Konya
°C
Yeni Meram

İki dinle bir sus…

İki dinle bir sus…-Mustafa Afşin-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
02.11.2016 00:08
01.11.2016 17:26
0
6820
ABONE OL
Basit gibi gözüken şeylere dikkat etmesini öğrenmek zorundayız. Aksi takdirde herkesin gözü önündeki fenomenlerin iç yüzünü kavrama kabiliyetimiz gelişmez. Asıl mesele "açık" olabilmektir. Bunun temelinde "açıklık" yatar. Bunun için de gerekli sorularla meselenin özünün derinliklerine inilmesi gerekir. Yani soru işaretleri, yeteri kadar derine salınmalıdır. Bir ipucunu yakalayabilmemiz için önce bu ipucunun geldiği ortamı dinlememiz gereklidir. Evet, "çağırmak, çağrılan şeyi yaklaştırır". İnsan ancak sezmeye hazır olduğu şeyi sezebilir, bilmeye hazır olduğu şeyi bilebilir, anlamaya hazır olduğu şeyi anlayabilir. Eğer bir beyan gerektiği gibi dinlenilmiyorsa, çok şey uğrayıp geçer de farkına varılmaz. Önyargısız, esnek düşünebilen ve vicdanına kulak veren insanlar, gerektiği gibi dinleyebilirler. Duydukları halde sağır gibi, gördükleri halde kör gibi, düşündükleri halde baygın gibi davranan insanlar var. Bu iptal-i hissin farkına varmak da çok zor, zira insan bu "sakatlığa" yavaş yavaş, sinsice ve acısız bir şekilde kayıveriyor. Neticede bir felç yaşanıyor. Manevi kalp damgalandığı zaman manevi hayat da bir heykel gibi taşlaşıyor, melekeler fonksiyonlarını yitiriyor, hissiz, cansız, soğuk ve kuru bir enkaz ortaya çıkıyor. Böyle bir durumda insan akletmez, anlamak istemez, kendince anlamak istese de anlayamaz. Tepkiler sona erer. Diyaloga açıklık görülmez. Safi nur uğrasa, kalbinde tasdik edici bir meyil bulunmadığı için simsiyah bir yapı tarafından absorbe edilir. Bu insan ne dış dünyayı dinler ne de iç dünyasını. Deruni hayatının ecnebisi haline gelir. Vicdanı lal kesilmiş bu insanın nazarında kainat da dilsizdir. Belki bir şeyler duyar, ama kesinlikle dinlemez, dinleyemez, dinlemek istemez. Fikri uyuşukluk, kalbi atalet, hissi hipnoz onu örter, örter, örter. Derin bir gaflet uykusunda mışıl uyur. Dinlemek için kibri tekmelemek gereklidir. Samimi olmadığını düşünen bir insanın hisleri kutuplaşır, sözleri itici bulur, gergin, elektrikli bir hava içine girer, istifade edemez. Dinlemek için "sessiz olmak" gereklidir. Sessizliği hissetmeden iç dünyamızı dinlemeye çalışırsak boşluk ve gürültüyle karşıılaşırız, manayla değil. Sessizliğin bir ağırlığı vardır. Bu ağırlığı çoğu kelimede bulamayız. Geçmişte yaşadığımız, halen yaşamakta olduğumuz, gelecekte yaşamamız muhtemel olan her şeyle yüklü bir ağırlıktır bu. Dinlemekten çok konuşmaya mı niyet ediyoruz ne? Sadece kendini dinlemek, kendini dinletmek isteyen bir insan ne kadar büyük bir zulüm işlediğinin farkında değildir. Başkalarının nezaketini istismar eden, iletişim kuramaz, sadece iletir durur. Almadan hep vermeye çalışır. Zaten alacak pek birşeyi olduğunu da düşünmez. Onun nazarında karşısındaki çoğu insan pasif bir dinleyicidir, o kadar. Dinlemeyen aldırmaz, umursamaz, anlamaz. Kendimiz dışındaki kimseler ve şeyler de bize birşeyler anlatabilir, yeter ki dinlemeye hazır olalım. Dinlemeyen kendi hayaline âşıktır. Hâlbuki dinlemek diğer gamlık gerektirir. Dinlemek bir tevazu alametidir. Dinlemesini bilmeyen haddini bilemez. Dinlemek, kendi dünyamızla faklı bir dünya arasında köprüler kurma yoludur. Açıklık, tevazu, empati, zihni işbirliği ve kalbi yardımlaşma dinleme adabındandır. Diyalogu zayıflatmaya değil güçlendirmeye çalışmak gereklidir. Dilin asli hakikatiyle ancak düşüncelerimizi ifade edecek uygun bir kelime bulamadığımızda yüzyüze geliyoruz. Bilmediğimiz bir kelime için sözlüğe bakar ve orada ne yazıyorsa ona göre bir "ilk intiba" ediniriz. Bu intibadan kurtulmamız kolay değildir, o kelimeyle her buluşmamızda onu hatırlarız. Ancak, belki de kelimenin asli manası, bizim o ilk intibamızdan çok uzaktadır, çok uzakta. Kelimelerin ne dediklerine dikkat etmek biz modern insanlar için oldukça zordur. Çünkü öncelikle ülfetten kurtulmamız gereklidir. Bunu başardığımız an, herşey kolaylaşır. O halde dilde bir yenilenme gereklidir. Uyanmak için zinde, farklı, şok gibi bir beyan lazımdır. Bu yeni dili dinlemeyi öğrenmek, tekrar tekrar öğrenmek ise elzemdir. Mutlu günler…
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.