Konya
°C
Yeni Meram
02.01.2015 04:53

Kandil...

A+
A-
02.01.2015 04:53
1
4804
ABONE OL
Kandil, içine zeytinyağı ve gaz yağı gibi sıvı yağ ve fitil konarak yakılan ve aydınlatmada kullanılan bir aydınlatma aracıydı… Elektriğin olmadığı dönemlerin vazgeçilmeziydi. Mum ışığından kandil ışığına geçiş aydınlatmada adeta yeni bir dönem gibiydi. Binlerce yıl ve değişik çağlar boyunca,  insanlar kültür ve yaşayışlarına göre değişik şekil ve biçimlerde kandiller kullandılar. Kurşundan yapılanları, taştan yapılanları, camdan yapılanları, pişmiş topraktan yapılanları, çok daha değerli ve kıymetli olması açısından altın ve gümüş gibi değişik madenlerden yapılanları vardı. En çok rastlanılanı ve kullanılanı, pişmiş topraktan yapılanıydı. Altın ve gümüşten yapılanları çok süslü ve gerçekten birer sanat şaheseriydiler. Kandil'in manevi açıdan değerlendirilmesi, ona manalar yüklenmesi ve mecazlarla süslenmesi, kandili ulvi bir hale getirmiş, onu insan gönüllerinde oldukça önemli bir köşeye oturtmuştur. “Elimde yanma yetmez, gönlümde yan isterim” temennisinde bulunanlar, kandili gönüllerinin aydınlatıcısı olarak görmüşlerdir. Türk Milleti, kandil kavramı içerisine aldığı Mevlid kandili, Regaip kandili, Berat kandili ve Kadir gecesini ihya edip, bu anlam ve  mana zengini gecelere "kandil"  derken, her geceyi ayrı ayrı huşu içinde ihya etmeye devam ediyor. Kandil Türk milletinin gözünde basit ve alelade bir aydınlatma aracı olarak hiçbir zaman görülmedi. Anadolu’da maddi ve manevi dünyanın vazgeçilmezi oldu hep. Kandile yağ damlama sözünü bilirsiniz. Bu söz, rızkın, geçimin, insanın ailesini geçindirmek için döktüğü alın terinin ve emeğin, kandille anlatımı değil mi? Onun içindir ki, kandil ümitsiz gecelerin ışığıdır. Zifiri karanlıkların, vesveselerin, karamsarlıkların, isyanların sona erdirildiği, hayatı gelgitler haline dönüşenlerin gerçeği gördükleri, kendince dibe vuranların yaşanacak çok şey olduğunu görüp, kendine geldiği, kendini toparladığı gecelerdir. Kandil gerçeğe giden, doğruya giden, sevgiye giden yolları aydınlatan bir ışık olarak anlatılmıştır. Kandili insanın elinde yanan bir aydınlatma aracı olarak görenlere, kalplerde yanan kandilleri görmeleri tavsiye edilmiştir. Çünkü kalplerin aydınlanmaya, huzur ve sükuna erme ihtiyacı vardır. Çünkü, kandillerin anlamı bir başkadır. Kandiller aydınlatır geceleri. Kandiller aydınlatır gönülleri. Kandiller ışıtır yolumuzu. Kandiller yumuşatır taş kalplileri. Kandillerde dolar gözler. Gözyaşları akar gelir kendiliğinden. Pişmanlıktan, yapılan yanlışlardan ötürü bir başka olur insan. Kandil geceleri, yakarış geceleridir. Yalvarış geceleridir. El açma geceleridir. Hz. Mevlana'nın, " Yarabbi kalplerimizi mum gibi yumuşat!" diye ettiği duaların karşılık bulduğu gecelerdir. Kalpler yumuşadığında, dudaklar titrer, sözler tatlılaşır, dil uslanır, göz nemlenir, gözler gözyaşlarına hakim olamaz, gözlerin gözyaşlarını zapt edemediği anlardır, dakikalardır kalplerin yumuşadığı zamanlar. Kandil geceleri bambaşka gecelerdir anlayana... Bu gecelerde huşu vardır! Baş eğme vardır! Gurur ve kibrin kendine geldiği, egoların kendine çekidüzen verdiği, sözün sükuta dönüştüğü anlardır o geceler! Kandil geceleri bir manada kurtuluşa vesile olan gecelerdir. Pişman olan ruhların, pişman olan kalplerin derdini sessizce, içten ve bütün samimiyetiyle Yaradan’ına döktüğü gecelerdir. Kandillere mensup olduğumuz Türk milleti kadar değer veren, manalar yükleyen, bu geceleri Yaradan’a ulaşma adına kendine vesile eden bir başka millet daha yoktur. Kandil gecelerinde arınan ruhlar, temizlenen kalpler, Rabbine el açanların pişmanlıkları ve pişmanlık gözyaşları, kandil gecelerini huzur gecelerine, huzura erişilen gecelere dönüştürür. Gönüllerinizde mutluluk ve huzur kandilleri yansın inşallah!..  
HABER YORUMLARI
  1. selma Kuş
    2022-01-27 11:55:40
    çok manalı bir yazı olmuş. Emeği geçenlere teşekkürler.