Konya
°C
Yeni Meram

KANSER HAKKINDA MERAK ETTİKLERİNİZ

KANSER HAKKINDA MERAK ETTKLERİNİZ- Kudsi ÖNCÜ- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
28.10.2020 01:55
28.10.2020 09:04
0
8794
ABONE OL
Duyduğumuz zaman en çok telaşlandığımız, endişe duyduğumuz kavramlar tümör, kitle ve kanser kavramları/ kelimeleridir. Tümör, her hangi bir dokudan meşeyini alan o doku içinde ki fazlalıklardır. Bunlar kitle diye de ifade edilirler. Her tümör kanser değildir, ancak her kanser tümördür. Kanser Latince ’de yengeç demektir. Yengeç morfolojik yapısı itibariyle düzensiz karmaşık bir görünüşe sahiptir. Kanserli doku çıktığı dokunun orijinal yapısını değiştirerek düzensiz bir biçime sokar. Bu nedenle kanser tıbbi terminolojide yengece benzetilmiştir. Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için vücudumuzun yenilenme fizyolojisinden bahsedeyim. Günlük bir trilyon hücremiz doğar, bir trilyon da hücremiz ölür. Yüz trilyon civarında hücremiz olduğu tahmin ediliyor. Yüz günde vücudumuz yenilenmiş oluyor. Ancak şu dokularımızın yenisi yoktur. 1-Beyin ve sinir hücreleri 2-Akciğer hava keseleri /alveoller 3-Kalp kası hücreleri 4-Böbrek süzgeçleri/nefronlar 5-Kız çocuklarının yumurtaları Bir kız çocuğu doğduğunda 200 000 aday yumurtayla doğar, ergen çağa geldiğinde sadece 420 yumurtası kalır. Menopoza kadar bunları kullanır. Bunlar oldukça bol/yedekli yaratılmıştır. Hücrenin çoğalmasında ilginç bir düzen/disiplin vardır. Hücrenin çekirdeğinde kişiye ait bilgilerin depolandığı/paketlendiği, adenin, guanin, sitozin, timin adında dört amino asitten /dört kelimelik bir alfabeden oluşan DNA zinciri vardır. Bir zincirin boyu kişinin boy unun dört katıdır. Bir milyon cilt büyük boy ansiklopedinin içerdiği bilgiye sahiptir. Bu DNA zincirleri kromozomlarımızdır. Kromozomların çevresinde tespih taneleri gibi dizilmiş genler vardır. Genler, her biri için görev tanımları yapılmış yöneticilerdir. Hücre yenilenmesi sürecinde disiplini sağlayan, yenilenen hücrenin görevlerini, çıktığı dokuya aykırı davranış göstermemesini, ne kadar enerji kullanacağını, ne zaman yenileneceğini daha binlerce belki de milyonlarca bilgiyi/ öğretiyi üslenen bir şef/patron gen vardır. Bu genin hasarlanması soncunda hücre çoğalması/yenilenmesi sürecinde disiplin bozulur. Anarşi ve kargaşa meydana gelir. Dokularımızın bazı hücrelerinde şef gen hasarlanmaları sürekli olmaktadır. Ancak immün sitem/savunma sistemi derhal bu duruma müdahale etmekte, ya geni tamir eder, ya da o hücrenin intihar(apopitozis) etmesini sağlar. Günlük yenilenen bir trilyon hücrenin içinde şef genin disiplininin dışına çıkan, çıktığı dokunun hücrelerine/anasına-atasına benzemeyen, binlerce hücrenin yediğini yiyen, saldırgan tabiatlı terörist hücreler vardır. Bu hücrelere kanser/anaplastik(benzemeyen) hücreler denir. Normalde bu hücreler her gün hepimizde oluşmaktadır. İmmün/savunma sisteminin kanser hücrelerine/teröristlere karşı savaşı yöneten bir gen sistemimiz vardır. Bu sistem antionkojenik genler tarafından yönetilir. Bu genlerin kontrolünde ajan amino asitler/proteinler vardır. Bu amino asitlerin kanser hücrelerine özel ilgileri vardır. Mili saniyeler/saniyenin binde biri süre içinde vücudu tarar, yakaladığı kanser hücresine yapışır, kaşeler/damgalar. Ayrıca işaretlenmiş/damgalanmış kanser hücrelerini yakalamakla görevli katil hücreler/killer lenfositler vardır. Katil hücreler damgalanmış kanser hücrelerini süratle tanırlar, intihar etmesi talimatını verirler. Çoğunlukla kanser hücresi intihar eder. Şayet intihar etmezse kanser hücresi büyük yutucu hücreler/makrofajlar tarafından yutulur, parçalanır/fagosite edilir. Böylece vücudumuz mili saniyeler içinde kanser hücrelerinden temizlemektedir. Kanserden korunmanın en önemli boyutu güçlü bir immün sisteme sahip olmaktır. İmmün sistem kanserle savaşta iki unsuru kullanmaktadır. 1-Mühimmat/antikor savaşı. Lenfositler adını verdiğimiz savunma hücreleri antikorlar üretirler. Bunlar bir çeşit aminoasit kombinasyonlarıdır. 2-Piyade/kara/hücre savaşı. Antikorların/aminoasitlerin aktifsizleştirdiği/inaktive ettiği kanser hücrelerinin parçalanması, yutulması, yok edilmesidir. Her iki sistem senkronize ve entegre çalışır. Birinin işlevinin bozulması diğerinin fonksiyonunu bozar. Bu durumda kanser hücresi saklanır, kendi damarını oluşturana kadar geliştiği dokunun damarından beslenir. Bir bakıma hırsızlıkla geçimini sağlar.3 mm. olana kadar bu durumu sürdürür. Kan kanserleri ve lenf kanserleri hariç, diğer kanserlerde bu süre 3 ile 15 yıl arasında değişmektedir.3 mm’den sonra artık bağımsızlığını ilan eder. Kendi damarını üretmeye başlar, angiogenozis gerçekleşir. Artık bu süreçten sonra saklanma dönemi bitmiştir. Çoğalma ve hızla yayılma süreci başlamıştır. Biyolojik terör eylemleri sahnededir. İşte bu süreç klinik belirtilerin ortaya çıktığı dönemdir Kanser çağımızın hastalığı olup, kalp ve damar hastalıklarından sonra en yüksek ölüm nedenleri arasında yer almaktadır. Teşhis imkanlarının çok gelişmiş olmasına rağmen günümüzde vakaların %60-70’nin gecikmiş tanı olduğunu görüyoruz. Bunu en büyük nedeni toplumun sağlık bilincinin düşük seviyede olmasıdır. Bir magazin haberini en ince detaylarına kadar okuyup öğrenirken, sağlığa ait bir yazının ya bir kaç satırını, paragrafını okur, devamını getirmez, ya da hiç yüzüne bile bakmaz. Kanserler hakkında temel ve genel bilgilerden sonra önümüzde ki hafta köşe yazımda özellikleri, genel belirtileri konusunda bilgiler vereceğim. Kısmet olursa bir kaç hafta kanser konusunda siz değerli okurlar mı bilgilendirmeye devam edeceğim. Böylece mesleki ve sosyal sorumluluğumun gereğini yapmış olacağım. Sağlıcakla kalın. UNUTMAYIN Kİ, YAŞAM SAĞLIKLA DEĞERLİDİR.
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.