Konya
°C
Yeni Meram

HELVA PİŞMEDEN OLMAZ!

HELVA PİŞMEDEN OLMAZ!-Erol Sunat-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
24.05.2019 00:31
23.05.2019 16:33
0
2688
ABONE OL
İnsanlardaki olumsuz havaları dinlerseniz, hemen her şeye karamsarlık penceresinden bakarsanız, öldük-bittik edebiyatlarına doğru kürek çekerseniz, arpacı kumrusu misali düşünmekten kendinizi alamazsınız. Elbette ortalık güllük gülistanlık değil… İnsanların, esnafın, çarşı-pazarın, ekonominin hali ortada… Her şey durgun, Her şey beklemede, Yüzler tedirgin, Yüzler endişeli, Hesaplar farklı, Beklentiler değişik, Tevatür aramadığınız kadar, Rivayet hatırı sayılır kadar çok. Atalar lafla ekmek-peynir gemisi yürümez demişler! Ne yapacağız? Yakamıza mı küseceğiz? Çokbilmişler, allameler, laf aşındıranlar, dedikodulara prim verenler, laflardan kuleleri kendine iş edinenlerle bir arpa boyu yol gidilebildi mi? Ne yapıyoruz? Az daha konuşalım, az daha iplere un serelim diye ötelemelere sığınıyoruz! İlk öteleme bayramdan sonra… Ne olacak bayramdan sonra? Yaz gelecek, tatil denecek, sonra bir bayram daha, bir öteleme daha… Sonrası Eylül, okullar açılacak, kış hazırlığı başlayacak falan-filan… Bir de bakacağız yıl olmuş 2020! Ne dertlerimiz eksilecek,  ne sıkıntılarımız sona erecek, ne çilemiz bitecek!   ***** Geldik yine un var, yağ var, şeker var, lakin helva ortada yok, niye yok, neden yok, neden bu helvayı pişirecek ortalarda yok meselesine… Ne mi yapacağız? Şu bizim meşhur helva kazanımızı bulup getireceğiz her nerdeyse… Kazan dediğiniz, adı anılırken dahi heyecan veren, meydanlara yakışan bir heybete ve gösterişe sahip. Kara kazan diyenlere kulak asmayın! Kazanın helva kazanı olduğunu hepsi bilirde, maksadı karalamak olanlar, kaza kazan diye bir türkü tuttururlar, hasetliklerinden… Kazan evvela, Mevlana Meydanı mı olur, Kılıçaslan Meydanı mı olur, birinden birine getirilecek… Kulplarından her beraber yakalayıp getireceğiz. Ne demişler… Bir elin nesi var, iki elin sesi var! Hep birlikte Konya’yız diyorduk ya… Nasıl göstereceğiz hep birlikte olduğumuzu? Sac ayağı önce koyulacak meydana alkışlarla… Sonra kazan o sac ayağının üzerine konacak, dualarla, temennilerle, gözler dolu dolu olarak… Kazanı yakmak kolay mı diye soran akıldaneler var… Neden kolay olmasın ki… Herkes birer odun alsa gelse ne kaybeder? Şehir olmuş iki milyon, alın size dağ gibi yakacak! Böyle bir durumda, yakacak kaygısı olabilir mi? Mümkün değil! Sonra malum mesele başlar sorulmaya… Un var mı? Konya’da da un yoksa, başka hangi şehirde var, bilmem? İrmik var mı? Konya olurda irmik mi bulunmaz? Ardından sorarlar şeker var mı? Konya ovasında pancar yetişir de, şeker olmaz mı? Yağ yok mu? Aman efendim, yağın hası, en iyisi, en kalitelisi, en lezzetlisi bulunur bu şehirde… Varken yok diyenler, Varken, var mı acaba diye arattıranlar, Varsın olsunlar… Ne kaldı geriye? Helvacı mı? Konya gibi bir şehir olacaksınız da, helvacı olmayacak öyle mi? Gülerler adama… Gülmekten geçtim… Kargalar bile güler böyle laflara… Bu şehrin helvasının meşhurluğunu bilir anlatılırsınız da, helvacılarını niye unutursunuz? Şehrin gözünün içine giren helvacılar, gözünün önünde olan helvacılar nasıl bilinmez, nasıl bulunmaz? Madem ki, bu şehir helva nedir, ne değildir, iyi bilen bir şehir… Helvacıların kimler olduğunu bilmez mi? ***** Sevgili okurlar! Bu şehrin kurtuluşu, dirilişi, direnişi, silkinişi, ayağa kalkması helvanın pişmesine bağlı. Onun içinde herkes eteğindeki taşları dökecek! Sen-ben demeyecek! Sizden-bizden demeyecek! Çok bilmişleri, akıldaneleri, duvar örenleri, kraldan fazla kralcı geçinenleri, kafa karıştırmak isteyenleri dinlemeyecek! Çünkü; Helva yapmaya başlamak demek, şehirde heyecan estirmek demek…Şehrin dinamiklerini harekete geçirmek demek! Şehre coşku getirmek demek!  
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.