Konya
°C
Yeni Meram

İSMAİL KETENCİ HOCANIN ARDINDAN…

İSMAİL KETENCİ HOCANIN ARDINDAN…-Erol Sunat-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
20.11.2018 00:04
19.11.2018 16:05
0
4480
ABONE OL
Onlara Kur’an bülbülleri derlerdi Anadolu’da. Hafızdılar onlar. Kuranı hıfzetmişlerdendiler. Onlar okumaya başladığında… Hiç bitmesin bu geceler, bu anlar diyenler… Huşu içerisinde kendini bulmuş… Kendine gelmiş… Kendini toparlamış olurdu, insanlar. Ezan okuduklarında, ezanı dinleyenlerin gönüllerine bambaşka bir ferahlık gelmiştir. Tomur tomur gözyaşları dökülmüştür gözlerden. Ellerinde olmadan, kendiliğinden… Bülbül sesli hafızların sesleri kendimizi bildik bileli insan ruhunun en derinliklerine işlemiştir. Onun için Bülbüllere eş tutulmuşlar, bülbüllere benzetilmiştir hafızlar. Hafız olmak kolay değil elbette... Hafız yetiştirmekte. ***** İsmail Ketenci Hocamla röportaj yapabilmek için, oğlu olan şimdiki Karaman Müftüsü, o yıllarda Konya Müftü Yardımcısı Lütfü Ketenci Hocama ricada bulunmuştum. İsmail Ketenci Hocam, çok hoş, çok nahif, çok zarif bir insandı. Konya’da binlerce hafız yetiştirdiği bir efsane gibi anlatılıyordu. O güzel sesli, bülbül sesli, sesi gönüllere hitap eden, insan ruhuna işleyen hafızlardan biriydi İsmail Ketenci Hoca. Daha çocukluğunda sesi, Kapı Caminin meşhur Hocası rahmetli Hacı Haydar’a benzetilmiş, “Küçük Hafız” olarak tanınmaya başlamıştı. 1933’te Seydişehir’in Nuzumla köyünde yeni adıyla Yaylacık köyünde doğmuştu. Bizim lakabımıza Alidedeler derler diye anlatmış, Alidedenin Ömer’in oğluyum demişti. ***** Onun anlattıklarından bazı bölümleri aziz hatırasına hürmeten sizlerle paylaşıyorum; HAFIZ DUAMIZI HACIVEYİSZADE YAPTI Dayım Ali Ceran, Amber Reis Camiinden emekliydi, o zamanlar Harmancık’ta imam. Harmancık’ın köy olduğu zamanlar. Onun yanına gider gelirim. Bu benim yeğenim demiş. Gariptir, yetimdir, öksüzdür. Komşulara bu şekilde anlatınca, bana talip çıkmış. Benim tevellüdüm 1933 amma, rahmetli babam beni büyük yazdırmış aslında en az üç yaş daha küçüğüm. Biz 1933 doğumluların önünde elifba okumaya giderdik, onlar bizden çok büyüktüler. Dayım beni Harmancıktan evlendirdi. 1953 yılında Hafızlığı bitirdim. Hafızlık duamız yapıldı. O dönem için sanıyorum 15 kişi hafızlığı bitirmiştik. Kapı camiine bir saat öncesinden gelmiştik. Hafız sarıklarımızı sardık. Hocamız Hakkı Efendi yardımcıları Tekkeli Hüseyin Efendi ve Derbentli Mustafa Efendi de kıyafetlerini giymişler sarıklarını sarmışlardı. En başta ben oturuyordum. Amme’yi ben okudum. Diğer arkadaşlar ammeden aşağısını okudular. Her birimiz ikişer tane sure okuduk. Hacıveyiszade merhum Kapı camiinde ağlaya ağlaya duamızı yaptı. HACIFETTAH YILLARI Ben Harmancıktayken, Hacıfettah Camisinin imamı görevinden ayrılmıştı. Beni tanıyanlardan biri illa buraya gelsin demiş. Bir ara bir imtihana girmiştim. Elimde fahri imamlık yazısı vardı. 1961 yılının sekizinci ayının 12’sinde Hacıfettah Camiinde göreve başladım. O günlerin Müftüsü Beyşehir’li Ömer Efendiydi. Tam 31 sene altı ay Hacıfettah camiinde bilafasılasız görev yaptım. KURAN KURSUNDA ELLİ YIL 1992 yılında kendime bir baktım. İki vazifeyi bir arada yürütemeyecek bir hale geldim. Hem Cami imamlığı hem de Kuran kursu öğretmenliğini birlikte yürüyorum. Bunlardan birinden vazgeçeyim dedim. Evimin yanındaki camide imamlığa devam edeyim diye düşündüm. Kurs beni bırakmadı. O zamanların Konya Müftüsü olan Eseroğlu, Abi dedi gönlümüz her iki görevi yürütmeni arzu eder amma seni imamlıktan affedelim, gel Kuran kursuna devam et. Gördüğünüz gibi Kuran kursuna devam ediyorum. Kuran kursunda elli yılı geçtim. 37-38 yılda imamlığım var. ONUN KARŞISINDA MAHCUPTUK Hacıveyiszade Merhumu Danacı Mescidine davet ettiklerinde, oralarda bizlerde bulunurduk. Ancak Hacıveyiszadenin karşısında mahcuptuk, konuşamazdık. Merhum Hocaefendi Camiden hemen gelir, sofra hazırlanıncaya kadar ben bir namaz kılayım derdi. Namazını kıldıktan sonra, yemeğe oturur, binbir övgü ile yemekleri över, yemek bitiminde tekrar namaz kılardı. Namaz sonrasında kendisine sade kahve ikram ederlerdi. Hacıveyiszade merhum kahveyi çok severdi. Ver bakalım, ver bakalım diyerek içer, ardından ikinci bir kahve daha ikram ederlerdi.. Ardından imamlığını yaptığı Aziziye’ye gider, namazı kıldırdıktan sonra geri döner, mevlid yada sohbet o gün için ne varsa ona devam edilirdi. HAYATIMIZ HATIRAYDI Abdurrahman Öksüz Hocamla çok oturduk, çok kalktık. Hocamla hayatımızın her anı hatıra… Her günü hatıra. Hocamla birlikte neredeyse gitmediğimiz yer kalmadı. Saçıkara’ya, Sarıkaya’ya, Kadınhanı’na yağmur duasına, rahmet duasına giderdik. Hocamın köyü İyisılaya, Akvirana, Kavak’a giderdik. Yanında muavini gibiydim. Cenab-ı Hak ömrünü uzun etsin. Bize açılırdı Hocam. Hocamdan çok istifade ettik. Hayatımız hatıraydı. Mekanı cennet olsun İsmail Ketenci Hocamızın…
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.