Islık Çalan Oklar: Türkler Geliyor

Bozkırın uçsuz bucaksız topraklarında bir başkaldırış, bir inanç, bedene saplanan ok, yeri geldiği zaman milli benliği koruyan bir kalkan, Türklerin atası Metehan! Hun Devleti’nin bilinen ilk hükümdarı Teoman’ın oğlu Metehan, babasından sonra tahtın en önemli adayıydı. Üvey annesinin yaptığı entrikalar sonucunda Metehan, kendisini Yüeçilerin elinde esir olarak bulmuştu. Metehan, uzun bir süre Yüeçilerin elinde rehin kalmış ama kaçmayı başarabilmişti. Teoman, oğlunun bu başarısından dolayı istemese de onu bir ordu ile ödüllendirmişti. Mete, kendisine verilen bu orduyu, inanılmaz derecede sert eğitimlere tabii tutuyordu. Sıkça anlatılan ıslık çalan ok hikâyesi ise gerçekten Mete’nin, sertliğini ve otoritesini anlamamıza yardımcı olmaktadır. Gelelim bu okun hikâyesine: Metehan, elindeki ordusuna sürekli talimler yaptırmakta ve kendisi ne yaparsa ordusunun da bunu yapmasını istemektedir. Bir gün Metehan, okunu en sevdiği atına çevirir, askerlerinden bazıları tereddüt yaşamaktadır. Bazı askerler ise oklarını o yöne çeviremez. Metehan emrine sadık olmayan askerlerini öldürtür. Bu örneklere benzer eğitimlerle kendisine kesin itaatkâr bir ordu oluşturan Mete’nin artık tek hedefi vardır, babası olan Teoman’ı öldürmektir. Kesin inançla Mete’ye bağlı ordu, savaş alanında, Teoman ve ordusunu imha eder ve böylece yıllar önce hakkı olan kağanlık koltuğuna geçte olsa Mete oturur. Metehan, kağan olunca, Yüeçiler ve Çin üzerine seferler düzenlemiş ve bölgede yaşayan diğer Türk boylarını devlete bağlı kılmıştır. Dünya üzerinde ilk defa “onlu sistemi” adı verilen, günümüzdeki orduların hala kullandığı sistemi bulmuş, emrindeki atlı askerlerle bölgeye ve dünyaya büyük bir korku salmıştır. Kendisinden yüzyıllar sonra torunları, Mete’nin savaş taktiklerinden olan “Hilal kapanı” gibi taktikleri kullanarak Malazgirt’te, Mohaç’ta hatta El-Bab’da büyük destanlar yazmıştır. Bugün Türk Kara Kuvvetleri’nin armasına baktığımızda kuruluş yılının, Mete’nin tahta çıktığı M.Ö 209 senesi olduğu görülmektedir. Türk tarihinde çok önemli bir yere sahip olan Mete, Türklerin en eski destanlarından biri olan “Oğuz Kağan Destanında” Oğuz Kağan karakterine benzer özellikler taşımakta ve tarihçiler tarafından aynı kişi oldukları söylenmektedir. Ne yazık ki, son zamanlarda Avrupalı tarihçiler, hatta bazı sözde tarihçilerimiz tarafından sıkça uydurulan, Hunlar, Türk değildi tezine karşın milli tarih anlayışımız dünyaya karşı net bir mesaj verememekte, hala İslamiyet öncesi Türk tarihini tam manasıyla benimseyememektedir. Mete Han’dan, Gazi Mustafa Kemal’e kadar olan süreçteki tüm liderler, devlet adamları, Türk tarihi için unutulmayacak özellikte şahsiyetlerdir. -------------