KONUŞSAM TESİRİ YOK, SUSSAM GÖNÜL RAZI DEĞİL!

Pazartesi günü Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından eğitimde reform ihtiyacı olduğu, mevcut hali ile sistemin fikri ve vicdanı hür nesiller yetiştirmekten uzak olduğu açıklaması yapıldı. En büyük gücümüzün EĞİTİMLİ genç nesil olduğunun altını kalın çizgilerle çizerken birkaç tespitimi de sizlerle paylaşmak isterim. Eğitimli genç neslin oluşturulması mevcut eğitim sistemi ve eğitime bakış açısı ile çözülemeyecek bir konu olup son 20 yıllık döneminde eğitim sisteminin her bakan, hatta her bürokratın bakış açısına göre değiştirildiğini hepimiz biliyoruz. Günübirlik, düşünmeden, ne getireceği test edilmeden yapılan değişikliklerden hemen sonra bu olmadı yenisini deneyelim diyerek sürdürülebilir bir eğitim sistemi oluşturmamız da mümkün görünmüyor. Sürdürülebilir bir kaliteli eğitim için yapılması gerektiğine inandığım değişikler ise; 1. Hiçbir pratik faydasını görmediğimiz 4+4+4 zorunlu eğitim sisteminden acilen vazgeçilmelidir. 2. Zorunlu eğitim 5 yıl ile sınırlandırılmalı, 5 yılın sonunda okumaya devam etmek istemeyenler için meslek edindirici nitelikte karma eğitim yapacak ve çocuğun ilgi alanı ve kabiliyetine uygun şekilde eğitim almasını sağlayacak 3 yıllık uygulamalı eğitim yapan ortaokullar oluşturulmalıdır. 3. Okumaya devam etmek isteyenler için ise sınav ile öğrenci alan ortaokul ve lisenin beraber olduğu ve mezun olduklarında iş imkanı sağlayacak müfredata sahip meslek okulları oluşturulmalıdır. Bu okul mezunlarına ilgili alanla sınırlı olmak üzere yapacakları üniversite tercihlerinde ek puan imkanı da tanınmalı. 4. Bunların dışında eğitimine devam etmek isteyenler için yine sınavla öğrenci alan ve müfredatları çocukların üniversite tercihlerine göre şekillendirilmiş ortaokul ve liselerin açılmasının sağlanmasıdır. 5. Tüm bunların yanında bu gençlere eğitim verecek nitelikte öğretim kadrosunun oluşturularak, gerekli müfredatın uzmanlar tarafından oluşturulması için gerekli düzenlemelerin yapılmasının sağlanması. 6. Birçok yerde bulunan eğitim materyallerinin zenginleştirilmesi ve ulaşımının kolaylaştırılması da çok önemli bir adım olacaktır. 7. Üniversitelerin dolmayan, yalnızca birilerine kadro oluşturmak için açılan bölümleri kapatılmalı, yeni bölümlerin açılması ise objektif kriterler ışığında değerlendirilerek sağlanmalıdır. Laboratuvar imkanı olmayan, öğretim üyesi bulunmayan, bulunan öğretim üyesinin ilgili alanda eğitim almadığı bölümlerin açılması önlenmelidir. Unutmayalım ki gençlerimiz en büyük sermayemiz. Bu sermayeyi en iyi şekilde değerlendirmek de hepimizin bu ülkeye olan borcu. Son iki örnekle yazıma son veriyorum! Uçak Mühendisliği bulunan bir üniversitenin öğrenim kadrosunda Lisans, Yüksek Lisans ve Doktorasını Uçak Mühendisliği alanında yapmış tek ÖĞRETİM ÜYESİ bulunmaması, aynı fakülte bünyesinde bulunan Uzay ve Uydu Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesinin Fizik Eğitimi alanında Doktora yapmış olması… Sözün bittiği yerdeyiz! Dr.S.Kamil AKIN İMO (İnşaat Mühendisleri Odası) Konya Şube Başkanı