Konya
°C
Yeni Meram
07.02.2021 18:00

Konya'da kuraklık alarmı! Yer altı su seviyesi bazı noktalarda bitme düzeyine geldi

Yeni Meram'a konuşan Konya Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Prof. Dr. Fetullah Arık, “Gerçekten kurak bir dönem yaşıyoruz. Yağışları artırma şansımız yok. Bundan dolayı suyu tasarruflu ve verimli kullanmak lazım ve havzalar arası su transferinin gündeme gelmesi lazım” dedi

A+
A-
07.02.2021 18:00
07.02.2021 17:11
0
8774
ABONE OL
Konya Kapalı Havzası'nın kuraklıkla mücadelesi sürüyor. Dışarıdan beslenemeyen bir yapıya sahip olan Konya Kapalı Havzası’nda bu yıl ki yağışların da yetersizliği nedeniyle yer altı su kaynakları harcanmaya devam ediyor. Konya Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Prof. Dr. Fetullah Arık, “Bu yıl Konya’da etkili olan yağışlar uzun yıllar ortalamasının 3’de 1’i seviyesindeydi. Dünyada çölleşme sınırının çok çok altında bir yağış aldık. Şu anda geçtiğimiz senelerde kullanılan yer altı suyunun neredeyse 2 katının kullanımı öngörülüyor. Dolayısı ile biz var olan varlığımızı harcıyoruz. Bu durum havza için çok ciddi tehlike. Yeni açılan kuyularda su bulunamıyor. Yani aslında çanağın dibi gözüktü” dedi. “ÇÖLLEŞME SINIRININ ÇOK ALTINDA BİR YAĞIŞ ALDIK” Türkiye ortalamasına göre normal şartlarda da Konya’nın yeterli yağış almadığını ifade eden Konya Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Prof. Dr. Fetullah Arık, “Normal şartlarda Konya’daki yağışlar zaten Türkiye ortalamasının yarısı kadar gerçekleşiyor. Bunun anlamı da; zaten Konya havzası az yağış almaktadır. Dolayısıyla tüm Türkiye’yi etkisi altına alan kuraklık şartlarına bağlamamak gerekir Konya’yı. Çünkü Konya zaten her yıl az yağış alan bir bölge. Bu yıl Konya’da etkili olan yağışlar uzun yıllar ortalamasının 3’de 1’i seviyesindeydi. Dünyada çölleşme sınırının çok çok altında bir yağış aldık. Yani gerçekten kurak bir dönem yaşıyoruz” diye konuştu.   “NORMALDE KULLANILAN YER ALTI SUYUNUN 2 KATI KULLANILABİLİR” Geçtiğimiz yıllarda kullanılan yer altı sularının, şu an için 2 katının kullanılmasının öngörüldüğünü belirten Başkan Arık, sözlerine şu şekilde devam etti: “Konya ülkemizin en fazla coğrafya alanına sahip olduğu için tarım arazileri de oldukça geniş. Tarımda sulama devam ediyor. Çiftçiler ektikleri ürünlerin sulamasını yapmak zorunda. Yağışlar olmadığı için şu an ilave sulamalar ile bitkiler üretilmeye çalışılıyor. Bu durum havza için çok ciddi bir sıkıntıyı oluşturmaya adaydır. Havzada daha fazla su isteyen bitkilerin üretimi de gerçekleşiyor. Bunlar; şeker pancarı, mısır ve yonca gibi ürünler. Tüm sezon boyunca sulanan bitkiler. Şu anda geçtiğimiz senelerde kullanılan yer altı suyunun neredeyse 2 katının kullanımı öngörülüyor. Neticede 60’lı yıllardan sonra başlayan sulu tarım politikaları ile birlikte günümüze kadar havza genelinde ortalama 45 metre yer altı suyu düşmesinden söz edebiliriz. 1960'lı yılların sonundan itibaren 2010'lara kadar ortalama 1 metre seviyesindeki düşümler, 2015'den sonraki ölçümlere göre 3-4 hatta 6-7 metreyi bulan gözlem kuyularımız var. Son yıllarda devam eden kuraklık, artan aşırı bir şekilde yer altı suyunun kullanımına bağlı olarak yer altı suyu, her geçen gün daha ciddi bir şekilde azalmakta ve havza genelinde kuzey noktalarda neredeyse bitme noktasındadır.” “HAVZADAKİ TARIM POLİTİKALARI GÖZDEN GEÇİRİLMELİ” Çiftçilerin daha az su tüketen bitkilere yönlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Arık, ifadelerine şu şekilde yer verdi; “Konya Kapalı Havzası dışarıdan beslenebilen bir havza değil. Havzanın kendi içerisindeki en önemli kaynak yağıştır. Yağış olmayınca da beslenme gerçekleşmiyor. Dolayısı ile biz var olan varlığımızı harcıyoruz. Bu durum havza için çok ciddi tehlike. Yeni açılan kuyularda su bulunamıyor. Yani aslında çanağın dibi gözüktü. Yer altı suyunun yüzde 90’nını tarım kesimi kullanmaktadır. Bundan dolayı tarım kesiminde mutlaka bir çalışma yürütülmesi gerekiyor. Dışarıdan su transferleri yapıyoruz. Şu anda Konya’nın rüyası Mavi Tünel Projesi gerçekleşiyor ama bu ne kadar yeterli olabilecek? Yağışları artırma şansımız yok. Bundan dolayı suyu tasarruflu ve verimli kullanmak lazım ve havzalar arası su transferinin gündeme gelmesi lazım. Bir de çiftçiler daha az su tüketen bitkilere yönlendirilmeli.” “OBRUKLARIN OLUŞUMU TETİKLENEBİLİR AMA TEMEL ETKEN BU DEĞİLDİR” Obrukların sadece yer altı suyu kullanımdan dolayı oluşmadığını belirten Başkan Prof. Dr. Arık, “Projelerimiz ile birlikte bu yıl obruk sayılarına net bir sonuca ulaştırmaya çalıştık. Geçtiğimiz yıl 350 civarında obruk var diyorduk, şuan bu rakam 600 civarlarında. Son birkaç yıl içerisinde kimi bölgelerde yan yana 100 civarında obruk oluştuğunu gördük. Bu havzada ki bulunan bataklık, sazlık ve gölet alanlarının kuruması neticesinde gelişiyor. Elbette suların çekilmesi ile de obrukların oluşumu tetiklenebilir ama temel etken bu değildir. Havza içerisinde Tuz Gölü ve Karapınar bölgesi en az yağış alan yer ve en fazla su kaybeden bölge. Bu da yakın gelecekte obruk oluşumlarının artabileceğinin ciddi bir göstergesidir. Yer altı suyunun çekilmesini bardağı taşıran damla olarak görmek lazım. Bütün havzada yer altı suyunu tamamen durdursak bile obruk oluşumunu durdurmak mümkün değil” ifadelerini kullandı. Hüseyin MENEKŞE
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.