KONYA’DA TRAFİK

Trafik sorunu, ülkenin ezeli sorunu, her yerde, yurdun her köşesinde aynı sorun değil mi? Neden Konya trafiğini ele alıyorsunuz diyebilirsiniz. Değerli okuyucularım, bu günlerde Konya’dayım ve öyle trafik olayları yaşadım ki, her yerde toz kondurmadığım sevgili Konyamız’ın bu olumsuzluklarını, ancak gazeteme yazarak teselli bulurum diye düşünmeye başladım. Geçenlerde, gazetemizin yazarlarından Yalçın İreş Bey de Konya trafiği sorununa değinmişti. Neymiş şikayetiniz diye, sorularınızı duyar gibi oluyorum. En iyi, örneklerle anlatılır diyerek söyleyeyim: Şeker-Tekke adıyla çalışan dolmuş minibüs, Fatih Caddesi’nde şeridi kullanmak yerine sağdaki emniyet şeridini kullanıyor. “Kaptan, emniyet şeridinden gitme, şeride gir” demem üzerine, “Abi, buralara trafik uğramaz, merak etmeyin” diye hem cevap verdi hem de gaz verdi. Hastane yakınındaki kavşağa gelince, lambanın kırmızı olması üzerine, dolmuş kaptanı beklemeyi göze almadı, sağ yaptı kaldırıma çıktı ve kaldırımın üzerinden sağa dönerek yoluna aslan gibi devam etti. Trafik şeritleri arasına, tuğla kovuğuna benzeyen dar aralıklara Konyalı sürücülerimizin cesaretle dalışlarından irkilmemek zor. Arkanızdan sıraya girerek konvoya katılmak yerine, sizi sağlayarak, kovuk gibi yerlerden geçerek, birkaç arabanın hakkını yiyerek, 10-15 m ileriye varmış oluyor, rahatlıyor belki de. Bu sürücümüz, belki de Konyamız’ın dindar, mütedeyyin insanlarından biri. Şimdi, ona soruyorum, “değerli hemşehrim, sen böyle manevra yaparak, benim hakkımı, kul hakkını yemiş olmuyor musun? Dinimizin en büyük günahını işlemiyor musun?” Mevlana Türbesi civarındaki yoğun trafik yollarının ortalarındaki 20-25 cm genişliğindeki refüjün üstünde sıkışıp kalmışsınız, yalpalıyorsunuz, her iki taraftan yoğun ve vahşi trafik sürüyor. Yalvarırcasına sürücülere bakıyorum. Aslan hemşehrilerim dakikalarca bizi orada tünettiler. Asla durup yol vermediler. Canları sağolsun. Bunlara paralel olarak, Kadınlar Pazarı yanındaki yer altı otoparkına arabamızla kendimizi atıyoruz. Havalandırma tesisatı yok, tavandaki 4 delikle ilkel bir havalandırmayı hemşehrilerimize layık görmüşler. Otopark ölçüleri bu ilkel otoparkta ayrı bir eziyet veriyor sürücülere. Açık pencerenizden dışarıdaki yardımcınızın, sağ yap-sol yap diye bağırtılarını duymadan, en az 7-8 manevra yapmadan buradan çıkamazsınız. Konyamıza Ankara yolundan yaklaşmanızın, “Üzerinizdeki Türkiye’nin en güzel, en modern şehri” intibası hepimize gurur veriyor. Kilometreler boyunca, sağlı sollu çimenlerle, modern kameryalarla, piknik alanlarıyla bezenmiş Konya’ya giriş yolunu, başka bir şehrimizde göremezsiniz. Şehir dokusundaki, pırıl pırıl yolları ve yapıları söylemeye gerek yok. Yüksek konut yapıları arasında, fıskiyeleriyle, kafeleriyle, yürüyüş pistiyle, kameryalarıyla bir Nene Hatun parkını övmeden geçemiyorum. Böyle bir şehrin, nasıl böyle bir trafiği olur? Bu büyük sosyolojik soruna mutlaka eğilmek gerek. Saygılarımla.