Konya
°C
Yeni Meram

İNSANLARIMIZ

İNSANLARIMIZ-Tayyar Çimen-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
04.01.2018 10:29
0
4370
ABONE OL
Toplum olarak öyle bir duruma geldik ki, değerli okuyucularım, almış olduğu para borcunu ödeyen insan, adeta lütfetmiş kabul ediliyor. Doğru olmak, yalan söylememek bir üstün sıfatmış gibi övünç sebebi oluyor. Bir Arnavut atasözü diyor ki, “borç veren ya parasını kaybeder ya da düşman kazanır.” Benim ofisimde asılı levhada da aynen şunları yazıyor. “Hiçbir iyilik cezasız kalmaz.” Kahpe dünya sözünü, şarkılara türkülere yerleştiren biz insanlar, dünyayı bu hale getirenlerin başkaları olduğunu mu iddia edeceğiz? İyilik yapmaktan korkar hale gelmek ne demek? Bunun ne derece vahim olduğunu iyi kavramalıyız. Öte yandan, dinimizde bir atasözü: “İyilik yap denize at, balık bilmezse Halik (yaradan) bilir” der. Buradaki engin anlama bugün her zamandan daha fazla ihtiyacımız var. Asansör kabininde dirsek temasıyla seyahat edenlerin selamlaşmamaları kabul edilebilir mi? Otobüste dizdize oturanların birbiriyle konuşmaması yakışır mı Türk’e, insan evladına? Oysa Tanrı selamı dinimizin buyruğu. Bu verdiğim örneklerin tersi güzel örnekler de var tabii. Toplumumuzun derin mazisinden, asırlarca gerilerden, dini inancından gelen köklü insancıl davranışları var. Ama bu azalıyor. Sebepsiz bir şey olamayacağına göre, toplumda görülen bu saygı eksikliği ve gerilimin en büyük sebeplerinden birisi, bizce siyasal ilişkilerdeki gerilimdir. Gerilimin en belirgin işareti bağırmak değil midir? Peki, Sevgili ülkemizde, en baş siyasetçimiz, Cumhurbaşkanı’nın konuşmalarında bağırmadığına şahit oldunuz mu? Ben olmadım. Bu durum onun rakiplerinin de bağırmasına yol açıyor. Türk siyasetçileri böylece ha babam bağırıyorlar, bağırdıkça ortamı geriyorlar, ortam gerildikçe daha fazla bağırıyorlar. Siyaset konuşmacılarının birbirlerine karşı kullandıkları sıfatlara bakar mısınız? Örnek vermek gerekirse: Cahil, alçak, meczup, ahlaksız, yalancı vs vs. Bu, halkımızda farklı siyasi görüş sahiplerini, birbirine karşı saygısız hale getiriyor. Buna doğal olarak ekonomik zorlukları, geçim ve iş bulma zorluklarını eklemek lazım. Bütün bunlar insanlarımızı ruhen ve moralman geriyor, sevgiyi, saygıyı unutturuyor. Toplum katmanları arasındaki gelir farklılıkları gittikçe büyüyor. İnsanların ulaşamadıkları maddi refah ve konfor onları daha maddiyatçı ve bencil yapıyor. Tam burada da sihirli anahtar (para) peşinde koşma başlıyor. Paraya her ne pahasına olursa olsun ulaşmak isteği, insani değerleri alıp götürüyor, o değerlerin yerine, hilekarlık, hırsızlık, gasp, soygun vs geliyor. Hatta insanlarımız arasındaki bu gerilim araç trafiğine yansıyor. Zar zor bir araba sahibi olmuş mutsuz vatandaşım, trafik kurallarını saymayarak kamuya adeta isyan ediyor. Makas attığında, diğer arabaları hatalı solladığında, onların kaçışları onu mutlu ediyor. Tıpkı üzerlerine gaz verdiği yayaların kaçışlarının hoşuna gittiği gibi. Bu bir günlük gerçek, değerli okuyucularım. Gerilim ülkemize çok zarar veriyor. Gelir düzeylerindeki büyük farklar gerilim yaratıyor. Lüks hayat ve kamunun israfı insanımızın moralini bozuyor. 85 milyonluk Almanya Devleti’nin 25 bin makam arabası varmış, 80 milyonluk Türkiye Devleti’nin 125 bin. Buyurun düşünelim. Saygılarımla.
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.