Konya
°C
Yeni Meram

HARMAN ZAMANI…

HARMAN ZAMANI…- Kerim ÇINAR- Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
16.02.2021 01:49
15.02.2021 15:51
0
5505
ABONE OL
İnsanoğlu yaşamını devam ettirebilmesi için temel gıda maddelerine ihtiyaç duymaktadır. Dünyanın var oluşundan bu yana insanlar “karın doyurma” için önce toplayıcılık sonra avcılık yapmış daha sonra da kendi gıdasını kendisi üretmeye başlamıştır. İnsanoğlunun ilk ürettiği ürün de buğday olmuştur. Hasat; Ürün kaldırma, ekin biçme işidir. Ürünü tarla toprağından kaldırma işlemi ya elle yolarak ya da orak, tırpan, biçerdöver vb. araçları kullanarak gerçekleştirilir. Harman ise; ekinin biçildikten sonra tahıl demetlerinin üzerinden düven geçirilerek ve yabayla savrularak tanelerin başaklarından ayrılması işidir. İlerleyen zamanda harman işi daha kolay daha hızlı yapılır hale gelmiştir. Bunun yanında harman işin yapıldığı yer ve zamanı da belirtmektedir. Anadolu’da buğday ekmek “ekin ekmek” diye adlandırılmaktadır. Dolayısıyla bu ekin ekme serüveni yaşam biçimi haline gelmiş ve her sene tekrarlanmıştır. Harman; tüm toplumlarda sosyal, kültürel ve ekonomik hayatı yoğun bir şekilde etkilemiştir. Toplumsal bir olgu haline gelen ekin ekme; insanların hayatlarını bu sürece göre şekillendirmesine ve ömür takvimini de buna göre hesaplamasına neden olmuştur. Köylüler yaşamsal faaliyetlerini bu harman zamanına göre ayarlar. Düğün-dernek, harcama yapma ve diğer faaliyetler bu sürece göre zamanlanmaktadır. Çünkü “harman” bir zamanı betimlemektedir. İnsanın tohumu toprakla buluşturduktan sonra onu büyütmesi, bakması, sulaması ve ürünü elde ettikten sonra onu hasat etmesi bir zaman kavramını belirtir. Eskiden doğum tarihleri sorulduğunda harman zamanı doğmuşum ya da ekinler ekilirken doğmuşum ifadesi kullanılırdı. Çünkü harman, köylünün yaşam döngüsüdür. Köy yaşamında harman, önemli bir olaydır. Harman zamanı; sadece buğdayın biçilme ve toplanma sürecinden ibaret değildir. Bu süreçte köylüler arasında yardımlaşma, dayanışma ve paylaşma vardır. Hem aile içerisinde iş bölümünü gerektiren hem de köylüler arasında yardımlaşmayı gerektiren bir süreçtir. Bu nedenle harman hem sosyalleşmeyi hem toplumsallaşmayı hem de birlik ve beraberliği sağlamıştır. Köy yerleşiminin kenarında yer alan harman yerinde, hasattan elde edilen buğdaylardan bir yığın yapılır. Harman zamanı süresince bütün ihtiyaçlar giderilinceye kadar buğday “çeç” olarak harman yerinde kalır. Buğdaylar harman yerinden kalkıncaya kadar uzun bir süre köy ve köylüye rahatlık yoktur. İş bitip arta kalan ürünler nodalara kaldırılıp yerlerine taşınıncaya kadar “harman zamanı” kapanmaz. Yabancılar tarafından da harman yerine, harman zamanı varılmaz. Bir senelik emeğin ürününü alan köylü, çoluk-çocuk bu buğday çeçinin başını bütün gün 7/24 saat bekler, geceleyin de yıldızların altında açık alanda uyur. Burada amaç ise, büyükbaş ve küçükbaş hayvanların ürüne zarar vermesine engel olmaktır. Hayvanların ürüne zarar vermesinin yanı sıra, taneyi ne kadar yediğini bilmediği için hayvanın kendine zarar vereceğinden de endişe duyulduğundandır. Dolayısıyla hayvan fazla tane yemekten çatlar ve ölür. Esas olan hayvanı çeçe tattırmamak ve alıştırmamak için harman yerinden uzak tutmak gerekiyor.Dirgeni yiyen sıpa bir daha harman yerine uğramaz…!” Anonim Köyde başıboş öküzler, harman yerindeki ürünlerden bir kez yiyince bir daha bırakmıyor ve doymayı da bilmiyor. Çeçin tadını aldığı zaman, harman yerinden öküzleri uzaklaştırmak çok zordur. Çünkü öküzün önde gideni başı çekiyor ve sürüyü tehlikeye atıyor. Sürü psikolojisi gereği arkasından gelen diğer hayvanlar da onu görerek benzer şekilde davranıyorlar. Halbuki aynı öküz, kendi ahırında beslenirken yemin tozu burnuna kaçarsa rahatsız olur ve başını yemden kaldırır. O yemden bir daha da yemez. Naz eder. Onun için öküz sahipleri dikkatli ve kontrollü bir şekilde öküzleri azar azar yemlemeye çalışırlar. Benzer şekilde, İnsanoğlu da dışarda hazırda olanı, bir kez tüketmenin tadına alıştı mı, artık ardı arkası kesilmiyor. Doymak nedir bilmiyor ve tükettikçe tüketiyor. Har vurup harman savuruyor ve çatlama sınırına geliyor. İnsanoğlu arkasından gelen nesli de kendisine benzetiyor. Tabi ki, geride tüketilecek bir şey bıraktıysa…!Aç gözlü ile dost olma: İkram bilmez, kural bilmez, doymak bilmez; üzülürsün…” Şeyh Edebali Harman zamanı; geleceğe dair bir umuttur. İnsanlar bir sene sonraki senenin iaşesi için çabalar. İnsan belki de bir sene sonrasına sağ çıkmayacak ama, geleceğe dair umudunu hiç yitirmez. Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamak değil, her an öleceğini bilerek bir sonrakine bir şeyler bırakma umuduyla yaşar. Ekini ekerken hiçbir garantisi olmadığı halde üretme çabasındadır. Sel, yangın, salgın hastalık vb. gibi doğal afetlerde bile geleceğe dönük umutlarını hiç kaybetmez. Daima çalışılır ve ümit var olunur. Çünkü üretici köylü, ekilende sadece kendilerinin değil, kurdun kuşun da nasibinin olduğuna inanır. Üretmek önemli ve değerlidir. Tüketmeden önce üretmeyi bilmek gerekir. Tüketmenin doğrusunu bilmeyen de üretmeyi bilmez. Bilmediğini de bilmez. Ahlak ve vicdan geliştirmek için de üretim yaparak daha değerli ve erdemli insan olmak gerekir. Esas olan birlik, beraber içinde çalışarak ve paylaşarak insanca yaşamak, iyi insan olmaktır. Büyüklerimiz dediği gibi; “İlla büyük adam olmana gerek yok, insan ol yeter…! Sağlıcakla ve dostça kalın…
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.