Kimliğini Yitiren Bir Kent!

     ■ Eden kendisine eder. Yapan bulur ve çeker. Unutma ki, kazanmak koca bir ömür ister, kaybetmek içinse bir anlık gaflet yeter! ( Hz. Mevlana) *** Çeşitli uygarlıkların merkezi Konya, giderek kimliği yitiren bir kent!” dönüşüyor. En acı kimlik yitiği Mevlana Müzesi ve çevresinde yaşanıyor, ne hüzün verici! Gidin, görün ve bakın ki özetle varacağınız yargı şudur;    Tarihi dokusundan eser kalmamış!   Aklıevvellerin pompalamasıyla yeşiller yok olmuş, taş yığınlarının saldırısına uğramış. Oldu olacak Müze ve Kubbe-i Hadrayı  (Yeşil üsküflü kubbe)  taşa döndürün gitsin! “Görünmez bir debdebede, Gönüllerden bir türbede, Yeşil üsküflü kubbede, Uyur Mevlana, uyanık.     Tecerim bu nasıl hülya, Uyanıkken gördüm rüya, Eski Konya, Yeni Konya, Göründü bana uyanık...” Eski Konya uyanık, yeni Konya rehavet içindedir ve  horul horul uykudadır! --- Birkaç yıl önce Konya’ya gelenler, şimdi  “acaba burası Konya değil mi? diye kuşkuya düşüyorlar. Meydandaki ağaçlar katledilmiş. bir taş yığını sırıtarak yüzünüze bakıyor; ■ Ormanlarımdan bir yaş dal kesenin, başını keserim. (Fatih Sultan Mehmet)    Yazma Eserler Kitaplığının Tarihi binası da yok; aklıevveller yıkmışlar hiç acımadan. Ya Konya’nın simge Sivil Toplum Örgütü Kültür ve Turizm Derneği nerede? Boş yere aramayın bulamazsınız.  Mevlana Anma törenlerini ilk düzenleyen ve başarıyla yıllarca sürdüren, katma değer ve tanıtım imkânları üreten güzide dernek de yitip gitti; sözler tutulmadı. --- Hafif Raylı sistem için kentin dört yanı demir ağlarla örülmelidir. İtirazımız güzergâhdaki yanlışlık ve isabetsizliktir. Mevlana Türbesine dek uzanan Kentin en önemli baba caddesini delik-deşik ederek geçilmez hale getirmek de bir başka aklıevvellerin garip işidir. Oysa bu tarihi caddeye hiç dokunmadan sağında ve solundaki tenha caddelerden biri güzergah olarak seçilir, Mevlana Türbesine,  Kültür Merkezi ve Adalet Sarayına ulaşılırdı. Alaaddin Caddesindeki esnaf perişanlıktan kan ağlıyor. Tarihi dokuya darbe üstüne darbe vuruluyor. İstanbul’da meydanlar için deniz doldurulurken, geniş Konya Ovası ve kent yakınlarında kent meydanı yapacak alan mı bulamadınız a.. aklıevveller. --- Bir çift sözüm tarihi Üçler Mezarlığı içindir. Üçler, aile Mezarlımızdır. Anam-babam- Kız kardeşim- eniştem- anneannem- akrabalarımın (mekânları cennet olsun) mezarları Üçlerdedir.   Bayram ve Cuma’lar dışında da ziyaretlerimi yapar, fatihalarımı gönderirdim. Ancak ulaşım düzensizliği yüzünden görevimizi tam yerine getiremez olduk. Arabamızla gitmeye uygun değil. Ziyaretimizi yapıp kentin ana merkezine dönüş yapmak sinir bozucu. Yol boyunca tüm    giriş- dönüşler trafiğe kapalı. Mevlana  Kültür Merkezine kadar gitmek zorundasınız. Sonra ara sokaklara dalıp şayet şaşırmazsanız, kent merkezine ulaşabilir, Konya’yı keşfetmiş gibi olursunuz. Cenaze namazlarını tarihi Sultan Selim Camiinde kılma imkânı yok. Aynı adlı başka Sultan Selim Camiine gitmeniz gerek. Maltepe ve Kocatepe Camileri Ankara’da Kent’in en işlek yerindedir, cenaze ve Cuma namazlarını kılmak, ayrı bir uhrevi hava verir. --- Bütün mezarlıklarda lavabolar var, sadece üçler de yok. Aldığımız yanıt çok gülünçtü; “Turizm merkezi diye lavabo yapılmadı!” Tam kara mizah. Lavabo bir gereksimdir; Musalla’nın iki girişinde  “varken”  Üçler ‘in ana girişinde olmayışı turizme sarmak, turizme hıyanettir. Bunlar acaba balık hafızalı mıdır? --- Nereden bakarsanız bakınız, bu yanlışlıkları görür, tarihi Konya’yı, Mevlana Müzesini, Tahir Ağa Kitaplığını, Kültür ve Turizm Derneğini vb. arar durursunuz, bulmazsınız. Teselli Hz. Mevlana’nın dizelerinde; ■ Sanmasınlar yıkıldık Sanmasınlar çöktük. Bir başka bahar için Sadece yaprak döktük. (Hz. Mevlana)