Konya
°C
Yeni Meram
29.05.2015 00:23

İstanbul Fatih, Fatih İstanbul!

İstanbul Fatih, Fatih İstanbul! - Erol Sunat - Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
29.05.2015 00:23
0
2983
ABONE OL
Peygamber Efendimiz Hadis-i Şeriflerinde; “Konstantiniyye(İstanbul) elbet Feth olunacaktır. Onu Feth eden Kumandan ne güzel Kumandan, Feth eden Asker, ne güzel Askerdir” buyurmuşlardır. İstanbul, Hz. Peygamberin Hadis-i Şeriflerinde buyurduğu ve işaret ettiği müjdeye mazhar olan, o şerefe erişen, 21 yaşındaki Türk Sultanı, Sultan II. Murad'ın oğlu Fatih Sultan Mehmet tarafından 562 yıl önce bugün fetholunmuştu. O günü gözlerimizin önünde canlandıran, Arif Nihat Asya'nın " Fetih Marşı" "Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek; / Dağlardan çektiriler, kalyonlar çekilecek; / Kerpetenlerle surun dişleri sökülecek" diye başlıyordu. Yıldırm Gürses bu şiiri bestelediğinde kulaklarımızda " Elde sensin, dilde sen, gönüldesin baştasın / Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın" nakaratı, hala tazeliğini koruyarak çınlayıp duruyor. Osmanlı, dünyanın en büyük, en güzel ve en muhteşem şehrini fethettiğinde, gönül tahtına kurulan bu şehri, kendine taht merkezi, yani payitaht yaptı. Yüzyıllar boyunca dünyanın en büyük şehriydi İstanbul. Osmanlının hoşgörüsü, imar konusunda devrinin en yüksek tekniğine ve teknolojisine sahip oluşu, Mimar Sinan gibi bir mimari deha ile İstanbul'u donatması başdöndürücüdür. Adalet timsali Osmanlı Sultanlarının ilk sırasında yer olan Fatih Sultan Mehmet, 'Ey Kostantiniyye! Ya sen beni alacaksın, ya ben seni!' diye başladığı fetih girişimi tamamladıktan sonra, İstanbul'da yaşayan insanlara, insanlık dersi vermişti. Fethettiği şehirleri bütün ahalisi ile birlikte kılıçtan geçiren, yakan ve yıkan Haçlı ve barbar zihniyetlerin çok ötesinde ki, insanca ve insana değer veren yaklaşımı ile fethi taçlandırırken, Fethe anlam ve derinlik kazandırmıştı. İstanbul Fatih, Fatih İstanbul olmuştu! İstanbul'un fethini 562 yıl geçmesine rağmen içine sindiremeyenler, kabullenemeyenler, İstanbul Türklere bırakılmayacak kadar önemlidir diye propaganda yarışına girenler, İstanbul'u kendi sınırları içerisinde göstermekten çekinmeyen sözde komşular, şehre hala Konstantinopolis deme cüretini göstermeye devam edenler, İstanbul beynelminel bir şehirdir, Türklerin olduğu kadar, aynı zamanda bizimdir diye konuşanlar- yazanlar-çizenler, İstanbul'un Türk Milletine ait olduğunu bildikleri halde şehre sımsıkı tutunmuş bırakmıyorlar! Bizim içimizden bazıları da bir hayli zamandır, şirinlik olsun diye mi, adımız-şanımız duyulsun diye mi, Sultan Fatih'i bizden daha fazla kimse sevemez demek için mi, İstanbul'u her fetih gününde yeniden fethetmeye kalkışır!. Bilmezler ki, o fetih tescillidir. O fethin övülen fatihi, övülen o güzel askeri, Hz. Peygamber tarafından tescil edilmiştir. Bu gayretkeşliklerin, bu yapmacık çabaların, bu inandırıcı olmaktan fersah fersah uzak sözlerin, insanın kendi kendini kandırmaktan ötelere gidemeyeceğini bilmezler mi? Fetholunmuş bir şehri, yeniden fethetmeye kalkarsanız, İstanbul'un yeniden fethi gibi laflar sıralarsanız, gülerler adama! Diyeceksiniz ki, gülmüyorlar, alkışlıyorlar! O alkışlayanlar neden alkışladıklarını bir düşünselerdi o alkışlardan vazgeçip, başta Fatih Sultan Mehmet, Ak Şemsettin, Ulubatlı Hasan ve fethi gerçekleştiren isimsiz kahramanların cümlesinin ruhlarına gözyaşlarıyla birer fatiha okurlardı! Fetih, sadece bir şehrin fethi olarak düşünülmemeli. Gönüllerin imarı, şehrin imarından çok daha önemlidir. Hiç bir fetih, gönüllerin imarı olmadan tamamlanamamıştır. İstanbul'a hasetlikle, fesatlıkla, kıskançlıkla, kindarlıkla bakmaya devam edenler kendilerinden öncekilerde dahil olmak üzere önce kalplerine bakmalıdırlar. Türk Milleti fethettiği şehirleri, içindeki insanıyla, taşıyla toprağıyla, gülüyle-dikeniyle, sevdi. Sevgisinin içine hoşgörüsünü, merhametini, anlayışını ve şefkatini kattı. Şehrin ruhunu keşfetti. Hoyratlıktan, zalimlikten, insafsızlıktan korudu ve kolladı. Türk Milleti, sevgiyle, incelik ve zarafetle bu şehrin gönlünde yer almasa ve vazgeçilmez olmasaydı,  Sevr sonrası İstanbul'u işgal edenleri kimse yerinden söküp atamazdı! Türk Milleti, üzerine tescil edilen İstanbul'a, fethin nişanesi olarak kalbini verdi, uğruna gözünü kırpmadan canını verdi! Siz ne verdiniz, işgal heveslileri ve onların uzantıları?  
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.