İKİ YÜZLÜLÜĞÜ BIRAKIN ARTIK

Bu yazımı bütün siyasi partilerin il başkanlıklarına yazıyorum. Belediye başkan adaylarınızı belirlerken bazı kriterleriniz olmalı. En vazgeçilmezi de onlardaki gerçek Tanrı sevgisini irdelemek. Tanrıyı sevmiyor ise, hizmet vereceği insanları da sevmez. Kapısında bekleyen vatandaşa değil güler yüz göstermek, görüşmeye tenezzül etmez. Ama inancını herkesin gözüne sokarak yapar ki inanç sömürüsü ile koltuğu biraz daha pekişsin. Seçimler yaklaşırken, belediyenin tüm olanaklarını seferber eder, vatandaşın ayağına gider ve koltuk koruma savaşına girer. Buraya kadar tamam. Partisinin verdiği görevi göze girmek için eksiksiz uygular. Görünürde çalışmasını sorgulayacak bir canlı, karşısında da hesap vereceği bir sandık var. BU SINAVI GEÇER. Gelelim sandığa gidemeyen, hesap sorma olanağı olmayan sessiz canlara. İşte burada iki yüzlülük sahte Tanrı sevgisi, görev sorumluluğu, vicdan, kuldan utanma, tanrıdan korkma açıkça ortaya çıkıyor. Bütün siyasi partiler belediye başkan adaylarını önce test etmek zorundalar. Doğa sevgisi, çevre duyarlılığı, insan olarak yaratılmanın kendisine yüklediği çıkarı olmadan sessiz canları koruma, kollama görevi ve bunu yaparken de içindeki gerçek Tanrı sevgisi. İşte asıl konu bu olmalı. İnsana canı isterse hizmet verecek. Bunun altında yatan çıkar ve getiri. Ama ‘Yaratılanı yaratandan ötürü sevmek’ işte gerçeği bu söz ve bu söze bağlı eylem ortaya çıkarıyor. Belediye başkanlarınızın yaptıklarını yazınca kimleri seçtirdiğinizi görün ve bunun hesabını, eğer gerçek yaşama, Tanrıyla bir gün hesap gününde karşılaşmaya içten inanıyorsanız sizin de vermek zorunda olduğunuzu bilin. Bütün partilerin il başkanlıkları bu gerçeklerle yüzleşin ve seçtirdiklerinizi bilin, gerçek yüzlerini görün ve elinizi vicdanınıza koyun, ilahi adaletten korkun! Yer Ereğli, Acı Kuyu Köyü. Köpeğin birinde kuduz teşhisi konuluyor ve o dönem İlçe Tarım Müdürü olan sorumlu kişi, köyde ne kadar köpek varsa sahipli, evin avlusunda bağlı, sahipsiz ne kadar can varsa tamamını vurduruyor. Aynı olay Selçuklu ilçemizin hem de bir mahallesinde oldu. Yüreğinde riyakarlık etmeden Tanrı sevgisini taşıyan başkan, veteriner müdürünün vicdanına güvendi ve hepsi toplatıldı. Tam 5 ay Konya Büyükşehir Belediyesi’nin Geçici Sahipsiz Hayvan Bakımevinde tutulup sonra aynı mahalleye bırakıldılar. Ama İşte yukarıdaki vahşeti uygulayan kişi ise belediye başkanı oldu. Köye gidince duyduklarım ve korkudan susan köylülerin anlattıkları, sahipli köpeği vurulan vatandaşın acısı o köyü artık ‘Acılı Köy’ yaptı. Ne yapılırsa yapılsın bu hayvanların ahı sorumluları elbet bir gün bulacak. Yer, Meram Belediyesi. Koskoca belediyenin kalıp işçisi yok ve kedilere bakan işçi alınıyor, zaten nerede sorunlu işçisi varsa gönderilen barınağın adam gibi çalışan işçisi alınıyor ve yerine gelen işçinin acemiliği ile tam bir ayda barınakta 25 kedi ölüyor. Yer, Dutlu Kırı. Talan edilmiş durumda. Yer Meram. Bir zamanların ağaçlarla süslü, nişan, düğün, kına gecesi, okul toplantıları yapılan o güzelim ‘Et Balık Kurumu’ bahçesi talan edildi , ‘Almanya’daki evsizlerin’ binalarının benzeri binalar yerini aldı. Bunun adı çevre talanıdır. Bunun adı ağaç ve yeşil düşmanlığıdır. İlçe Karatay. Yürekler acısı, içler acısı bir bahçe. Hayvanat Bahçesi. Suda yaşayanı, sıcak iklimde yaşayanı, soğuk iklimde yaşayanı, sürüngeni, sayelerinde sürüneni hepsi ayı, kurt, aslan, deve, yılan, göl kuşları, cins köpekler, kediler… Hepsi bulundukları doğal ortamdan alınıp hak etmedikleri yere bırakılmışlar ve üstelik sayelerinde de para kazanılıyor. Yasa dışı değil, yasaya aykırı, ruhsata aykırı değil diye saklanılma! İnsanın yasal vicdanı her şeyin önüne çıkmalıdır. Kurulduğundan beri kaç hayvan girdi? Kaç hayvan öldü? Bunun hesabı sorulamıyor, yetkili müdürlük vermiyor! Oysa, vicdan ve merhamet varsa, kendini o hayvanların yerine koyarak düşünme varsa! Yüce Tanrı’nın koyduğu ekolojik sisteme inanma varsa, birazcık vicdanı olan kişiler o bahçeyi kapatır ve Gaziantep Hayvanat Bahçesine, ayıyı rehabilite için Bursa’ya, zavallı kurtları kurtluklarını hatırlatacak yerlere gönderir ve orayı güçten düşmüş, at, eşek, uçamayan kuşlar, yaralı yaban hayvanları için kullanır ve iyileşeni de doğal alanına, Orman Bölge Müdürlüğü ile işbirliği içinde bırakır. Yer Akşehir. İl başkanlıkları iyi okusunlar. Tam üç kez barınak derken insanın utançtan öleceği iğrenç yerlerini kapattırdım. Kısırlaşma için anlaştık. Önceden yaptıkları kısırlaşmadan sonra beslenme odakları bomboş, hayvanların çoğu aç ve ameliyatlı ölüme terk edildiler. Şimdi de ikinci kısırlaşma sonrası oy peşinde para harcayan belediye, beslenme odaklarını doldurmaya kıyamıyor! Yer Tuzlukçu. Başkan ile konuşmak ne mümkün! Gönül kapısını kapatmış. Yaralı hiç bir hayvan umurunda değil! Sanki dağ başında, hiç araç yok, gayet rahat gönderemem, benim görevim değil, diyebiliyor ve Tanrı’nın yarattıklarını kendi kaderine terk ediyor. Yer DOĞANHİSAR. Anıt alanında felçli köpek aylardır yatıyor. Felçli köpeğe gönüllümüz Sayın Rukiye Bağcı bakıyor. Doğanhisar’daki sahipsiz tüm canlara bu fedakar, yürekli Anadolu’nun yiğit kadını bakıyor. Konya’ya getirilmesi için yapılan tüm başvurulara vicdanı kapalı. Yaralı hiç bir hayvanı getirtemezsiniz çünkü yara kendi canında değil, vicdanında. Telefona çıkmaz. Hayvanlarla ilgili o kadar rahat ve acımasızca fikir beyan eder ki konuşmanın yararsızlığını hemen anlar ve gönül kapısı kapalı bu kişiden umudunuzu kesersiniz. Onu oraya seçtiren siyasi iradeye hesabı, gerçek yaşamda belki değil ama Yüce Tanrı ile karşılaşma gününde siyasi irade verecek. Yer ALTINEKİN ilçesi. Bu ilçemizde de gönüllümüz var. Yüreği sevgi ile dolu. Tam Anadolumuzun yiğit, gözüpek kadınlarından. Telaşla beni aradı ve Altınekin Belediyesi köpekleri toplamış, arabanın içinde yavrular, büyükler hepsi 30 kadar. Lütfen hemen engel olun dedi. Aracın plakası 42 BS 365. Jandarmaya haber verdim, yola çıkışını engelleyin dedim. Polis bölgesi dediler. 112 ihbar hattını aradım, ne hikmetse polis bu aracın ne ilçeden ayrılışını ne de ilçeye geri dönüşünü ve köpekleri yok edişini göremedi. Konya Büyükşehir Belediyesi olayı duydu ve 80-100 km aç-susuz yollara tıkış tıkış sürülen bu sessiz canlarımı, badem gözlülerimi, Altınekin ilçesine, arkasına görevlendirdiği hayvan ambulansını takarak, ilçe merkezine kadar takip ettirdi. Daha sonra ne mi oldu? Bu kişileri seçilmesi için sıraya koyan beyler! Bu hayvanlar ortada yok! Evet en büyük suçlu il başkanlıkları. En büyük günahı il başkanlıkları işliyor! Önce adaylarınızı, ağaç, hayvan sevgisi ile ilgili teste tabi tutun. Vicdan, merhamet ve Tanrıyı çıkarcı bakışla değil, aşk ile severken, yarattıklarına ulaşırken, sandığı unutup, insanlığını anımsayanlardan seçin. Belediye meclis üyeleri sizlere sesleniyorum! İçinizde böyle vicdansızları barındırmayın. Karaman ili, Sarıveliler ilçesindeki rezalete de geçen hafta değindim. Siyasiler kimleri o koltuklara layık görmüşler herkes ibret alsın. Altınekin’e gittim. Hayvanları ne yaptınız dedim? Başkan yardımcısı Toki Konutları’na bıraktık dedi. Konutlara gittim, yoklar! Şimdi Altınekin Emniyet Amirliği’nden bu hayvanları taşıyan aracı bulmasını, bu zavallı canları nereye indirdiğini öğrenmesini, Cumhuriyet Savcılığı’ndan, Orman ve Su İşleri Bakanlığı 8. Bölge Müdürlüğü’nden de 5199 sayılı yasa ve yönetmeliklere göre bulundukları alanda beslemeyerek, yasak olduğu halde ilçe dışına çıkarmasının hesabını sormalarını ivedilikle bekliyoruz. Plakayı Altınekin Emniyet Amirliği’ne veriyoruz. Arabayı kullanan kişiyi, araba sahibini bulmaları an meselesi olduğu halde bu hayvanları nereye götürüp attığını sormadılar! Elimdeki köpek mamalarını belediyelerinin başkan yardımcısına gösterdim, bunları doyurmaya geldim dedim, kendiniz doyurun, kendiniz bakın bizi ilgilendirmez şeklinde yanıtlarla geçiştirdi. Hem arabayı kullanan, hem bu suçu işleyen kişi ve kişilerle ilgili gerekli hukuk işleyecek. Acı olan ise siyasilerin, adaylarındaki bu vicdansızlığa engel olmamaları, görmezden gelmeleri, ilahi adaleti dünya malına, dünya sefasına, dünyadaki geçici aleme değişmeleridir. Elbet bir gün bu sessiz canları anımsayacağımız günleri yüce Tanrı hepimize gösterecek. NOT: Ereğli ilçemizdeki hayvan dövüşünü ihbarımız üzerine yakalayarak, gerekli yasal işlemi başlatan ve uygulayan Konya Jandarma Teşkilatımızın başta komutanları olmak üzere görevli tüm kınalı kuzularımıza sessiz canlarımız, masum badem gözlülerimiz adına binlerce teşekkürlerimizi iletiriz. İyi ki varsınız, iyi ki.