİK... Yapacağımız sadece bu!