KOCA BİR DÜNYAYI İÇİNDE TAŞIYAN KADINLAR!

Bugün 8 Mart, sıra geldi kadın haklarına dercesine, 8 Mart'tan, 8 Mart'ta her geçen yıl, bir öncekinden daha fazla önem veriliyormuş gibi yapılan bir gün! Kadınlar evlerinin direkleri, eşlerinin destekçileri, çocuklarının tartışmasız en büyük koruyucuları. Bugün yine o bildiğimiz, birbirine yakın cümlelerle süslü ve örülü mesajların verildiği, kürsülerden kadınlara övgü ve methiyelerin yağdırıldığı bir gün. Sivil Toplum Kuruluşlarının kadınlara sahip çıktıklarını açıklamaya devam ettikleri, Kadın haklarına uzaktan el sallandığı tipik, benzer, “-cek ve –cak” ağırlıklı vaatlerin verildiği bir gün. Kadınlara insanca hakların verildiği, haklarının bundan böyle çok daha fazla korunacağına dair alınan   kararların müjdelenmesi gereken bir günde, Kadın hakları en olmadık konuların, saptırmaların, lafları başka yerlere çekmenin gölgesinde kalarak, vuslat kaldı başka bahara der gibi, buruk bir hüzne dönüşüyor. Kadınların ne istediğini değil, sizlerin kadınlardan ne istediğini gündeme taşımaktan ne usandınız, ne yoruldunuz! Kadın hakları konusunda, her yıl bir çuval laf ediliyor. Caydırıcı ve kadınları koruyucu kararlar alınacağı söyleniyor. Buyurun… Karar aldınız da, Yasa çıkardınız da, Kadınlar size hayır, olmaz, istemeyiz mi dediler? Lafları dolaştırmaktan, kadınları oyalamaktan vazgeçilemedi. Çalışmak istiyorlarsa, imkân verin, imkân sağlayın çalışsınlar. Sevdikleriyle birlikte olmak, hayatları hakkında kendi hür iradeleriyle karar vermek mi istiyorlar? Çekilin aradan, girmeyin araya. Kadınlarla ilgili konulara müdahil olmaya, aralara girmeye, olayları abartmaya, insanları kışkırtmaya, mutlulukların arasına karaçalı olmaya karşı dayanılmaz isteğimizin kurbanları olmamalı kadınlar! Araya girme konularımız evlere şenlik! İnsanlık dışı! Ölüme ve şiddete davetiye çıkaran cinsten! Töre kurbanı kim? Kadınlar! Alem ne der, el alem ne der, laflarının kurbanı kim? Kadınlar! Hayatları sönenler, söndürülenler kim? Kadınlar! Çaresiz, yapayalnız masum ve tertemiz kadınlar, töre diye, namusumu temizledim diye, babasının, ağabeyinin, kardeşinin, amcasının silahından çıkan kurşunlarla ya sokak ortasında, ya da evinde az mı öldürüldü? Dayaktan, işkenceden, hakaretten çok çekti, kocasından boşandı, eski koca çekti vurdu kadını. Ayrıldılar, koca bir başkasıyla evlendi, kadın bir başkasıyla evleniyor diye, evlendi diye, eski kocası cinnet geçirdi, benden başkasıyla nasıl evlenir diye hem kadını vurdu, hem de evlendiği adamı? Kadınlar arasında, öldürülmek korkusuyla, bir ömür boyu kaçanlar var. Öz ailesi tarafından süründürülenler, evlatları ellerinden alınanlar var. Mutlu olmasına tahammül edilemeyenler, mutlu olsun istenmeyenler, mutlu olması çok görülenler var! Ne yapmış kadın? Mutlu olmak istemiş! Yaptıkları eziyeti, yaptıkları baskıyı, hoşgörüsüzlüğü onun iyiliği için, mutlu olması için yaptık diyenlerin var olduğu bir ülkede yaşıyoruz! 8 Mart, bu saymaya çalıştıklarımıza nasıl engel olunacak sorularına, cevapların bulunduğu ve açıklandığı bir gün olmalıydı! Kadınlar çok fazla hırpalandılar. Aile baskıları, zorla ve çocuk yaşta evlendirilmeler, töre dayatmaları, sonu hüsranla biten ve mutluluğa açılan kapılara bir türlü ulaşamayan acılı ve acıklı hayat hikayeleri, Anadolu kadınının adeta kaderi oldu. Mutlu sonlarla biten film ve dizilerin, sevenlerin sonunda kavuştuğu, buluştuğu aşk hikayelerinin tekrarlarına varıncaya kadar gözyaşlarıyla neden bu kadar çok izlendiğini hiç düşündünüz mü? Kadına karşı uygulanan şiddet, cinsel taciz ve tecavüz pencerelerinden bakıldığında, en medeni sayılan ülkelerin dahi sicili temiz değil... Ne yazıktır ki, bizim ülkemiz, bu sicili temiz olmayan ülkeler sıralamasında Avrupa’dan gerilerde olsa da, yaşandanlar ve yaşadıklarımız bizlere yakışmıyor!   ***** Ortadoğu başta olmak üzere, dünyanın birçok coğrafyası kan ağlıyor Savaşın kadınları diye tabir edilen kadınların, görmediği zulüm, görmediği hakaret, görmediği aşağılanma, görmedikleri tecavüz ve taciz kalmadı. İnsanlık, medeniyet, insan ve kadın hakları neredesiniz diye soranlara dönüp cevap dahi vermiyor. Kadınların dünyanın her yerinde hali ahvali böyleyken, hangi kadınlar gününü kutluyor dünya desek, dünyamız bize cevap mı verecek? Kadınlar gününüz kutlu olsun, denilen kadınlar, bize; haklarımızın korunduğu, sahip çıkıldığı, kol-kanat gerildiği, sesimizin duyulduğu, dilek ve temennilerimizin yerine getirildiği bir gün verdiniz de, biz mi kıymetini bilmedik diye sormayacaklar mı? Ne mi diyelim? Anamız, karımız, bacımız, kızımız edebiyatı yaparken bir değil, iki kere düşünün. Verin şu kadınların bir değil, bin kere hak ettikleri hakları da, dünya daha da yaşanır bir hale gelsin...