Konya
°C
Yeni Meram

"Hesaba Çekilmeden Önce Kendinizi Hesaba Çekin"

"Hesaba Çekilmeden Önce Kendinizi Hesaba Çekin" - Rıdvan Bülbül - Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
17.02.2017 08:44
0
5931
ABONE OL
  ■ Söylediğiniz zaman akrabanız da olsa adalet yapın ve Allah'a verdiğiniz sözü tutun(Kur'an-ı Kerim 6/152)     ■ Adaletli sultan, yeryüzünde Allah'ın gölgesi ve mızrağıdır. (Hz. Muhammed)    Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin. Amelleriniz tartılmadan önce önce siz tartınız! (Hz. Ömer)   *** Adalet deyince de akla gelen ilk isim Hz. Ömerdir; “ Allah, herkese Hazreti Ömer adaleti nasip etsin!” Bir anlamda Hz. Ömer adaletin simgesidir. Ünlü özdeyişi aradan geçen bunca süreye karşın hiç eskimemiştir; ■ Adalet mülkün temelidir. ■ Adaleti çiğneyen devlet adamlarını cezalandırmayan milletler çökmek zorundadır. (Hadis) ■ Kafirlerin iktidarı bile, eğer adil ise sürebilir. Ama müminlerin iktidarı, eğer adaletsiz ise yok olur.  (Hz. Muhammed) … Emevi halifelerinden Hz. Ömer Abdülaziz Devlet Başkanlığı sırasında kul hakkı ve sosyal adalet konularında oldukça özenli davranırdı. Gece çalışmalarında ayrı işlere tahsis ettiği iki kandili vardı. Bunlardan birini kendi özel işleriyle ilgili notları yazarken,  öbürünü devlet ve millet işlerine ilişkin yazışmalarda kullanırdı. Tek gömleği olan varlıksız bir kişiydi. Bir yakını  elma armağanı göndermişti. O da elmayı biraz kokladıktan sonra sahibine iade etmişti. Elmayı geri götüren görevliye uyarı niteliğinde şöyle konuştu; - Ona de ki, elma yerini bulmuştur. Fakat görevli itiraz edecek oldu; - Rasulullah armağan kabul ederdi Elmayı gönderen senin yakınlarındandır. Halife yanıt verdi;    -Rasulullah’a verilen armağandı. Bize verilen armağanlar ise rüşvet olur.    ■Bir saat adaletle karar vermek, bin saatlik ibadetten hayırlıdır. (Hz.Muhammed) ... Halifenin yanına gece bir konuk geldi.  Kandilin yakıtı tükenmişti. Konuk kişi  bir öneride bulundu; -Hizmetçiyi uyandıralım da kandilin yağını koyuversin. - Hayır, bırak onu uyusun. Ben ona iki ayrı işi yaptırmak istemem. -Kalkıp kandile yağı ben koyayım.   -Uygun değildir; konuğa iş gördürmek yiğitlikten sayılmaz. Kendisi kalktı, kandilin yağını koyup yerine döndü ve şöyle konuştu;    -Ben kalkıp iş yaparken de Ömer'dim; gelip oturdum, yine aynı Ömer'im. … Halife Ömer Abdülaziz Vali maaşlarının en yüksekten ödenmesini emretti,  nedenini ise şöyle açıkladı;    -Valiler, para sıkıntısı çekmez bütün ihtiyaçları karşılanırsa, kendilerini halkın işlerine vakfederler. Ömer Abdülaziz,  iki buçuk yıllık halifelik döneminde İslâm dünyasında adaleti egemen kılmıştı. Büyük dedesi Hz. Ömer gibi adalet ve basiret sahibiydi. Henüz kırk yaşlarında iken onu çekemeyenler tarafından bin dinar altın para karşılığında hizmetçisi eliyle zehirlenmişti. Hizmetçi suçunu itiraf edince Ömer Abdülaziz, paraları adamdan alarak devlet hazinesine koymuş, kendisini serbest bırakmış, öldürülmekten kurtulması için de kaçmasını söylemişti. ... Sert uygulamalarıyla “Zalim Vali” olarak  biliniyordu. Bir gün adamlarını göndererek Hasan Basri Hazretleri'ni yakalatmak istedi. O da bir vakit ders verdiği Habib-i Acemi Hazretleri'nin kulübesine gelip saklandı. Valinin adamları Kulübeye ulaştılar Sertçe sordular; - Hasan Basri'yi gördünüz mü?    Acemi Hazretleri sakince yanıt verdi; - Evet! Tekrar sordular; - Nerede? - İşte şu kulübemde.    Adamlar kulübeye daldılar, fakat bir türlü Hasan Basri Hazretleri'ni bulamadılar. Dışarı çıkınca da şeyhi tehdit etmeye başladılar. -Ya şeyh, niçin yalan söylüyorsun? - Ben yalan söylemedim, siz göremediniz! Bunda benim suçum ne ola ki? Valinin adamları yeniden kulübeye girdiler aradılar  yine  bulamadılar. Onlar gidince, Hz. Hasan Basri Habib-i Acemiye sitem etti; - Biliyorum ki Rabb'im senin hürmetine beni onlara göstermedi. Fakat yerimi niçin söyledin, hocalık hakkı yok mudur? Habib-Acemi, ikinci doğruyu dile getirdi; “Sizi bulamamaları bana hürmetten değil, doğruyu söylediğimden. Siz de  bikirsiniz doğrunun yardımcısı  Allah'tır. Şayet yalan söyleseydim sizi  ve beni alıp götürürlerdi.    Hz. Ömer, gece Medine-i Münevvere’de gezerken bir kadının, kızına dediğini duydu: -Kızım, süte biraz su kat! Kızı itiraz etti;    -Anneciğim, Emirül-mü’minin “Süt satanlar, hile yapıp, içine su katarak çoğaltmasın” buyurmamış mıydı?  -Emir burada yok! -Hz. Ömer yok ise, Rabbi bizi görüyor! Hz. Ömer, bu sözlerden çok duygulandı. Eve gelir gelmez oğluna dedi ki: -Oğlum, senin için bir kız buldum, onu sana alayım mı? Oğlunun “peki” demesi üzerine, ertesi günü kadının evine gitti. O kızı oğlu Asım’a istedi. Evlendirdi ve Asım’ın kızından Abdülaziz dünyaya geldi. Abdülaziz’in oğlu Abdülaziz halife oldu. Çok adildi, onun zamanında da kurtlar koyunlara saldırmazdı. Bu nedenle de “İkinci Ömer” diye anıldı... …     Hitit Kralı yargıçlara çağrıda bulunuyor;    “...Bey için iltimas yapmasın, erkek kardeşine, kız kardeşine, arkadaşına iltimas yapmasın. Hiç kimseden rüşvet almasın. Haklı bir davayı kaybettirmesin, haksız bir davayı da kazandırmasın. Doğru ne ise onu yapsın.” Aradan dört bin yıl geçmesine karşın çağrı bugün de işlerliğini korumaktadır. Ne zaman dara düşülse, zorluklar ve açmazlar olsa hep “adaletin ipine” sarılır, her yerde “adaleti” ararız. Çünkü Adalet, ekmek gibidir, su gibidir, adalet olmadan yaşayamayız. Bu bağlamda bir kez daha yinelersek her yerde “adaleti” arayacağız... ... ■ Ölçü ve tartıyı tam yapın. İnsanlara mal ve ücretlerini eksik vermeyiniz.  (Arâf, 7/85) ■ Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor. (Hadis)
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.