Konya
°C
Yeni Meram
07.09.2017 08:21

HZ. Peygambere Sevgi ve Saygı

HZ. Peygambere Sevgi ve Saygı - Rıdvan Bülbül - Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
07.09.2017 08:21
07.09.2017 10:51
0
8143
ABONE OL
İlk Türk hükümdarlarından Sultan Mahmud Gaznevi’nin (930) Muhammed adında bir hizmetçisi vardı. Sultan her defasında hizmetçisine çok sevdiği Muhammed adıyla hitap ederdi. Bir defasında ise Muhammed adıyla değil de babasının adıyla çağırdı. Buna üzülen hizmetçi yakındı; - Sultanım! Bir kusur mu işledim acaba ki çok sevdiğiniz Muhammed ismimle değil de babamın adıyla çağırdınız beni? Sultan, durumu şöyle açıkladı : - Seni Muhammed isminle çağırdığım sıralarda hep abdestli oluyordum. Bu kez abdestim yoktu. O yüce ismi abdestsiz ağzıma almaya gönlüm razı olmadığından babanın ismiyle çağırdım. --- Sultanın hocası Ebul Hasan Harkani  Camii’ndeki kürsüsünde konuşuyor; - Ey müminler! Günlük yaşamınızı sakın Peygamberimizden ayrı yaşamayın. Bütün gün boyunca Efendimizle birlikte olun! Sorarlar: - Günlük yaşamımızda nasıl O’nunla birlikte olacağız ki? Ebul Hasan şöyle açıklar; - Günlük yaşamımızda herhangi bir günaha bulaşmadan tamamlar da evinize günah işlemeden dönerseniz, şükürler olsun bugün ben Peygamberimizle birlikte idim, diyebilirsiniz. Zira, Peygamber efendimiz günlük yaşamını günahsız tamamlıyor, günahsız tamamlayanlarla birlikte olacağını haber veriyor. --- Peygamber âşığı bir yoksul düşünde  Peygamberimizi görür ve sıkıntı içindeki halini bildirir. Hz. Muhammed der ki; - Sabah erkenden kalkıp Hekim Ali Paşa’ya git, benden selam söyle, sana bin altın versin. Rüyana inanmazsa, perşembe akşamları okuduğu Yasin-i Şerif’ini geçen perşembe okumadı, onu da anımsat. Yasin armağanını beklediğimi de söyle! Yoksul adam sabah namazından sonra Hekim Ali Paşa’nın kapısını çalar, düşünü   aynen anlatır; - Paşam! Bu gece düşümde Efendimizi gördüm, Ali Paşa’ya benden selam söyle, sana bin altın versin; inanmazsa her perşembe okuduğu Yasin’i geçen perşembe okumadı, onu da beklediğimi anımsat! Ali Paşa heyecanlanır; -Bir daha anlatır mısın? Adam, ‘Efendimizin selamı var” diyerek bir daha anlatır. Ama Paşa’nın eli cebine bir türlü gitmez de ‘Bir daha anlatır mısın?’ diye yineler. ‘Efendimizin selamı var...’ diyerek bir daha anlatır. Paşa bir daha, bir daha diye yineleyince yoksul adamın sabrı taşar; - Vermeyeceksen verme, neden ‘Bir daha anlatır mısın?’ diye tekrarlatıp duruyorsun? Paşa selama mest olmuştur; - Evladım! Tekrarladığın her selam benim için o kadar kıymetli ki, her bir selama bin altın paha biçiyorum. Onun selamının her birine bin altın feda olsun, yedi defa selamı var, dedin yedi bin altın kazandın. Yedi bin altını var gönül hoşluğuyla harca! Ali Paşa, Peygamber’i rüyasında görecek kadar Peygamber âşığı yoksulun avucunun içine bir bir sayar, sonra da ekler; - Bir daha görüşecek olursan yeni selamlarını ve emirlerini beklediğimi de söyle. Ne emrederse başım gözüm üstüne, yerine getirmeye hazır bekliyorum. --- İslam ordusunun İran’ı fethettiği gece, Hz. Osman, Hz. Ömer’in huzuruna girip selam verir. Hz. Ömer o sırada mektup yazmaktadır. Mektubu bitirince,yanmakta olan lambayı söndürür.Başka bir lamba yaktıktan  başlarlar konuşmaya. Hz.Osman, yanan lambanın söndürülüp başka bir lambanın yakılmasının nedenini sorar. Hz Ömer yanıt verir; - Söndürdüğüm lamba Beyt-ül  malındır. Bana ait değildir. Onu milletin işlerini yapmak için yakmıştım. Onların işlerini görmek amacıyla yazdığım mektup bitti. Seninle şimdi bireysel işler konuşuyoruz. Bunun için kendime ait lambayı yaktım. --- Zeyd bin Sabit, Hz. Muhammed’in vahiy katiplerinden biridir, Abdullah bin Abbas da  amcasının oğludur. Her ikisi de sevgi ve saygıyı görgü ve terbiye eğitimlerini Hz. Muhammed’den almışlar, O’nun telkiniyle sosyal davranışlara sahip olmuşlardır. Zeyd bin Sabit bir gün, yolun kenarına atını çekmiş, bineceği sırada Abdullah bin Abbas koşarak gelir, bir hizmetçi gibi Zeyd’in atının özengisini saygı ile tutarak binmesine yardım eder. Bu saygı üzerine katip seslenir, - Ne yapıyorsun Resulullah’ın amca oğlu?. Yanıt verir; -Biz Resulullah’tan büyüklerimize saygı göstermekle emrolunduk! Zeyd bin Sabit der ki; -Üzengi tutan eline bakayım ey Abdullah! Abdullah’ın elini üç kez  öpüp başına koyan vahiy katibi daha sonra  konuşur; -Biz de, üzengi tutan eli böyle sevgi ile öpmekle emrolunduk!
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.