Konya
°C
Yeni Meram

HAVADA ÇÖZÜM KOKUSU VARSA, TRAFİKTE ÇÖZÜLÜR!

HAVADA ÇÖZÜM KOKUSU VARSA, TRAFİKTE ÇÖZÜLÜR!-Erol Sunat-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
02.08.2018 00:14
01.08.2018 17:14
0
6711
ABONE OL
Trafik konusu, son günlerin dillerden düşmeyen en sıkıntılı konularının başında sevgili okurlar. İster yaya olarak, ister kendi aracınızla, ister dolmuş ve belediye otobüsleriyle, ister tramvayla bir yerden bir yere gittiğinizde yaşananlar, yaşadıklarınız, büyükşehirde yaşamanın artık pekte kolay olmadığının bir göstergesi. Konya ve trafik, Konya’da trafik diye söze başlayanlar, bir dokun bin ah işit, babından neler neler konuşmuyorlar ki… Konya da ki trafik ne ki, siz trafiği bir de İstanbul’da görün diyenlerin ahkam kesmeye bayıldığı bir şehirde yaşıyoruz. İstanbul’u gördük, Ankara’yı gördük, İzmir’i gördük, Avrupa’da da birçok şehri gördük, hatta Amerika’yı da diyen insanları dinlerseniz, Konya İstanbul olmak zorunda da değil, İstanbul’a benzetilmesi de yanlış! Ateş olmayan yerden duman tütmez derler ya… İnsanımız çektikleri sıkıntıları, bazen efkârlı, bazen esprili, bazen imalı, bazen laf çarpıtmalı olarak konuşmaktan kendini alamıyor. Önce trafiği çözeceksin arkadaş, şu yolların haline bak, diyenler, Yazır’dan şehir merkezine gelene kadar dur kalk yapmaktan canım çıktı diyenler, Bosna’dan Mevlana’ya gidinceye kadar, Ankara’ya gidersin diyenler, Trafik konusunda ne sıkıntımız olabilir ki, Her şey güllük gülistanlık, Yollar rahat, Park sorunu diye bir şey yok, Sürücüler birbirine saygılı, Yayalar geçsin diye özel olarak duranlar yol verenler çoğalmaya başladı, Anlayacağınız maşallahımız var, diye göndermelerde bulunanlar az değil! Şehrin trafiğini rahatlatma adına yapılanlar yeterli değil, Kendilerine göre yol şöyle olsaydı, şuradan geçseydi, Köprülü kavşak oraya değil de, falanca yere yapılsaydı, Diye konuşanların çoğu kez kantarın topuzunu kaçırmaktan kendilerini alamadıkları da görülüyor. Sanırsınız, herkes bu işin uzmanı, herkes mühendis! ***** Konya’da şerit ihlalleri yok mu? Park sorunu her geçen gün ciddi sıkıntılara yol açabilecek boyutlara erişme azmini sürdürmüyor mu? Akan trafikte yok, yok! Üçtekerliler, bisikletliler, halkın sinsi motor dediği elektrikli motorlar, taksiler, dolmuşlar, özel araçlar, otobüsler ve de vazgeçilmezimiz tramvay! Ara ara, araya kaynak yaparak ana caddelerimize teşrif etme güzelliğini bizlere bahşeden TIR’ları ve ağır tonajlı kamyonları da dahil ederseniz, trafiğimizin maşallahı var! Bu kargaşada, işgal edilen kaldırımlarda yürüyemedikleri için, yürümeye çalışan, karşıdan karşıya geçmeyi başardığında zafer işareti yapan insanlarımızı da, bu karışıklık içine dahil ettiğinizde, seyirlik bir manzara ortaya çıkıyor! Allah, Trafik Polisi kardeşlerimize kolaylıklar versin! Şerit ihlalinin en fazla yapıldığı cadde Nalçacı caddesi…İstanbul caddesi iki şerit, Nalçacı caddesi üç şerit, lakin trafik Nalçacı caddesinde felç! Nedeni şeritle ve tabi ki, araç sahipleriyle ilgili… Nalçacı caddesinin, sağ şeridi standart olarak, araçlar için parka ayrılmış durumda! Araç sahiplerimiz bu şerit ihlalini kendilerince hak gibi görüyorlar. Nedeni, park yok! Şehir büyür ve gelişirken, park sorunu fazla ciddiye alınmamış, şimdi şehir merkezinde bütün sokaklar park oldu diyenler pekte haksız sayılmazlar. İkinci şerit, dolmuşlar ve belediye otobüsleri tarafından kullanılıyor, hatta resmen kapanıyor. Geriye kala kala tek bir şerit kalıyor. Sonra trafik neden sıkışıyor, neden bu yoğunluk diye mangalda kül bırakmayan konuşmalar yapmaktan kendimizi alamıyoruz. Arkadaşımızın biri dolmuşlarda niye 14 artı 2 kuralı var diye sordu. Cevap alamadı. Ayakta yolcu alınmalı mı, alınmamalı mı sorusu da cevapsız sorulardan bir diğeri. Dolmuş şoförü kardeşlerimizin Trafik Polisi noktalarına yaklaşırken, yolculara tabure dağıtması, çök abi, çök kardeş diye ikaz etmesi, nokta geçildikten sonra, kalkabilirsiniz abi diye seslenmesine defalarca şahit olmadık mı? Ramazanlarda 14 kişilik dolmuşlarda 24 kişi olarak az mı seyahat ettik! Bizi istediğimiz yerden almayan, istediğimiz yerde indirmeyen dolmuş şoförüyle az mı münakaşa ettik? Belediye otobüslerimiz eskilerin tabiriyle lebalep yani ağzına kadar dolduğunda, bizi neden almadı diye az mı isyan ettik? Anadolu’da “okta da var, yayda da var” diye bir tabir vardır! Aynı arkadaş, dolmuşlarda her koltukta, neden emniyet kemeri yok diye sordu. Yine cevap alamadı. Kemer ve dolmuş! Olmalı, olması lazım, aslında güzel bir fikir dense de, araç kemeri konusuna toplum olarak sıcak baktığımız söylenemez. Çoğumuz o kemeri bağlamayı kendine zul dahi kabul edebilir. Canın bu kadar önemsiz mi diyenlere, canımsa benim canım, sana ne, sen kendi işine bak diyenlerde yine bizler değil miyiz? Dolmuşlarımızda, dolmuş şoförünün bile kemeri olmadığını söyleyelim. Yolcu yoğunluğunun bulunduğu hatlarda, dolmuşun durduğuna, seni aldığına, dolmuşa binebildiğine dua et, diyenlere de cevabı olan var mı? Uzun lafın kısası, Trafik konusunu, park sorununu konuşarak, kavga etmeden, kendimizin yaptığı hata ve yanlışları da peşinen kabul ederek çözebilmeliyiz. Neden mi? Havada çözüm kokusu varda ondan. Hz. Mevlana, “ Dün dünle birlikte gitti cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım” diyordu ya… Bugün, yeni şeyler söylemek isteyenlerin var olması güzel değil mi?
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.