Son yıllarda hiç böylesi yoğun kar yağışı yaşanmadı. Gök Yüzünden yeryüzüne armağan olarak gönderilen beyaz çiçekler betin ve bereketin müjdecisidir. Üretimin artmasıyla yüzler gülecek, ertelenen düğünler birbirini izleyecek. Ekonomi canlanacak, işyerleri siftahsız kapanmayacak, piyasa hareketlenecek. Söz konusu iyimserliğimiz Yüce Yaradan’ın bize manevi bir ödülüdür.
Alt ve üst yapıl eksiklerimiz, aşırı yağışlarda can ve mal kaybına neden oluşturduğuna da dikkat çekmek, iletişim çağında çarpıklarına ivedilikle çözüm bulmalıyız. Yağış ve yapıda eşitlik sağlanamazsa varacağımız sonuç şudur;
Yağsa bir türlü, yağmasa başka türlü...
...
Küresel ısınmadan Mevsimler birbirinin içine giriyor. Örneğin, yazı sonbaharda, kışı ilkbahar’da yaşar olduk. Karın da armonisi bozuldu. Eski karlar yoktu, şimdi oldu, buna koşut Soğuklar geçmiştekilerden daha soğuk. Kar, Anadolu’nun yorganıdır, diye çok doğru ve öz bir sözümüz vardır.Şükür, söz konusu yorgan son günlerde yerinden çıktı, Anadolu topraklarını sarıp sarmalamaya başladı.
...
■ Kar suyu, topraktaki potasyum, kalsiyum, demir gibi mineralleri çözerek bitkilerin beslenmesini sağlar.
■ Kar, yeryüzü ve yeraltı su rezervlerinin en önemli kaynağıdır.
■ Kar sayesinde barajlar dolar ve enerji olarak bize döner.
■ Karda bulunan amonyak, karın erimesiyle birlikte toprakta kalır. Bu amonyak, azot bakterileri tarafından kalsiyum nitrat gibi azot tuzlarına çevrilerek bitkilerin azot ihtiyacını karşılar.
■ Havadaki ve karadaki mikropların zararlı olanları, karla birlikte yok olur.
■ Kar yağınca hava yumuşar ve havanın aşırı soğuması engellenmiş olur.
■ Bitkiler üzerinde koruyucu örtü oluşmuş olur.
...
Kar yağanda Ahmet Muhip Dranas’ın kar şiiri beynimde mıh gibi çakılı kalır.
“Kardır yağan üstümüze geceden,
Yağmurlu, karanlık bir düşünceden,
Ormanın uğultusuyla birlikte
Ve dörtnala dümdüz bir mavilikte
Kar yağıyor üstümüze, inceden.”
...
Saygı değer kadim dostum merhum Bekir Sıdkı Erdoğan’ın “fal” şiiriyle fala bakarız;
■ Sen karşıma, her özlediğim anda çıkarsın!
İzmir'de; çıkar Kars'ta çıkar, Van'da çıkarsın...
Hiç böyle vefa görmedi âlemde hakikat;
Yollar kapanır, sen yine fincanda çıkarsın!
...
Kar yağanda ustamız, üstadımız sevgi şairi Feyzi Halıcı abimiz hiç öyle dingin durur mu? Daha taşa, yere göğe, karaya denize sevgisini gergef gergef işleyen duyguları şaha kalkar;
■ Sevdadır çevre yanımda
Bir nice nöbet tutmuştur
Kar yağmıştır o dağlara
Nilgün beni unutmuştur..
Gönlümde dert dilim dilim
Aşkım tanımıyor iklim
Dostlar kendimde değilim
Gitti hayatım, sevgilim
Gayri ne söylesem boştur
Kar yağmıştır o dağlara
Nilgün beni unutmuştur.
...
Yahya Kemal Varşova Büyükelçisi iken
yağan karda İstanbul’u özlüyor;
■ Birdenbire mes'ûdum işitmek hevesiyle,
Gönlüm dolu İstanbul'un en özlü sesiyle.
Sandım ki uzaklaştı yağan kar ve karanlık,
Uykumda bütün bir gece Körfez'deyim artık!
---
Cahit Sıtkı’nın kara yaklaşımı daha değişik;
■ Esiyor tane tane yine beyaz bir rüzgâr.
Söyleyin hangi kuşun kanatları yolundu?
Sezai Karakoç, kar deyince ne diyor;
■ Karın yağdığını görünce
Kar tutan toprağı anlayacaksın
Toprakta bir karış karı görünce
Kar içinde yanan karı anlayacaksın.
Yine hangi ağaçtan döküldü bu yapraklar?
Nazım Hikmet karı karanlıklara yağdırıyor;
■ Lambayı yakma, bırak,
sarı bir insan başı
düşmesin pencereden kara.
Kar yağıyor karanlıklara.
Kar yağıyor ve ben hatırlıyorum.
Kar...
---
Gramofonların taş plaklarından Safiye Ayla'nın pırıl pırıl sesinden Saadettin Kaynak'ın nihavent bestesi yükseliyor;
“Bahar bitti güz bitti
Artık bülbül ötmüyor
Yare tel çekem diye
Tel derdim iletmiyor.
Yollar kapandı kardan
Turna gelmez diyardan
Haber çıkmadı yardan
Bu ayrılık bitmiyor.
Artık deniz gibi
Ölü bir beniz gibi
Uzayan bir iz gibi
Bitmiyor ah bitmiyor.”
---
Kar yağışlarından ben de esinlendim hep;
Üşüyorum, üşüyorsun, üşüyorlar
Çınar ağacı üşür yolun ortasında,
Gurbet elde ben üşürüm kimsesiz.
Sevdiğim üşür, bir Anadolu kasabasında
Yuvasından uzaklarda öter çaresiz,
Telgraf direğindeki serçe üşür.
Kapımı çalar vakitli vakitsiz
Rüzgâr üşür gecenin karanlığında.
Sobanın başında anam üşür meraktan,
Bekâr odamın perişanlığında
Bir fotoğraf üşür bakılmaktan.
Siz asıl üşümeyi gökyüzünde görün.
Nasıl beyaz beyaz ağlatır bulutları
Yeryüzüne salkım saçak dökülür
Buz tutar yemyeşil umutları
Takvimde, 5 Ocak sabahı üşür.
...
Kışın adın yalnızlık koydum
Memesiz kalmış çocuklar gibi ağlar
Karların altında toprak ana.
Ağaçlar bir mahzun, kuşlar neşesiz,
Uzun ve efkârlı gecelerin beyaz karanlığında,
Büyük yalnızlık içindeyiz.
...
Karlı havalarda sevgi şiirleri;
1
Kar yağanda melül, mahzun olurum
Uçarı gündüzlerde yitirdim seni.
Geceler içinde yeniden bulurum
Hatırlasam deli olurum
Hatırlamasam edemem
Hatırlarım.
2
Mal, mülk kaygısında değilim
Parada, pulda gözüm yok.
Çoğa az, yoğa yok demedim
Yaşamaktan bile geçtim, anla ki
Tek senden vazgeçemedim.
3
Yağan kara bakıyorum sokak ortasında
Komşumun yirmisindeki kızına bakıyorum kıpır kıpır,
Kanı kaynıyor baştan ayağa ateş
Karlı dağlara bakıyorum umudum üşüyor
Yolları sorarsanız dağlarla kardeş
Takvimlere bakıyorum tedirgin
Olduğuna bırakıyorum günleri
Kolumdaki saate bakıyorum ikide bir
Fotoğrafına bakamıyorum.
4
Baharı özlüyorum diz boyu kar içinde
Gerçek şu ki, dört mevsimde çiçeksin
Besbelli, kış sonrası bahar da gelecek,
Ama, sen gelmeyeceksin.
A.Rıdvan Bülbül (Milâttan Önce de Böyleydi Sevgi adlı şiir kitabımdan)