Konya
°C
Yeni Meram
17.10.2016 15:21

"Kavramları yeniden güncellemeliyiz"

Ribat Eğitim vakfı, Türkiye genelinde hizmet yapan şube başkanları ve temsilcileri ile Adapazarı’nda genel istişare toplantısı düzenledi, toplantıda 15 Temmuz 2016 ve sonrasında Türkiye gündeminde gelişen olaylarla ilgili basın açıklamasında bulundu.

A+
A-
17.10.2016 15:21
0
5097
ABONE OL
15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasında yaşadığımız süreçte toplum olarak en büyük tahribat, birliğimize yöneliktir. Fetullahçı Terör Örgütü ve yandaşları, devlet kurumlarını iğfal ettiği gibi kavramlarımızı da mahvetti. Cemaat, tarikat, zekât, burs, kurban, her türlü yardım ve dayanışma, kardeşlik kavramlarımızın içi boşaldı, birbirimize güvenimiz sarsıldı. Bu olumsuzlukların bertaraf edilmesi yalnızca devletimize bırakılamayacak derecede önemli ve hassastır. Güvenin tesis edilmesi, kavramlarımızın yeniden ikame edilmesi, Devlet-Cemaatler-Sivil Toplum Kuruluşlarının dayanışmasıyla mümkün olabilecektir. Türkiye genelinde vakıf, dernek ve cemaatlere yönelik oluşan ve gittikçe yaygınlaşan olumsuz yaklaşımlara istinaden, Ribat Eğitim Vakfı olarak eleştiri, tenkit ve tavsiyelerimizi değerli halkımızla paylaşmayı bir görev biliyoruz. * Ülkemizin yakın tarihine baktığımızda 15 Temmuz Darbe girişimi ilk defa oluyor değildir. Kimden ve nereden gelirse gelsin, aktörleri kimden güç alırsa alsınlar darbenin her çeşidi hainliktir, darbecilerin tümü haindir. Her türlü olağanüstü dönemde gönüllü hizmetler askıya alınmamış, aksine artarak devam etmiştir. * Birlik, beraberlik ve kardeşlik mesajını her platformda kuvvetli bir şekilde kamuoyuyla paylaşmalı ve gücümüzü artırmalıyız. * Tüm Sivil Toplum Kuruluşlarının hizmetleri her zamankinden daha fazla açık, şeffaf ve denetlenebilir olmalıdır. Kamuoyuna gizli-saklı işler yapılıyor izlenimi verilmesi kabul edilemez. Kafalarda soru işareti oluşturabilecek hiçbir eylem, söylem ve mesaj olmamalıdır. * Malum süreç sonrası İslâmî kavramlarımız ve değerlerimizin birçoğu ciddi şekilde örselendi ve yara aldı. Bu kavram ve değerlerimizi yeniden güncelleyerek kamuoyuyla paylaşmaya yönelik çalışmalar yapılmalıdır. * Önde giden liderlere yönelik “büyüklerde hata aranmaz, hikmet aranır” anlayışı reddedilmelidir. Kanaat önderlerimizin davranışlarının Kitap ve Sünnete arzı önemlidir. * “Sahih İslam” algısı oluşturulabilmesi için İslam adına konuşan hocalarımız ayrı ayrı mahfillerde değil tek bir masa etrafında toplanıp sorunlarımıza çözümler aramalıdırlar. * STK ve cemaatlerin ortak hareket edecekleri istişare mekanizmaları oluşturulmalıdır. * İktidarla imtihan, muhalefetle imtihandan çok daha çetindir. Tüm STK’lar Devlet imkânlarından nemalanmayı, bürokraside kadrolaşmayı; tebliğ, davet, irşad, Emr-i bi’l-ma'rûf Nehy-i ani’l-münker vazifelerimizden evlâ görme basiretsizliğinden bir an önce kurtulmalıdır. * Mahalleler, sokaklar, kahvehaneler, gecekondular terk edilip; meclis kulisleri, belediye binaları, ihale salonları, lüks otellerin toplantı odalarına kapanarak halktan kopuk kalmaya karşı tedbir alınmalıdır. * Yeni ve ehliyet sahibi kadrolar yetiştirmeliyiz. * Uzun yıllardan beri birbirimizle uğraşmaktan, siyasi tenkitlerden, birbirimizi tekfir etmekten, birbirimizi zındık, şii, vahhabi, ehl-i sünnet karşıtı, cahil, bidatçi, hain ve düşman ilan etmekten fırsat bulup kahvehanelerde, kafelerde, meyhanelerde, kumarhanelerde, uyuşturucu ve günah bataklığında bizi, derneklerimizi, vakıflarımızı, cemaatlerimizi, hatiplerimizi, hocalarımızı bekleyen büyük kalabalıkları unuttuk. * Fetö mensuplarının, sempatizanlarının akrabaları ile bu toplumun ilişkisi nasıl olacak? Yanlışlıkla suçlanan insanlara nasıl davranacağız? Ceza alanlar, eşleri, çocuklarıyla toplumumuz nasıl münasebet kuracak? Bu süreçlerin hepsini kulluk bağlantısı içerisinde yine STK’lar eliyle Müslümanca yürütmeliyiz. * Fetö ile geçmişte gönül bağı olan insanların tekrar İslâmî daire içerisine çekilmesi, STK’ların ortak bir adım atması gerekir. Bunların kazanılması gerekir. * Fetö türü yapılanmalarla İslam Protestanlaştırılmak suretiyle toplumumuza ılımlı ve modernize edilmiş sahte din algısı yerleştirilmek isteniyor. Ehlisünnet yolunda olan cemaat ve tarikatlar devre dışı bırakılarak harici mantık topluma empoze ediliyor. Asıl tehlike budur. Bu konuda ciddi çalışmalar yapılmalıdır. * İçimizdeki ihtilafları bir kenara bırakıp kendi inandığımız inanç çerçevesinde bir sistemi yine kendi dinamiklerimizle kurmalıyız. * “Vahiy” ve “sünnet”; iki diriliş kavramı olarak bunlarla yeniden arınma ve diriliş eylemine geçmeliyiz. * “Ben” yerine “biz” bilinci ile tüm STK’lar, cemaatler ortak hedef bütünlüğü, söylem birliği içerisinde hareket etmelidir. Birlik beraberlik olunca toplumda İslâmî kutuplaşmanın da önüne geçilmiş olacaktır. * İnsanlar cemaatlere değil önce İslâm’a çağrılmalıdır. Yanlış yapan cemaatler ayıklanmalı ve deşifre edilmeli, bununla ilgili bir oluşum gerçekleşmelidir. * Diyanet İşleri Başkanlığı’nın sivil toplum kuruluşları ayağı oluşturulmalı; cemaat ve tarikat temsilcileri, ilim erbabı olanlar burada istişare etmeli ve halka doğru İslâm’ın anlatılması hususunda tek ses olarak yön vermelidir. * Fetö’nün boşalttığı alanların -yurt içi, yurt dışı- doldurulması için hızla STK’larla ortak çalışma yapılmalıdır. * İlmî ve ahlâki çalışmalara ağırlık verilmeli, genç nesil sahiplenilmelidir. * Diyanet İşleri Başkanlığı ve STK’lar işbirliği yapıp mahalle camilerinde 24 saat hizmet prensibine göre çalışmalı, değişik hocalar akşamları erkeklere, gündüz çocuklara ve bayanlara eğitim, kültürel faaliyet yaparak mescit merkezli bir hayat oluşturulmalıdır. * Siyaset; hamaset ve ilkesizlikten temizlenmeli, “benim adamım” mantığı ile liyakatsiz, pısırık, şımarık, hain, menfaatçi insanların elinden alınmalı; gür bir sesle temiz, ahlaklı, ilkeli, dürüst siyasetçilerin işbaşı yapması sağlanmalıdır.
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.