“HASTANE ÖNÜNDE İNCİR AĞACI!”

Hastanelerimiz bir başka alem, bir başka dünya, kendine has bir döngüsü olan müesseselerimiz. Onlar olmadan olmuyor. Allah muhtaç da etmesin, eksikliğini de göstermesin dediğimiz yapılar. Hastane koridorları bildik bileli koşuşturmaların, ağlayanların, sızlayanların sırasını bekleyenlerin, doktorun yanından üzgün yada gülerek çıkanların hal ve ahvaline şahit olan duvarlara sahip. O duvarların, o koridorların ağzı dili olsa da bir konuşsalar! Hastane bankolarında oturan görevlilerden şikayet diz boyu. Bir tarihte, Başkent Hastanesinin yıktığı tabu olan güler yüz, tatlı dil, yol gösterme, bir şey tarif etme, yardımcı olma hadiseleri eski haline döndü dönüyor. Görevli kardeşlerimiz, elleriyle ve işaretlerle, konuşmadan yer tarif etmeyi seçmiş gibiler. Gülümsemeleri ve tebessümleri nereye sakladılar bilen yok! Belli ki, kendileri de bilmiyorlar! Soru soranlara verilen cevapların soğukluğu ve sevimsizliği hastayı ve hasta yakınını çileden çıkarıyor. Sen burada bizim verdiğimiz vergilerle oturuyor ve maaşını alıyorsun, ne olur yani doğru düzgün anlatsan! El kol işaretiyle anlatacağına, şurada, burada demesini bilmiyor musun? Böyle bir durumda kim haklı? Vatandaş mı? Akşama kadar gelenlere bir şeyler anlatmaktan mecali kalmayan görevliler mi? İşin bir başka ilginç yönü de şu… Diyelim ki banko gerisinde beş altı görevli var. Bu görevlilerden güler yüzlü olanı bir tane… Vatandaş ne soracaksa, kendilerine iyi davranıyor diye o insana yöneliyor. Diğerleri ise soğuk ve sert bir dille ne mi diyor? Sıradaki… Ne diyeceksen çabuk söyle… Vatandaşlık numaran ne? Nasıl bilmezsin kardeşim? Emar için önümüzdeki hafta saat 17.00 iyi mi? Değil mi? Acele et, sırada bekleyenler var! Sen bana bu şekilde davranamazsın? Ne yaptım ki… Şu surata bak, nasıl görevlisin sen? Ver şu elindekini, hangi gün geleceksin? Başhekimin odası nerede? Ne yapacaksın? Seni şikayet edeceğim! Koridorun sonundan sağa dön, ikinci oda… Seni buradan attırmazsam adam değilim? Benden de selam söyle!   ***** Hastane de, sıra beklemek bazı günler rahat, bazı günler eziyet. Hasta sayısındaki artış öyle fazla ki, hasta bekleme salonlarında ayakta bekleyenler, oturanların en az iki katı. Sıra bekleyenler ne düşünüyor diye sormaya gerek yok! Onlar koridorlarda, bekleme salonlarında yüksek perdeden seslerini duyurmaya çalışıyorlar! Hem de ne duyurmak! Keşke, dinleyen birileri olsaydı! Suriyeliler kadar değerimiz yok diyorlar mesela… Sağlık üssü olarak övündüğümüz şehrimizde, hastaneler o kadar dolu ki… Büyük ilçelerimize yapmış olduğumuz ve içini donattığımız hastanelerde doktor yok! Gidip bakmış, gezmiş değiliz, lakin ilçelerden gelen vatandaşların hastane koridorlarında bağıra-çağıra içini döktüğü günlerin tam ortasındayız. İnsanlar, kendi ilçelerinde sağlık sorunlarını çözseler, şehirde ne işleri var? Ne yazık ki, Doktorların münavebeli olarak gidip geldikleri büyük ilçelerimizde, doktorların müdahale edecekleri gerekli donanım olmadığı gerekçesiyle, şehir merkezindeki hastanelere sevk edilen, hasta sayısı küçümsenecek gibi değil. Örneğin, doğum yapacak bir hastaya, yaşadığı ilçenin hastanesi müdahale edemiyor mu? Edemiyor ki, hasta ve hasta sahibinin sesleri,  şehrin hastanelerinin koridorlarında yankılanıyor. Kocaman hastane yaptılar, içinde doktor yok, doktor saat beş oldu mu, mesaim bitti diye dönüp gidiyor, bizim ilçenin kadınları doğum yapmasınlar mı? Ben …..İlçesinden geliyorum. Hanım doğum yapacak. İlçemize kocaman bir Devler Hastanesi yaptılar. Doktor ben doğum yaptıramam, gereken donanım yok diye, hastamı ……hastanesine sevk etti, hanımla geldik bu hastaneye… Öte yandan sıradakiler beklemekten bir hayli sıkılınca… Yok anam yok! Yan taraftaki de doktor, bu da… Burada daha onuncu hastaya sıra gelmedi, yanındaki 25. sıradakini alıyor! İkisi de doktor! Konya hastaneleri 2018 yılının son ayında oldukça büyük bir yoğunluk yaşıyorlar. Hasta mı çok? Doktor sayısı mı yetersiz? Mevsim hastalık mevsimi mi? Hastanelerimiz verdikleri hizmete sevgilerini mi katmıyorlar? Özel hastane fiyatlarının anormal yüksekliği, sağlık güvencesi olanları devlet hastanelerine yöneltince izdiham mı oluştu? Suriyeli sığınmacıların bu izdihama katkıları yüzde kaç mesela? Sevgili okurlar; Soru çok, cevaplar karışık, kimin haklı olduğu sorusunun şimdilik bir cevabı yok, çare biçare durumda. Hastaneler ful dolu, laflar gani, vatandaş kendince haklı, doktor kardeşlerimiz haklı, sağlık personeli beş kişinin yapacağı işi, iki kişiyle yapmaya çalışmanın çıkmaz sokaklarında.