Konya
°C
Yeni Meram

İSMET İNÖNÜ VE LOZAN

İSMET İNÖNÜ VE LOZAN-Ümit Sürmeli-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
22.10.2016 11:08
0
8791
ABONE OL
Her şeyden önce yüz bin kere şükrediyorum, Yüce Tanrım Türk Milleti’ni seviyormuş diye şükrediyorum, İyi ki 2. Dünya Savaşı’nda Enver Paşa gibi Alman hayranları yokmuş bu ulusu yöneten. İyi ki İsmet İnönü gibi aklı selim, sadece Türkiye’nin, sadece Türk Milleti’nin çıkarlarını gözetip oy peşinde koşmayan, ileri görüşlü, dünya tarihine ‘Kurt Politikacı’ olarak geçen vatanperver bir kahraman varmış. İkinci Dünya Savaşı’nda Avrupa ve tüm dünya, Hitler gibi akıl hastası bir meczup yüzünden, kan revan içinde yakılıp yıkılırken, Türkiye sınırlarımıza kadar gelen bir savaştan, bir damla kan dökülmeden, bir tane Mehmetçiğim şehit olmadan sıyrıldı. İsmet İnönü, MİSAK-I MİLLİ diye tutturmadı, İsmet İnönü; Musul üzerinden pazarlık yaparak, ben de bu savaşta taraf olayım demedi. (Tarih okumayanlar Güneydoğu Anadolu’da İngilizler’in çıkardığı Şeyh- Sait isyanını okusunlar ve tarihine dikkat etsinler.) Ayağına kadar gelen tüm teklifleri reddetti. Çörçil’e , Stalin’e, ABD başkanına öyle silah listeleri sundu ki; Çörçil, ‘Bu silahlar bizde olsaydı, Hitler bu kadar ilerleyemezdi’ dedi. İsmet İnönü tetikte bekledi. Peki, neyi bekledi? Tarih bilmeyen, kendine akademisyen diyen, bilim adamı zanneden aymazlar, acaba bunu biliyorlar mı? İsmet İnönü yaverine; 2. Dünya Savaşı’nın 4. yılında çok yorulan ve gittikçe tükenen Alman ordularının Rusya’ya girdiği ve savaş açtığı haberini alır almaz, gecenin kaçı olursa olsun kendisini uyandırmasını ve mutlaka haberdar etmesini söyledi. Çünkü, Lozan’da tüm devletlere Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırlarını kabul ettiren, Kabotaj hakkını Türk Milleti’ne geri veren, demir yollarının işletmesini geri alan, kapitülasyonları kaldıran anlaşmayı imzalatan İsmet İnönü, Rusya’ya kış günü saldıran Almanya’nın tüm yakıtının donacağını, askerinin aç kalacağını, soğuktan savaşamaz duruma geleceğini biliyordu. O, askeri okullarda okumakla kalmayıp bizzat savaşmıştır. Genel Kurmay’da oturup savaşı sanal ortamdan yönetmemiştir. Ordusunun yanına da sadece denetlemek için gitmemiştir. Bizzat başında ve savaş alanında yer alarak bulunmuştur. İşte savaşı bilen, savaşın vahşetini gören, o dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü; kınalı kuzularının saçının teline zarar vermeden, Türk Milleti’ni savaşa sokmadan aydınlığa çıkarmayı başarmıştır. Almanya, Rusya’ya savaş açınca, yaveri Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’yü hemen uyandırır. Haberi alan İsmet İnönü’nün yatakta sevinçle zıpladığını gören yaver, şaşkınlıktan ne diyeceğini bilemez. (Yaverinin anıları) Cumhurbaşkanı İsmet İnönü hemen bakanlar kurulunu gece yarısı toplantıya çağırır ve Almanya’ya savaş ilan edildiği açıklamasını yazılı basına ve radyolardan da halka duyurur. Biliyordu ki Almanya’nın Rusya’ya savaş açması Almanya’nın sonu demekti. İşte ileri görüş, İşte devlet adamlığı, İşte Mehmetçik sevgisi, İşte vatanseverlik, yurt severlik. Fransa’da ünlü devlet adamlarının balmumu büstlerinin arasında Çörçil’in ve İsmet İnönü’nün büstleri yan yanadır. Çörçil’in büstünün altında ‘dünyayı aldatan adam’ yazar. İsmet İnönü’nün büstünün altında da ‘Çörçil’i aldatan adam’ yazar. İkinci Dünya Savaşı biter. Türkiye 4 yıl boyunca gizli gizli halk ve ordu aç kalmasın diye tuz, şeker, buğday, gibi ana gıdaları stoklamış ve satışlarını karneye bağlamıştır. İç politikada bazı kesimler halkı kışkırtmaya başlarlar. Hep aynı terane! Camiler ahır oldu, Bizi aç bıraktı, Dinsiz, imansız sözleri! İsmet İnönü yurt gezisine çıkar. Türkiye’ye demokrasiyi getiren yasayı hazırlattığı ve çok partili düzene geçmek için ilk adımı attığı için de halkın nabzını yoklamak ister. Demokrat parti, öğrettiği ve partisine kayıtlı olan bir vatandaşa, çocuğunu alarak basının önünde şu soruyu sordurmasını ister. Küçük bir çocuk babasının elinden tutarak Cumhurbaşkanı’na şu sözleri söyler. -Sen bizi ekmeksiz, şekersiz bıraktın. İsmet İnönü’den de tarihi bir cevap gelir: -Bak ne güzel, babanın elinden tutuyorsun. Evet çocuğum. Ekmeksiz, şekersiz kaldın ama babasız bırakmadım. Utanan, ezilen baba İsmet İnönü’nün ellerine sarılır ve göz yaşları içinde özür diler. İşte bunun adı devlet adamlığı. Bunun adı, liyakat. Bunun adı, Türk milleti sevgisi. Bunun adı yönettiği millete saygı. Ama biz böyle adamları sevmeyiz. Lozan Antlaşması ile sınırlarımızı çizen, bize tüm denizlerimizde ticaret ve dolaşma hakkı tanıyan, komşularımızın iç işlerine karışmadan ‘yurtta barış, cihanda barış’ diyerek barış içinde 80 yıldır yaşamamızı sağlayan Atatürk’ü ve İsmet İnönü’yü sevmeyiz. Kendi düşen ağlamazmış. Haftaya Lozan Antlaşması, sınırlar, kapitülasyonlar, azınlıklar, devlet borçları, boğazlar Musul ve patrikhane konuları anlatılacak.
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.