Konya
°C
Yeni Meram

Kadın Hakları Deyince Seni Anmadan Olur Mu Paşam

Kadın Hakları Deyince Seni Anmadan Olur Mu Paşam-Ümit Sürmeli-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
11.03.2017 00:06
10.03.2017 16:11
0
3028
ABONE OL
Türk kadını her hakkını, her attığı özgür adımı, iş hayatındaki başarısını, sosyal yaşamdaki konumunu, ham annelik hem de iş kadını olma gücünü senden aldı paşam. ANKARA’NIN TAŞINA BAK, GÖZLERİMİN YAŞINA BAK. UYAN UYAN GAZİ KEMAL, ŞU FELEĞİN İŞİNE BAK. PEK GAMLIYIZ ANKARA’NIN DARDIR YOLU, DÜŞMAN ALDI, SAĞI SOLU. SEN GÖSTERDİN PAŞAM BİZE, BÖYLE GÜNDE, DOĞRU YOLU. PEK ŞANLIYIZ KILINCINI VURDUN TAŞA, TAŞ YARILDI BAŞTAN BAŞA UYAN DA BAK GAZİ KEMAL BAŞIMIZA GELEN İŞE PEK GAMLIYIZ. Sosyal hayatın kaynağı aile hayatıdır… Demiştin. Bizim sosyal toplumumuzun başarısızlığının sebebi kadınlara karşı gösterdiğimiz ilgisizlikten ileri gelmektedir… Demiştin. Bir sosyal toplumun, bir organı faaliyette bulunurken, diğer bir organı işlemezse, o sosyal toplum felçlidir… Diye uyarmıştın. Bazı yerlerde kadınlar görüyorum ki başında bir bez, peştamal veya buna benzer bir şeyler asarak yüzünü gözünü gizler ve yanından geçen erkeklere karşı arkasını çevirir ya da yere oturarak yumulur. Bu tavrın manası neye delalet eder? Medeni bir milletin anası bir kızı için bu garip şekiller, bu vahşi vaziyet nedir? Diye yapacağın devrimlerin, öncelikle kadınlara yönelik olacağını belirtmiştin. ‘Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın….’ dedin ve Türk kadınını, Osmanlı’nın cehalete, kumalarla yaşamaya mecbur ettiği Anadolu kadınını, Avrupa ülkelerinin kadınlarına tanımadığı haklara, kurduğun Türkiye Cumhuriyeti’nin yasaları ile kavuşturdun. Hakkını ne yapsak ödeyemeyiz. Hani derler ya! Bazı borçlar vardır ki asla ödenemez. 31 Temmuz 1932. Keriman Halis Belçika’da yapılan yarışmada Dünya Güzeli seçilir. Atatürk ‘Kraliçe’ anlamına gelen ‘ECE’ soyadını verir. Ama hemen arkasından hepimize örnek olacak öğüdü verir. -Türk ırkının dünyanın en güzel ırkı olduğunu tarihten bildiğim için Türk kızlarından birisinin dünya güzeli seçilmiş olmasını çok tabii buldum. Bununla beraber, asıl uğraşmaya mecbur olduğumuz şey, analarımızın ve atalarımızın olduğu gibi, yüksek kültürde ve yüksek fazilette dünya birinciliğini elde tutmaktır. Atatürk,18 Nisan 1935 tarihinde himayesinde, ünlü fizikçi Madam Eve Curie’nin de bulunduğu ‘DÜNYANIN İLK MİLLETLER ARASI KADIN KONGRESİNİ İSTANBUL’da topladı. O kongrede yaptığı konuşmada: -Ben muhterem hanımlarımızın Avrupa kadınlarının aşağısında kalmayacak, aksine pek çok yönden onların üstüne çıkacak şekilde ışıkla, bilgi ve kültürle donanacaklarından hiçbir şekilde şüphe etmeyen ve buna kesinlikle emin olanlardanım. ‘KURTULUŞ SAVAŞI’NDA HER FEDAKARLIĞIN ÜSTESİNDEN GELEN CEFAKEŞ TÜRK KADININI ERKEK ARKADAŞLARI İLE EŞİT KABUL EDİNİZ’ dedi ve 4 Ekim 1926’da Türk Medeni Kanunu yasallaşarak tüm çağdışı kafalara balyoz gibi indi. Atık Arap usulü ‘Boş ol’ diyerek kadın evin süpürgesi gibi sokağa atılamadı. Arap usulü baba malı, erkek çocuklara daha fazla verilirken, medeni kanun ile eşit olarak paylaşıldı. Kadın sosyal yaşamın her alanında hiç ayırım gözetilmeden çalışma hakkı elde etti. Osmanlı köydeki koyunu, kuzuyu, ineği, öküzü, atı eşeği nüfus sayımında sayıp, kadını saymazken, Türk kadınları birey olarak sayıldı ve vatandaş olarak nüfusa işlendiler. Sadece erkek çocuklarına okuma-yazma hakkı verilirken, kız-erkek ayırımı olmadan, karma eğitim hakkı verilerek, kadınlar da okuma hakkını elde ettiler. Şimdi Atatürk sayesinde belediye başkanı olan, Atatürk sayesinde milletvekili olan, Atatürk sayesinde üniversite diplomasına kavuşan, kuluçka makinesi gibi görülmekten kurtulan, ‘hamile kadın sokakta dolaşmasın’ diyebilecek kadar sapık düşüncelere karşı göğüs germe gücünü bulan ve hepsinden önemlisi: 1930- BELEDİYE SEÇİMLERİNE KATILMA HAKKINI VEREN, 1933- MUHTARLIK SEÇİMLERİNE KATILMA HAKKINI VEREN, 1934- MİLLETVEKİLİ SEÇİMLERİNE KATILMA HAKKINI VEREN KURTARICIMIZ DÜNYA LİDERİ ATATÜRK’E ÇOK HEM DE PEK ÇOK BORÇLU OLAN: Kadın muhtarlarımız, Kadın belediye başkanlarımız kime borçlu olduğunuzu unutmayın! Sizler bu hakları 1930’larda alırken: Japon kadını 1950’de, Medeni kanunlarını örnek aldığımız İsviçre’de 1971’de, Çağdaşlaşmada örnek gösterilen İsveç ve Danimarka gibi ülkelerde de durum aynıydı. Onun için diyorum ki biraz vefa, biraz insaf, biraz vicdan! İlahi adalet hepsini görüyor ve er geç hatırlatıyor, bir takım vefasızlıkları! Kadın milletvekillerimiz 8 Mart günü ANITKABİR’de buluşarak kendilerini bu makama getiren ATATÜRK’e teşekkür ederek vefa borçlarını ödemeliler. Sık sık seçmenlerine cep telefonları ile mesaj yollayan kadın belediye başkanları da Kurtuluş Savaşı’nı kazanan, 7 düveli dize getiren, ideallerini gerçekleştirirken, cumhuriyetimizi kuran, egemenliği tek adam yerine, Türk Milleti’ne bırakan ve ulusal bayramların kutlanarak, milliyetçilik duygularının yok olmasını önleyen Atatürk’ü de mesajlarında rahmetle anmaları gerekir. İNANÇLI OLMAK KADİR KIYMET BİLMEYİ GEREKTİRİR. Hatta kadın başkanlar, kadın muhtarlar belediyelerine sarı saçlı, mavi gözlü kahramanın insanın içine işleyen bakışlarının olduğu büyük boy resmini 8 Mart günü asarak borçlu kalmazlar. Çilekeş, asgari ücretle çocuk büyütmeye çalışan, her türlü zorluğa rağmen vatanından, bağımsızlığından, egemenliğinden, özgürlüğünden, kişiliğinden ödün vermeyen kadınlarımızın ve kınalı kuzularımızın analarının günü kutlu olsun.
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.