Konya
°C
Yeni Meram

KONYA HAVALARI!

KONYA HAVALARI!-Erol Sunat-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
23.10.2018 00:57
22.10.2018 15:57
0
7631
ABONE OL
Deniyor ki; Konya vizyon zengini bir şehir. Doğruya doğru, lakin, yine kendi evlatları tarafından vizyonsuzluğa mahkum edilen bir şehir. Taş altına el koyma edebiyatlarına artık kimse dönüp bakmıyor. Fısıltı gazetesinin sokaklarda, esnaf dükkanlarında ve kapalı kapılar ardında yapılan ve ne hikmetse dışarıya sızan toplantı haberlerine kimse aldırmıyor. Neden? Çünkü, insanları heyecanlandıracak, peşinden koşulacak yeni bir ismin telaffuzu daha ortalarda yok. ***** Birlikte Konya’yız demelere doyamadık. Mesela, her Ramazan, hep beraber, hep birlikte iftarda Ankara’da buluşmadık mı? Neden Ankara’da, neden Konya değil diyenlere ne diyelim! Demek ki, Konya’da, birlikte Konya olunamıyor! Olamıyoruz mu? Olmak istemiyoruz mu? Tebdil-i mekan’da ferahlık var diyerekten kendimizi Ankara’ya atmamız o yüzden olabilir mi? Vekillerimiz, Derneklerimiz, Konya ve Ankara’daki vakıf ve dernekler, Türkiye’nin diğer illerinden gelen vakıf ve Konyalı dernekler Ankara’da buluşuluyor. Cümbürcemaat kalkıp Ankara’nın yollarına düşüyoruz. Kimimiz Hızlı trenle, kimimiz kendi arabasıyla, kimimiz otobüsle… “Ankara’nın bağları / Büklüm büklüm yolları / Ne zaman birlik olsak / Kaldırıyoz kolları” Kaldırıyoz, çünkü karelere girmemiz lazım. Karelerde gözükmek önemli çünkü! ***** UNESCO'nun 2007 yılını Mevlana yılı olarak kabul etmesinin üzerinden 11 yıl geçti. Mevlana Treni hikayeleri vardı. Mevlana Treni yerine Yüksek Hızlı Tren geldi, Mevlana Treni gelmedi. Beklenen tren ne yola çıktı, ne gelir gibi yaptı, ne de geleceğine dair ondan bir haber var! O yıllarda deniyordu ki... Türbeden çıkılıp, Mevlana Kültür Merkezine kadar olan yürüme alanında... Çarşılar bulunacaktı… O çarşılarda... Neyler, rebaplar satılacaktı... Al benisi olan hediyelik eşyalar göz kamaştıracaktı. Lüks resteurantlar olacaktı... Alışveriş mekanlarından insanlar ayrılamayacaktı. Hatta bir Mevlevihane bile görülecekti... Henüz hiç kimse o söylenenleri ve anlatılanları görmedi… Sonrasında, Takkeli dağa Sikkeli dev bir Mevlana heykeli konacaktı. Takkeli dağdan türbeye... Türbeden Mevlana Kültür Merkezine... Mevlana Diyarı ismen değil, görsel olarak yaşatılacaktı. Takkeli dağ yerinde duruyor durmasına da, üzerinde Mevlana ile ilgili yapılan, yapılmış olan, hatta yapılması düşünülen herhangi bir şeyi gören de yok, duyanda. Yine Merkez İş Bankasından itibaren rutin bir şekilde asılan pankartlar ve Mevlana'nın sözleri, sönük geçecek bir ihtifalin daha habercisi olur mu, bekleyip göreceğiz! Dileriz şehir, bu yıl Mevlana İhtifallerinin olduğunu sokaklarıyla, caddeleriyle dolu-dolu hatırlar... ***** Rahmetli Orhan Veli, beni bu havalar mahvetti demiş ya… Karamsarlık iyi değil! Şehrimizin havası iyi oldu mu, bizlerinde havası iyi oluverir. Hava alsak da... Havalı olsak da… Ekonomik havamız parçalı-bulutlu. Kimimiz güneşe küs, kimimiz vurgun. Yağmurlarla aramız limoni. Düşünceler, açmazlar filan sarsa da dört bir yanımızı, çok şükür umudumuz var! Yine Orhan Velinin dediği gibi, cep delik, cepken delik, cepte yok bir metelik! Kartlar bile, uzatma elini, aklına bile getirme, limitler dolu, sonra mahcup olursun diyor. Ofislerin, kafelerin havaları bir başka…Masaların havası…Koltukların havası…Makam odalarının havası… Havalı konuşanlara… Havalı dolaşanlara… Oralarda rastlarsınız. Onun havası, bunun havası, şunun havası derken akşam oluverir. Hava havadır nihayetinde…Deniz havası…Dağ havası…Göl havası…Hele insanında havası yerinde oldu mu? Derman yetmez! Sevgili okurlar! Her sabah taze bir başlangıçtır demişler…Hem hava dediğiniz nedir ki…Kara gün kararıp kalmaz denmiyor mu?
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.