Konya
°C
Yeni Meram

KİM, KİMİN PARASINI/MALINI NİÇİN VE NASIL HARCIYOR/KULLANIYOR?

KİM, KİMİN PARASINI/MALINI NİÇİN VE NASIL HARCIYOR/KULLANIYOR?-Adem ESEN- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
29.01.2021 01:28
28.01.2021 15:32
0
9075
ABONE OL
Kendisine piyangodan yüklü miktarda para çıkan veya ailesinden büyük bir miras kalanların bir süre sonra düştükleri maddi ve manevi zorluklar hep dikkat çeker. Babadan miras kalan bir şirketin ortaklarının/mirasçıların el birliği ile şirketlerini kurtarmak yerine birbirleriyle didişerek sonlarını nasıl çabucak getirdikleri görülür. İnsanlar ellerindeki parayı nasıl harcar, malı nasıl kullanır? Soruları bunların nasıl elde edildiği ile ilgilidir. Kimin parasını kimin nasıl kullandığı konusu iktisat ve maliye literatüründe Friedman matrisi olarak ele alınır. Amacımız kişinin kendi ve başkasının kazancına göre parayı nasıl harcadığı, malı nasıl kullandığına göz atmaktır. Kişi kendisi kazanır, malını ve parasını kendisi harcar/kullanır: Ortalama bir bireyin aşırıya kaçmadan, kendi ihtiyaçları için sosyal konumuna göre makul bir harcama yapması kabul edilir. Burada “ortalama birey” ile savurganlar ile cimri kesimler kapsamın dışında tutulur. Zira bazılarının kendilerinin kazandığı malları veya paraları bile müsrifçe harcadığı görülür. Bunun tam zıttı olarak, en zaruri ihtiyaçları için bile harcama yapmayanlar veya sosyal konumlarına uygun olmayan yetersiz, kalitesiz harcama yapanlar da vardır. Bu iki kesim haricinde, insanların büyük bir kısmının kendi kazandıklarında harcama yaparken rasyonel davrandıkları, yani hesaplarını yaptıkları söylenebilir. Kendisi kazanır ve ailesine (eşine, çocuklarına, ana-babasına ve yakınlarına) harcar: Böyle olanların da harcamalarında rasyonel davrandıklarını söyleyebiliriz. Yani, harcama yerleri ve harcama miktarlarının hesabını yaparlar. Kendisi kazanır, ailesi dışındakiler için harcama yapar: Buradaki harcamada iki husus akla geliyor. Birincisi, hayır amaçlı harcamalar, diğeri ise gösteriş amaçlı harcamalardır. Hayır amaçlı harcamalar insanın iç dünyasıyla ilgilidir. Dışarıya sızan ise insanın davranışlarıdır. Gösteriş için harcamalar aslında, önemli bir savurganlık alanıdır. Bunlara “gökgörmedik” denilir. Başkasının parasını kendisi için harcar, başkasının malını kendisi için kullanır: Mirasyediler veya başkasının yanında (kamu veya özel işletmelerde) çalışanlar bunlara örnektir. Ailesinden miras kalanlar harcamalarını, parayı ve malı kendi kazananlara göre daha rahat harcarlar. Baba parası da böyle rahat harcanır. Bir kamu kurumu veya özel işletmede çalışanlar da bu kapsamdadır. Bunların harcamalarından sorumlu tutulmaları için hem memur kanununda hem de iş kanunda işletmenin/kamunun mallarına özen gösterme görevleri vardır. Bir memur veya işçi kendisine verilen bir kamu veya işletmenin malı/parasını kendisine verilmedikçe kendi üzerine geçiremez, aksi takdirde ceza kanunlarına göre suçlu olur. Bunun örneklerinden birisi şöyle bir olaydır: Düzensiz göçmenler için kurulan kamplarda kalanların elektrik ve su giderleri devlet tarafından karşılanır. Ancak bu harcamaların normal bir ailenin harcamasından çok fazla olduğunu gören ilgili idare bir tedbir düşünür: “Eğer su ve elektrik tasarruf edin”, denilecek olursa uluslararası alanda bazı polemikler oluşacak, mevcut duruma göz yumulursa işin mali boyutu çok büyüyecektir. Bunun üzerine idare kamp sakinleri ile görüşerek, ortalama olarak su ve elektrik masraflarını tespit eder ve bunun bedelini kamp sakinlerine ödemeye karar verir. Bir ay sonrasında sonuç ilginçtir; elektrik ve su tüketimi önemli ölçüde düşmüştür, hatta kamp sakinleri kendilerine verilen paranın bir kısmını da tasarruf ederler. Bunun için kamunun yaptığı ödemelerde takip edilen usuller başarı bakımından çok önemlidir. Tüm işletmelerde işletme sahiplerinin ve/veya yöneticilerinin işlerine dört elle sarılmaları, bunlarının başarılı olmalarının vazgeçilmez şartıdır. Zira “el elin eşeğini türkü çağırarak arar”. Kişi başkasının parasını başkası için harcar: Bunun açık örneği devletin topladığı vergilerle yapılan kamu harcamalarıdır. Zira vergiler başkasının parasıdır, yapılan harcamalar da başkaları içindir. Bu sebeple en fazla rüşvet, yolsuzluk, israf gibi olaylar burada görülür. Sadece devlette merkezi ve mahalli idareler değil, sivil toplum örgütleri denilen vakıflar, dernekler de başkasının verdiği aidat ve hibeleri başkaları için harcar. Bu sebeple buralardaki olaylarda koku çabuk yayılır. Bütçe hakkı, vergilerin konulması ve harcanmasının sıkı esaslara bağlanması, yönetenlerin (hem karar alıcı hem de memurların) seçimler ve diğer yollarla hesaba çekilmeleri daha ziyade harcamalarla ilgilidir. Ayrıca inancımızda bu sorumluluk “kul hakkı” olarak ifade edilmektedir. Bunun bu dünyada sorumluluğu olduğu gibi ahirette de sorumluluğu vardır. Muhakkak ki, ahiret sorumluluğu önemlidir. Ama bu yeterli değildir, dünyadaki yaptırımların da, başta sosyal ve cezai yaptırımların etkili kullanılması gerekir. Burası tipik kamu ekonomisini de temsil eder. Birey (politikacı), başkalarından toplanan paraları (vergileri), başka bireyler (vatandaşlar) için harcamaktadır. Yine, tüm bölümler içerisinde etkinsizlik ve israfın en fazla olacağı alan burasıdır. Bu sebeple neler yapılacağına karar verilirken ve harcama yapılırken birtakım usullerin konulması ortaya çıkabilecek etkinsizlik ve israfı azaltma amacını taşır.
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.