Konya
°C
Yeni Meram
23.10.2017 09:43

HZ. Mevlana ve Gül

HZ. Mevlana ve Gül - Rıdvan Bülbül - Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
23.10.2017 09:43
23.10.2017 10:41
0
3808
ABONE OL
 Ayıplarım gönül seni,  hal bilmeze hal sorarsın, yanında bülbül dururken kargalardan gül sorarsın.(Hz Mevlana) Küle döndüysen, yeniden güle dönmeyi bekle. Geçmişte kaç kere küle dönüştüğünü değil, kaç kere yeniden küllerin arasından doğrulup yeni bir gül olduğunu hatırla. (Hz.Mevlana) *** Büyük düşünür ve şair Hz Mevlana’da Gül sevgisi buna koşut bahar daha güzel, daha görkemlidir. Anadolu’nun mis kokusunu almış ve dizelerine yansıtmıştır. Tomurcukların çiçeğe durmasıyla törenlerini Hüsameddin Çelebi’nin Meram’daki bağına taşıyan Hz. Mevlana, şiirlerinde aşk ateşiyle yanıp tutuşanları gül mevsimi karşılamaya   olanları baharın gelişini karşılamaya çağırır. Açan gülleri karşılamak,  yıllardır özlenen dost kucaklamak, söyleşmek gerekir; ■ Kutlu bahar, dost elçisi çıkageldi; sarhoşuz, aşığız kararımız yok. ■ Çayıra çimene gizli dünyadan elçiler geldi; yürü git, geleni ziyaret etmek adettir. Gül gelişini kutlamak için bahçeye geldi, diken yüzünü, seyretmek için güzelleşti. ■Ağaçlar kış günlerinde siyahlara bürünmüş matem elbiseleri giymişlerdi, ağladılar, sonunda güldüler açıldılar. ■ Bağa bahçeye gelin, yeşillikleri yeşil giyinmişleri seyredin.    ■ Gül satanların dükkânlarını görün. Gül bülbüllere gülüyor da; “Susun, susun da toprağa düşüp susanları seyre dalın” diyor. Hz. Mevlana, baharı seyretmeyi, can gözü ve gönül kulağı ile ona dikkat kesilmeyi öneriyor. Baharın güzellikleri Allah’ın niteliklerinin bir yansımalarıdır; ■ Çimen, servinin ardınca yaya koşmada; gonca,  kem gözden yüzünü gizlemede. Salkım söğüt eğilmiş, şu ter ü taze dal, ne diye kollarını salmış oynuyor diye ırmak aynasına hayran olarak bakmada. ■ Bahar gelince her hayvan bir ot yer, bir şeyler kemirir, karnını doyurur. Baharın sırlarını ancak padişahlar anlar ve duyar. ■ Hazan ateşiyle yürekleri kapalı olanların gözleri baharla açıldı. Şimdi onların hepsi yeni elbiseler giymişler,  nazlanmayı cilvelenmeyi öğrettiler. Hz. Mevlana’ya göre bahar, âşık ve maşuk birlikte ise anlamlıdır;   ■ Baharda sevgilinin yüzünden uzak olunca, bayram ne işime yarar? ■ Dedin ki; “Bahar mevsiminde bağa gel.” Bağ gülmekle neşe içindedir. Orada aydınlıklar var, şarap var, güzeller var. ■ Bağ var, bahar ve uzun boylu servi var. Güzel yerden, çevreden başka yere gitmeyiz. Yüzündeki örtüyü aç, kapını kilitle. Şimdi bir biz varız, bir sen varsın. Ev bomboş! ***   Ve Hz. Mevlana’dan bir gül Öyküsü; İri yarı adam güzel koku satanların pazarına gelince aklı başından gitti, yol ortasına bir ölü gibi yığıldı kaldı. Bunu gören halk başına üşüştü. Kimi kalbini yokluyor, kimi yüzüne gül suyu döküp duruyordu. Bilmiyorlardı ki adamcağız gül kokusundan bayılmış.  Kimi bileklerini, başını ovuyor kimi öd ağacına şeker karıştırarak tütsü yapıyor, bir başkası elbiselerini çıkarıp üstünü hafifletiyordu. Birisi nabzını yokluyor, öbürü ağzını kokluyor - şarap mı içti, esrar mı çekti, afyon mu yuttu -, anlamaya çalışıyordu. Bir türlü adamın neden bayıldığını anlayamıyan halk şaşıp kaldı.  Akrabalarına haber verdiler. Akıllı ve anlayışlı kardeşi vardı. Biraz köpek pisliği alarak koşup geldi. Çünkü kardeşi köpek bakıcısıydı pisliğinin kokusuna alışmıştı. Gül kokusu duyunca bu yüzden bayılmıştı. Kardeşinin yanına varınca, önce halkı dağıttı, sonra ağzını kulağına götürerek okuyormuş gibi yaptı, gizlice köpek pisliğini burnuna götürerek koklattı, adam ayılarak kendine gelmeye başladı. Halk şaşırdı : "Bu ne büyük bir efsun ve bir sihir!”    Sana koşsun dizlerim, Seni söylesin dilim, Sana uzansın elim, Sana yorulsun tüm rüyalarım, Sende yoğrulsun bu yaralı kalbim Sen doruğusun hislerimin, Sen kelamısın harflerimin.( Hz Mevlana)  
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.