Konya
°C
Yeni Meram

Hafta sonu esintileri

Hafta sonu esintileri - Rıdvan Bülbül - Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
10.06.2017 12:33
0
7080
ABONE OL
Haftanın iki Sözü; ■ Sultanlık korku ve tehdide dayalı bir idaredir! Cumhuriyet erdemli ve namuslu insanlar yetiştirir! Sultanlık korkuya, tehdide dayalı olduğu için korkak, alçak, sefil, rezil insanlar yetiştirir! Aralarındaki fark bundan ibarettir! (Mustafa Kemal Atatürk) ■ Demokrasilerde bir seçmenin cehaleti bütün halkın güvenliği için tehlikelidir. (John F Kennedy) ***. Haftanın Bercesteleri; ■ Sohbetimden âr edip ey gül beni terk etme kim Gül olur efsürde terk-i sohbet-i hâr eylegec… Sohbetimden utanıp ey gül yüzlü beni terk etme; çünkü gül, dikenin sohbetini terk edince solar ( Fuzüli) ■ Tâlib-i dîdâr iseñ mir’ât-ı kalbüñ sâf tut ! Hatıra endîşe-i cennet cehennem gelmesün… Allah’ın Cemaline , didarını görmeye talip isen kalbinin aynasını saf tut . Hatırına cennet cehennem endişesi gelmesin (Bakî) ■ Kimdir bizi men eyleyecek bâğ-ı cinândan Mevrûs-ı pederdür girerüz hâne bizimdür Cennet bağını bize yasaklayacak kimmiş , Babamızdan mirasımızdır hane eskiden beri bizimdir bir şekilde geri gireriz. (Nabi) ■ Bahşeyleyip günahımı mesrûr eder misin, Ya Rab harâp kalbimi mamûr eder misin? (Enderunlu Vâsıf’) … Kadının fendi erkekleri yendi; On erkek ve bir kadın helikopterden sarkan halata asılıdırlar. İp herkesi taşıyacak kadar güçlü olmadığından, hep birlikte aşağıya düşmemek için içlerinden birinin ipi bırakması gerektiğine karar verirler. Ancak bu kişinin kim olacağına karar veremezler. O sırada kadın çok etkileyici bir konuşma yapar. Bir kadın olarak kocası ve çocukları için her şeyi karşılıksız bırakmaya alışık olduğunu ve gönüllü ipi bırakabileceğini söyler. Kadın konuşmasını bitirir bitirmez on erkek onu alkışlamaya başlar. … Boşanma davası; Biri 95 yaşında, diğeri 92 yaşında karı koca, boşanmak için yargıcın karşısına çıkmışlardı. Yargıç, çok üzgündü; “Yapmayın Allah aşkına. Yetmiş küsur yıllık evlisiniz yazık değil mi? Niye boşanacaksınız?” “Aslında biz karımla boşanmaya karar verdik de, çocuklar etkilenmesin diye, ölmelerini bekledik.” … Kadın-Erkek Gerçekleri -Kadın kavga çıkmasını istediği vakit konuşmak ister… -Erkek ise kavga etmek istediğinde konuşmaya başlar… – Kadın “Git” dediğinde erkeğin kalmasını istiyordur… -Erkek “Git” dediğinde kalmak en saçma şeydir… -Kadın gelecek kaygısı duymamak için evlenir. -Erkek evlendiğinde gelecek kaygısı duymaya başlar… -Kadın cevap beklemeden de soru sorar… -Erkek yanıtı alana kadar sorar… .-Kadın “Neyin var” dediğinde “Hiçbir şey” yanıtına inanmaz… -Erkek “Neyin var” dediğinde “Hiçbir şey” yanıtına inanır… – Kadın için “Evet” ya da “Hayır” gibi kısa yanıtlar yetersizdir… -Erkek için, “Evet” ya da “Hayır” yanıtları asıl istenen yanıtlardır. Bir damla: Öğretmen coğrafya dersini sona erdirmişti, bir çocuk parmağını kaldırarak sordu: “Örtmenim, sahi günün birinde dünyamız yok mu olacak?” “Evet çocuğum…” Öğrenci düşündü ve bir daha sordu: “Paki havadaki uçaklar o zaman nereye inecekler?” … Değişik üç insan anatomisi; ■ Zayıf insanlar intikam alır Güçlü insanlar Affeder! Zeki insanlar umursamaz. … İnsan ve eşek Kibiri ile tanınmış biri, yoksul köylünün bostanından geçiyordu. Kuyunun etrafında gözleri bağlı bir eşeğin dolabı döndürdüğünü görünce durdu. Köylüye sordu: “Zavallı hayvanın gözlerini neden bağladın?” Köylü yanıt verdi; “Ağam, gözleri bağlı olunca eşek düz bir yolda yürüdüğünü zanneder. Yoksa başı döner. Konuşmalar sonra şöyle devam eder “Eeee, boynunu bir de çıngırak takmışsın ya?” “Çıngıraktan ses kesilince, eşeğin durduğunu anlarız.” “Peki, ya eşek durur da, başını sallayıp seni aldatırsa?” “Aman ağam. Sizin kadar akıllı eşek nerede?” … Süleyman Nazif, Abdullah Cevdet’i hiç sevmezdi. Hastalandığını duyduğunda sordu; “Neymiş hastalığı?” , “İdrar kesesinde taş varmış.” yanıtını alınca, Abdullah Cevdet’in merhametsizliğini anımsayan Nazif bu kez şöyle konuştu; “Desenize, taşlaşmış kalbi oraya düşmüş!” … Sözün bittiği yer;; ■ Hayata veda etmek üzere olduğum şu anda devletim ve milletime ebedi saadetler dilerim. Bu anda karımı ve çocuklarımı şefkatle anıyorum.(Adnan Menderes) *** Mükemmel bir koca nasıl olur? … Evlilik yıl dönümünden önce, “Hadi seç şuradan hediyeni, şimdi benim aldığımı beğenmezsin” demez… … Çoraplarını attığın yerlerden kokularını takip ederek bulmaz… … Kirli çamaşırlarını banyoya kadar getirebildiğine göre kirli sepetinin üstüne değil içine koyabilir. Özenle ütüleyip katladığım çamaşırlarını alttan birini çekip devirmez ve “Burasını hiç düzlemiyor musun” demez… … Senden yardım istediğimde, “Bana söyleyene kadar şimdiye yapmıştın” demez… … Ara sıra “Eline sağlık, bu sana çok yakışmış, teşekkürler, bugün neler yaptın” ve hatta çok ileri gidiyorum “Seni seviyorum” der …Alışverişe gittiğimizde mağaza önüne gelince sigaranı yakıp, “hadi sen gir işini hallet ben burada bekliyorum” demez.Benim de acıkan, yorulan insan olabileceğimi robot hizmetçi olmadığımı anlar. (Ebru Gürsoy) ***   Rüzgâra karşı yol almak! “ İnsan yaşam yoluna dönüp baktığında, bu yaşamın ‘lâbirent gibi karışık ilerleyişini’ bir bakışta gördüğünde ve böylece kimi kaçırılmış mutlulukları, kimi çağrılmış mutsuzlukları görmek zorunda kaldığında, kendi kendini suçlamakta aşırıya gidebilir. Çünkü kendi yaşamımızın akışı, kesinlikle salt kendi eserimiz değildir; tersine, iç içe geçen ve birbirlerini karşılıklı olarak değiştiren iki unsurun, yani olayların sıralanışının ve kendi kararlarımızın sıralanışının bir ürünüdür. Dahası, her ikisinde de ufkumuz çok sınırlıdır, hangi kararları vereceğimizi çok önceden kestiremeyiz ve olayları da önceden göremeyiz, tersine, ikisinden de yalnızca o andakileri çok iyi bilebiliriz. Bu yüzden, hedefimiz henüz uzakta olduğu sürece ona doğru dümen kıramayız bile; tersine, yönümüzü sadece yaklaşık olarak ve tahminlere göre buluruz, yani sık sık rüzgâra karşı yol almamız gerekir. Yapabileceğimiz tek şey, kararlarımızı her zaman, bizi asıl hedefe götürecek isabetlilikte olmaları umuduyla, o anki koşullara göre vermektir.” (Yaşam Bilgeliği Üzerine Aforizmalar) … Temelce; Yargıç Temel’e sormuş; “Kiminle evlisin?” “Bizum karıyla.” Yargıç sinirlendi: “Sen hiç erkekle evlenen duydun mu?” “Duydum tabi, nasıl duymam?” “Kimmiş o?” “Bizum karı…” … Laf Salatası; * Ülkenin yollarını duble yaptık. Artık arazisinin icabına bilahare bakacağız. Villa olur, Spa Merkezi olur. Allah verdikçe verir hani! * Şahsen erkekler bir içim su denilebilecek kadınlar yerine damacana hatunlar arar!. * Aman avcı vurma beni. Avlanma yasağı var. Hem senin cezalardan haberin yok sanırım! * Başkası olma kendin ol. Ama makyajsız da çekilmezsin! (İbrahim Ormancı)
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.