Konya
°C
Yeni Meram

İLETİŞİM KURMAYI NE KADAR BECERİYORUZ?

İLETİŞİM KURMAYI NE KADAR BECERİYORUZ?- Kudsi ÖNCÜ- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
23.09.2020 01:20
22.09.2020 15:23
0
3256
ABONE OL
Kainatın var oluşuyla birlikte içinde bulundurduğu bütün olgular arasında entegrasyon, koordinasyon, işleyiş ve iletişim mevcuttur. Dünyamız milyarlarca gezegenlerden bir tanesidir. Çıplak gözle görebildiğimiz gezegenler güneş, ay ve yıldızlardır. Dünyamızın varlığını ve devamlılığını sürdürebilmesinin temel dinamiği ve dayanağı diğer gezegenlerle olan iletişimine bağlıdır. Allah, kainatın unsurları arasında, işleyişlerine dair yasalar koymuştur. Bilim adamları bu yasaları fark etmişler tasnif ve tanzimini yapmışlardır. Matematik; fizik, kimya, biyoloji, astronomi gibi bilim disiplinlerinin temelini oluşturmuştur. Bu temel dinamiklerden hareketle yepyeni buluşlarla, icatlarla Rönesans ve Reform hareketleriyle toplumların yaşam biçimi, tüketim anlayışı değişmiştir. Akabinde sanayi devrimleriyle birlikte üretim kapasiteleri kabiliyetleri de gelişmiştir. Bu durum çıkar ilişkileri merkezli, kuvvetli olmayı haklılık sebebi sayan sömürgecilik felsefesinin ekolleşmesini sağlamıştır. Kapitalizm de, bu kaynaktan beslenerek neşet etmiştir. Günümüzün uzay ve uzay ötesi bilimsel çalışmalardan elde edilen sonuçlara göre dünyamız dışında canlılığın olduğuna dair net bir bilgiye ulaşılmış değildir. Dünyamız canlılık bakımından oldukça zengin bir çeşitliliğe sahiptir. Allah, canlılar aleminin en değerli varlığı olarak da insanı seçmiştir. Canlı, cansız tüm varlıkları da insanın hizmetine sunmuştur. Allah insanların birbiriyle, tabiat ve doğayla, hayvanlarla ve bitkilerle ilişkilerinde barışı, dengeyi, ekolojiyi korumak adına yasalar ortaya koymuştur. Bu yasaların kaynağı vahiylerdir, elçileri de peygamberlerdir. Hepsinin ortaya koyduğu ilkeleri de aynıdır. Bir başka ifadeyle insanlık yaratılmış,"ne halimiz varsa görün" diyerek başıboş salıverilmemiştir. İrade ve muhakeme yeteneği vermiş, hür düşünce ve özgür karar verme hakkı tanınmıştır. Vahiyle ortaya konan ilkeleri "iletişim" kavramının kapsamında değerlendirmek mümkündür. Aslında bütün peygamberlerin getirdiği mesajlarda, dünya hayatının bir imtihan olduğu, sonunda yüksek mahkemenin kurulacağı gerçeği/hakikati vurgulanmıştır. Bütün ilahi mesajların toplandığı son kitap Kuran'dır. Dört konudan mutlaka hesaba çekileceğiz. 1-Yaratanla iletişimimiz nasıl idi? Kulluk görevlerimiz ve sorumluluklarımız Emir ve yasaklarına uymamız. 2-İnsanlarla olan münasebetlerimiz ve iletişimimiz nasıl idi? Adaleti ilke edinebildik mi? Kul hakkını gözetebildik mi? İnsanların doğuştan sahip oldukları hakları vardır. Devredilmez, vazgeçilmez, ertelenmez haklardır. Yaşama hakkı Aklını koruma Malını koruma Neslini koruma İnancını koruma hakkı. İnsanların bu haklarını koruyabildik mi, saygılı olabildik mi? 3-Doğayla/tabiatla iletişimimiz ve ilişkimiz nasıl idi? Bize emanet edilen tabiatın ekolojisini koruduk mu? Diğer canlıların yaşam alanlarını istila ve işgal ettik mi? 4-Eşyalarla ilişkimizden, tüketim anlayışımızdan, israftan, infaktan hesaba çekileceğiz. İnsan sosyal varlık olarak tanımlanmıştır. Münferit yaşama göre değil, toplu yaşama göre dizayn edilmiş, istidatları, kabiliyetleri, kapasiteleri ve fiziki yapıları farklı yaratılmıştır. Farklı cinsiyette erkek ve kadın olarak aralarında iletişim kurma içgüdüsünü/libidosunu var etmiştir. Bütün bu açıklamalardan şu gerçeği anlıyoruz. İnsanlığın küresel ve bölgesel/milletler ve bireysel anlamında barış ve huzur içinde yaşamasının temel dayanağı ve dinamiği doğru, etkili ve sürdürülebilir iletişimdir. İletişim; bireylerin, toplumların ve milletlerin duygu, düşünce, davranış ve anlayışlarını algılama ve algılatmalarıdır. İletişimin önemi iyi anlaşılmış olmalı ki, akademik bir bilim kabul edilmiş ve iletişim fakülteleri kurulmuştur. İletişimin tarafları vardır. Bir başka ifadeyle alıcısı, vericisi vardır. İletişimde tarafların sürekli rolleri değişim halindedir. İletişimin temel öğeleri şunlardır: 1-Beden dili: Etkili iletişimde beden dilinin payı %53 tür. Bazen bir hareket gönülleri fethederken, bazen da bir cinayete neden olabiliyor. 2-Sözlü iletişim: Etkili iletişimde payı %37' dir. 3-Ses tonu: Etkili iletişimde payı %8' dir. Doğru iletişimin kaynağı bilgi, tecrübe, görgü ve bu kavramların kapsayıcısı, kültürdür. Kültür; bireylerin, toplumların ve milletlerin davranış ve anlayışlarına yön veren değerlerdir. Türk toplumu olarak tarihi, misyon, müktesebat ve kültürümüzle özdeşleştirerek düşündüğümüzde iletişimde neredeyiz? Herhalde iyi bir yerde değiliz. Çünkü boşanmalarda geldiğimiz nokta ve günlük cinayet haberleri de bunu gösteriyor. Bizim kültürümüzün iletişime yansıyan temel kaynağı adab-ı muaşeret kurallarımızdır. Dört temel bileşeni vardır. 1-Saygı; herkese, her yerde, her zaman. 2-Nezaket ve zarafet. 3-Hilm (yumuşak) öfke yok. 4-Sabır: her kapıyı açan kilittir. İletişim, eğitim ve öğretim müfredatımızda yer almalıdır. Pedagojik formasyonlar dikkate alınarak eğitim kademelerimizin her aşmasına uygun olarak planlanmalıdır. İslam'ın SİLM/barış kökünden geldiğinin bilincinden yoksun, İslam ülkeleri demeye cesaret edemediğim kukla devletler iletişimden yoksun, okyanuslarda savrulan tekneler haline gelmişlerdir. Kendimizi bunlarla mukayese edemem. Ancak neden daha iyi bir noktada olmayalım. Güçlü, sağlam aile yapımızla iletişimde, dayanışmada, birlik ve beraberlikte, kardeşlikte neden tek yürek, tek yumruk olmayalım ki? Bizim hamurumuzun mayası buna müsaittir. Bünyesinde farklı din, dil, ırk, renkte toplumları yüzyıllarca barış ve huzur içinde yaşamasını bu mayanın iletişimiyle sağladık. Bizim farklılıklarımız ayrışmanın, çatışmanın nedeni olamaz, olsa olsa zenginliğimiz olur. Yaşasın kardeşliğimiz ve zenginliğimiz!
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.