KAFELER SEÇİMLERLE, KAHVEHANELER DÖVİZLE MEŞGUL!

Eski ramazanlar daha bir başkaydı, daha anlamlıydı diyenler olabilir. O yıllarda kafeler yoktu. Kahvelerde okey yoktu, kağıt oyunları ve tavla vardı ancak, teravih yerine kahvelere gidenler, kağıt oyunlarından başını kaldırmayanlar yadırganırdı. Görev yaptığımız İlçelerde Müftülerimizin, vaizlerimizin, Din Kültürü Öğretmenlerimizin yapmış olduğu koyu sohbetlerde, insanların bilemediklerini rahatça sordukları Ramazan geceleri hele yaz günlerine denk geldiğinde oldukça güzel hatıralar olarak yıllarca anlatıldı. Çay ve su en güzel ikramdı. Teravih namazları sonrasında, namaz kılınan camilere yakın kahveler, çay ocakları, sohbet edenlere çay dağıtırlar, çay paralarını kendi aramızda sessizce birkaç kişi ödeyip geçerdik. Kahvecilerde hesap ödemek isteyenlere hesap tamam derlerdi gülümseyerek. ***** Kafelerin hayatımıza girmesi neredeyse bir anda oldu. Gece hayatının vazgeçilmezi oldular. Buluşmalar, haberleşmeler, sohbetler, sevilen mekanlara gençlerin tabiriyle takılmalar, abone olmalar dönemi başladı. Haliyle Ramazan gecelerinin de, en renkli mekanları oldu kafeler. Bu Ramazan ayının bir başka özelliği seçimlere denk gelmesi. Kafeler, en koyu sohbetlerin, tartışmaların, laf yarıştırmaların, atıflarda bulunulmaların yapıldığı mekanlar. Seçim deyince, Kafelerde önce Ali Koç’u Fenerbahçe’ye Başkan yaptık. Aziz Yıldırım’ı savunanlarda vardı amma bu kadar fark olacağı kimsenin aklına gelmemişti. Sokaktaki insanın, kafelerdeki tartışanların içten içe favorisiydi Ali Koç. Sonunda gönülden geçirilen, dile fazla vurulmadan beklenen, özlenen isim kazandı Fenerbahçe Başkanlığını. Bu zafere sessiz çoğunluğun zaferi diyenlere aynen katılıyorum. İkinci seçim yine sporla ilgili ve şehrimizi direkt olarak ilgilendiren bir seçim. Önemi şehir adına çok büyük. Konyaspor bu şehrin gururu, markası, ateş hattından çıkıp, düşme hattının hemen üzerinde yer alarak neredeyse kıl payı düşmekten kurtulan Konyaspor’un merakla beklenen yeni Başkanı ve yönetimi Konyaspora geçtiğimiz sezon yaşadıklarını yaşatmayacak bir yönetim olsun temennileri, şehrin temennisi. Ali Koç’tan sonra, sessiz çoğunluk, bakalım Konyaspor Başkanlığına gönlündeki ismi getirecek mi, sorusunun cevabını sanıyoruz 8 Haziran’da alacak Konya. Kafelerdeki sohbetler bu konunun cevabını da sorguluyor Ramazan gecelerinde. Kafelerimizde bir başka muhabbet ise 24 Haziran seçimleri. Kafelerde açık açık konuşanlar var, sessiz sakin kalıp, fikrini belli etmeyenler var. İşi espriye boğanlar var. Gönülden geçirdiklerini, dile getiremeyenler var. Seçim yüzdeleri üzerinde tahminlerde bulunanlar, İlk turda bu iş biter diyenler, İkinci tura kalırsa, şöyle olur, böyle olur diyenler, İddialara girenler, Susanlar, düşünenler, Ben kararsızım arkadaş diyenler, Ramazan gecelerini hemen her gece tahmin gecesine dönüştürmüş durumdalar. ***** Ramazan gecelerinin bir başka vazgeçilmezi olan okey, iftar sonrasından, sahura kadar geçen uzun bir sürenin kahvehanelerde geçirilmesine neden oluyor. Okey atmak, okeye dönmek, çiftten bitmek, iki okeye su içirmek gibi tabirlerle yaşananları bir sonraki geceye taşıyan, kazanan ve kaybedenlerin Ramazan sonrasına kadar berabere kalmasıyla sonuçlandığı değişik bir şans oyunu okey. Ancak bu oyun masasındaki kardeşlerimizin bu yıl her biri kendi çapında ekonomist olmuş durumdalar. Çünkü, kahvehanelerde okey masalarında tartışılan konu, daha bir değişik. Okey atmanın, atmamanın dışında döviz ve altının izlediği seyri de, kahvehanelerimizde takip edebilirsiniz. Çünkü, Döviz ve altındaki dalgalanmalar vatandaşı direkt olarak ilgilendiriyor. Döviz borcu olan, dövizi konuşuyor, tartışıyor. Düşer inşallah deyip temennilerden bulunuyor. Altın borcu olan, düğün –dernek işlerine girişecek olanların konuştuğu bir başka bir şey yok. Dövizin artmasıyla birlikte iğneden-ipliğe kadar geliveren sessiz-sedasız zamlar da kahvehanelerin konusu. Dövizin var derdin var diye, dövizin yok neden yok diye, döviz borcunu liraya vurduğunda katmerlenen borç nasıl ödenecek diye, vuruyorlar okeyin gözüne arkadaşlar! ***** Bu durumda esnaf ve işletme sahibi kardeşlerimiz, dükkanlarına, işyerlerine ne zaman geliyorlar diyeceksiniz, bir kısmı öğleye yakın, bir kısmı öğleden sonra… Sahura kadar oturan insanlar sahurdan sonra yattıklarında sizce kaçta kalkabilirler? Saat on bir, yada on iki olabilir mi? Öğleden sonra gelenlerde ikindiden sonra hadi bana müsaade deyip gidiyorlar. Ramazanda yapılan esnaflık sanırız bu kadar. İftara kadar birkaç saat uyuduktan sonra, iftar ve iftar sonrasına oldukça zinde girmek gerekiyor. Konuşulacak konu çok…İftar sonrasına kadar biriken laflar, olaylar, siyasi gelişmeler, dövizin ve altının gün içindeki seyri hazır malzemeler olarak, konuşulmaya ve tartışılmaya hazır bekliyor. Böyle olunca da, kafelerinde seçimlerin, kahvelerinde dolar ve altının konuşulduğu ve tartışıldığı bir şehir olduk, çıktık.