Hoş Seda...

Yaz tatilini fırsatla, pandemi sürecinde mesafe ve hijyen kurallarına uyarak Konya'da kaldığım sürede Yeni Meram gazetesini ziyaret ettim. Konya'mızın eski ve güçlü basın işletmelerinden biri olan Yeni Meram gazetesi ile o günkü sahipleri Bahçıvanlar ile Selçuklu Belediye Başkanı olarak irtibatımız vardı. Gazetenin yeni yönetimini daha önce telefonla tebrik etmiştim. Fırsattan istifade, Ömer Sarıkulak ve Mehmet Hançerli Beyleri mekanlarında geçen gün ziyaret ettim. Ömer Bey'le birlikte bir müddet siyaset yaptık. Mehmet Hançerli Bey de Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanı olduğu dönemde ve 2004 yılından itibaren beş yıl kendisi Karatay Belediye Başkanı olarak, ben de Selçuklu Belediye Başkanı olarak hizmet verdik. Mehmet Bey mühendis ben ise sosyal bilimci... Buna rağmen her iki dönemde de ilkelerimize alt yapı bakımından önemli katkılar sağlandı. Her iki belediye de yatırımlar yapılıyordu ama borçları da yoktu. Geçtiğimiz yılın sonunda Selçuklu Belediye Başkanı arkadaşımız bir vefa toplantısı yaptı o toplantıda bir önceki dönem Selçuklu Belediye Başkanı halen Büyükşehir Belediye Başkanı arkadaşımız Uğur İbrahim Bey bu konuyu da vurguladı. İnsanlar bir görevden ayrıldıktan sonra geçmişi daha objektif olarak değerlendirebiliyor. Bu nedenle ben başta yasal düzenlemeler yapılırken halen aktif görevde olanlara değil çeşitli görüşlerden ve partilerden olup da görevlerinden ayrılmış ya da başka yerlere geçmiş olanlara sorulmasını önermekteyim. Mesela belediye veya başka bir kurumla ilgili bir düzenleme yapılacaksa siz hali hazır görevde olanlara sorsanız iki şey üzerinde dururlar: kaynakları yetersizdir kaynak aktarılmalı, yetkileri azdır yetki verilmeli. Yöneticinin veya bürokratın mazereti bitmez. Dolayısıyla dışarıdan bir objektif değerlendirmenin yapılabilmesi için hem konulara vakıf hem de belirli konularda alternatif üretecek görüşlere ihtiyaç duyulur. ...... Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde öğretim üyesi iken Hürdoğan gazetesi, Konya'ya geldikten sonra da Merhaba ve Konya Postası gazetelerinde deneme türünde yazılar yazdım. Hatta İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesinde rektör atandıktan sonra da bir müddet devam ettim. Bu yazıların bir faydası kendine olduğunu gördüm. Tabii ki bilimsel akademik makaleler gibi uzun araştırmalara İhtiyaç yok, ama belirli düşünceleri paylaşmak üzere önceden bir müktesebat gerekiyor. Bizim yaptığımız bu anlamda gazeteci arkadaşların işlerine karışma değildir. Veya birileriyle uğraşmak da değil. Belki yerel konuları ele alarak veya daha özel konulara dikkat çekmek daha faydalı olabilmektedir. Mesela ulusal kanalları açtığımızda aşağı yukarı kimin ne söylediğini veya ne söyleyeceğini hepimiz tahmin edebiliyoruz. Oysa bazı mahalli televizyonlar o kadar güzel konular işliyorlar ki onlarda genellikle süre sıkıntısı da olmadığından adeta akademik bir sunum yapıyorlar. Geçenlerde bir yerel televizyonda Anadolu'da Cumhuriyet döneminde ilk defa idam edilen iki kadının hikayesini dinledim. Programı yapanlar gayet anlamlı hazırlamışlar, ellerine sağlık. Bir başka kanalda tarım sektörü ile o kadar güzel bilgiler veriliyor ki... Yerel basında aynı örnekleri de görmek mümkün... Bilmiyorum, gazetecilik televizyonculuk bölümleri bu konuda bir yüksek lisans veya doktora tezi hazırlattılar mı? ..... Küreselleşme, her şeyi küresel bir merkezden yönetme ve yönlendirme derdinde... Mesela bir yere kurtarıcı mı lazım hemen küresel bir isim akla geliyor. Ama bu tür uygulamalarda arkasında başarısızlıklar ortaya çıkıyor. Bunun sebebi yerel veya milli ulusal çalışmaların yetersizliği denilebilir. Her neyse bu tür yazı yazanların -ben dahil- reyting yapma ya da sataşma veya yanaşma ya da kazanç sağlamak gibi amaçları yok. Zaten değerli gazete yönetiminin de hedefi bu doğrultuda, amaç fikir jimnastiği ile görüşleri paylaşmak ve gerçeğe ulaşmak hedefi... Prof. Dr. Adem Esen İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı