Konya
°C
Yeni Meram
26.02.2016 14:43

Konya'da büyük teknokrat Sırrı Sandıkçı'nın ardından (1924-2015)

Konya'da büyük teknokrat Sırrı Sandıkçı'nın ardından (1924-2015) - Yeni Meram Gazetesi - Mehmet Bildirici

A+
A-
26.02.2016 14:43
0
8351
ABONE OL
Sırrı Sandıkçı 1924 yılında Konya'da doğmuş, (Babası Mehmet Sandıkçı Konya'da esnaftır-MB) 1942 yılında Konya Lisesi'nden, 1948 yılında ise İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Elektrik Fakültesi'nden mezun olmuştur. 1953-1975 yılları arasında 23 yıl Konya Belediyesi Elektrik, Su, Otobüs (ESO) İşletmesi Müdürü olarak çalışmıştır. Bunu takiben iki yıl Konya Çimento A.Ş. de 400.000 t/yıl çimento kapasiteli fabrikanın montaj müdürü olarak görev yapmıştır. Daha sonra 4 yıl KOMTAŞ Konya Makine ve Sanayi Ticaret A.Ş'nin Genel Müdürü olarak Konya'da çalışmıştır, Bu dönemde KOMTAŞ A.Ş Konya'da İsviçre'de yerleşik REISHANER A.G Firmasının teknik işbirliği ile 15.000 ad/yıl kapasiteli torna ayna fabrikasını inşa etmiştir. 1983 yılında İstanbul'da aile bireyleri ile SANİTAŞ Makine Sanayi İthalat, İhracat ve Sanayi şirketini kurmuş ve onun yönetim Kurulu Başkanlığını yapmıştır. Sanitaş A.Ş Japonya'da yerleşik ve CNC işletme merkezleri ile torna tezgâhları imalatçısı MORI SEIKI Co. Ltd ile bir kısım Fransız ve İtalyan kalite kontrol, test ve ölçme cihazları imalatçısı firmaların Türkiye mümessilidir. Konya'da Huzurevi ile tedavisi olmayan hastaların barınmasını üstlenen "CEMİYETİ HAYRİYE" Vakfı'nın kurucuları arasındadır. Sandıkçı Süheyla Hanımla evli olup üç çocuk babasıdır. Bu bilgiler kendisi tarafından hazırlanan 1998 Yılı İTÜ yıllığından alınmıştır. 1998 yılı Sandıkçı'nın İTÜ'den mezun olduğunun 50. yılıdır. Bu yıl ayrıca eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile Eski Başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ında 50. Mezuniyet yılıdır. Ayrı fakültelerden oldukları halde hep bir arada yurtta kalmışlardır. Sırrı Sandıkçı bildiğim kadarı ile sınıf arkadaşı Kemal Selçuker ile Konya'dan yetişen ilk Elektrik Mühendisleridir. 1948 yılında Elektrik Fakültesinin öğrenci sayısı da sadece 20 dir. Yukarıdaki kendi yazdığı biyografisi incelendiğinde kendisinin diplomalı olarak Elektrik Mühendisi olduğu aynı zamanda çok iyi makine mühendisliğinden inşaat mühendisliğinden, kimya mühendisliğinden anladığı meslek yaşamında bunları uyguladığı görülecektir. Ben 1967-1969 yılları arasında ESO İşletme Müdürlüğü'nde emrinde çalışma mutluluğuna eriştim. ESO Müdürü olarak Konya sayılamayacak hizmetleri olmuştur. Aslında Konya Büyükşehir Belediyesi'nce hayatı ve eserlerinin bir kitap yayınlaması gerekir diye düşünüyorum. Onun eserleri bir yazı bünyesine sığacak cinsten değildir. Ben burada bazılarını bu yazıya ekleyeceğim. Sırrı Sandıkçı her mühendislik konusunda, hukuk konusunda çok çok bilgili bir kişi idi, karşılaştığı problemleri derinlemesine inceler ana suyuna inerdi. Örneğin eski Meram yolunda yapılacak Köprü görevini bana verirken buraya BOX köprü uygula dedi. Ben yeni İnşaat Mühendisi idim, bu BOX köprünün projesini nasıl yapacağım diye sorduğumda bana Karayollarında tip projeleri vardır dedi. Burada şunu belirtiyorum, Elektrik Mühendisi olarak ben genç inşaat mühendisine yeni şeyler öğretiyordu. Hakkında ve yaptıkları hakkında o kadar çok şey var ki ben yazımı bir olayla noktalamak istiyorum. İller Bankası tarafından yaptırılan ve işletilmesi için Konya ESO İşletme Müdürlüğüne devredilen GÖKSU Elektrik Santralı Konya'nın güneyinde 110 km uzaklıkta Hadim sınırları içinde Göksu Nehri üzerinde idi. İller Bankası'nın projesinde Kum Çökeltme Havuzu görevini yapamamakta ve tünellere ve su türbinlerine küçük kum taneleri giriyor ve makinelerde aşınmalara sebep oluyordu. Sırrı Sandıkçı bundan rahatsızdı ve köklü bir çözüm bulmak istiyordu. Bunun için İTÜ'de Hidrolik Profesörü Kazım Çeçen'e (1919-1997) başvurur, bize yardımcı olun bir Kum Çökeltme havuzu projesi hazırlayın der. Bu konuda Akarsular için çıkarılmış Ampirik (Deneye dayalı) formüller Avrupa nehirleri üzerinden yapılan deneylerle çıkarılmıştı. Göksu (antik ismi Calykadnos) nehri çok vahşi bir nehirdi, bu Ampirik formülleri doğrulamıyordu. Prof. Dr. Kazım Çeçen'in cevabı net ve kesindir. Uzun zaman emek verip yaptığımız projeleri belediyeler uygulamıyor. Sırrı Sandıkçı'nın cevabı da nettir. Ben farklıyım uygulayacağım. Ankara'da bir toplantıda karşılaşırlar Prof. Dr. Kazım Çeçen'i Göksu Santralı'na götürüp orada misafir eder ve hocayı ikna eder. Şimdi top İTÜ de Kazım Çeçen'dedir. İstanbul Teknik Üniversitesi Hidrolik Laboratuarı'nda 1/25.000 ölçekli GÖKSU Santralı'nın modeli kurulur. Burada çeşitli miktarda ve hızlarda sular verilerek Göksu nehrinin hidrolik değerleri belirlenir ve hidrolik proje yapılır. Betonarme projeleri ise Türkiye'nin en önde gelen İnşaat Mühendislerinden Muğla'lı İnşaat Yüksek Mühendisi Ali Terzibaşoğlu tarafından gerçekleştirilir. 1967 yılı içinde ben yeni girmiştim, konu ila ilgili teknik kadro Sırrı Sandıkçı başkanlığında İstanbul'a gittik ve yapılan model ve buradaki deneyleri yerinde izledik. Bu benim için asla unutamayacağım çok değerli bir deneyim oldu. Sırrı Sandıkçı söz verdiği şekilde projeyi aynen uyguladı, inşaatın bütün safhalarını şantiye şefi gibi takip etti. Projede İnşaat Mühendisi merhum Erhan Özmenek, daha sonra mühendis olan İhsan Öğ, Santraldan sorumlu merhum Fehmi Varlık tarafından yerine uygulandı. Proje özetle şöyle idi, dört gözlü bir çökeltme havuzundan oluşuyordu. Bu havuzların dibinde kapaklar vardı, kapaklar açılınca suyun hızı ile çökelen kumlar nehre boşaltılıyordu. Örnek olarak Cumhuriyetin ilk yıllarında Macar Ganz firmasına yaptırılan DERE Santralında kanalda da Kum Çökeltme havuzu vardı. Çökelen kumlar santral durdurulur bu kumlar işçilerle kürekle dışarı atılırdı. Daha sonra Tarihi Su Yapıları konusunda kendisini yakından tanıma fırsatı bulduğum Prof. Dr. Kazım Çeçen'in Hidrolik hesaplarından yararlanarak Dere Hidrolik Santrali'ne da iki gözlü bir Kum Çökeltme Havuzu Projesini ve tatbikatını yapmıştım. Halen çalışır durumdadır. Aradan yıllar geçti İstanbul Teknik Üniversitesi'nde Kazım Çeçen'i bir anma toplantısı yapıldı. Orada Göksu Santralında yapılan Kum Çökeltme Havuzu Projesinin çok önemli ve konusunda bir ilk olduğunu öğrendim. Yazımı bitirirken şunları söylemeden geçemeyeceğim. Sırrı Sandıkçı bir yazıyla geçiştirilecek bir kişi değildir, Onun yaptıklarından çıkarılacak çok şey vardır. SIRRI SANDIKÇI mutlaka kitaplaştırılmalıdır, diyor iyi ki çok az da olsa kendisi tanıdım diyor, kendisine Tanrı'dan rahmet diliyor, ailesi ve eşi Süheyla Hanıma baş sağlığı diliyorum.
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.