Konya
°C
Yeni Meram
08.07.2015 03:23

Gül Üstüne(2)

Gül Üstüne(2) - Rıdvan Bülbül - Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
08.07.2015 03:23
0
9888
ABONE OL
  ■ Toprakta biten güller solar gider. Gönülde biten güller ise kalıcı ve hoştur. Gönlü aydın bir kişiye kul olmak, padişahların başına tac olmaktan iyidir Gerçek aşkta ne vefa vardır ne cefa. İnsanları iyi tanıyın, her insani fena bilip kötülemeyin, her insanı da iyi bilip övmeyin Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla, ışığından bir şey kaybetmez. Ayni dili konuşan değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilirler. İyi dostu olanın aynaya gereksinimi yoktur (Hz. Mevlana) *** Gül mevsimi içreyiz. Gül hasadı 15 Mayıs’ta başlar, Temmuzun ikinci yarısına dek sürer.       Gül deyince aklımıza gelen ilk şehir Isparta, Akdeniz Bölgesi’nin batı bölümünde, dağlarla göllerin buluştuğu, “Göller Yöresi” denilen iç kesimde yer alıyor. Bu yüzden Ispartalılar “Hem gülümüz, hem gölümüz meşhur” diyor. ■ “Gülcülüğün tarihi eskilere dayanıyor, 1840-1915 yılları arasında yaşamış olan Gülcü İsmail Efendi’yle başlamış. Türkiye’de gül yetiştiriciliği ve endüstrisinin en çok geliştiği şehir olan Isparta, dünya gülyağı üretiminin yaklaşık yüzde 65’ini karşılıyor. Gül bahçelerinden toplanan gül yaprakları çuvallara doldurulup, gülyağı fabrikalarına götürülüyor. İşlenerek kozmetik, gıda, temizlik ve turizm sektörlerinde kullanılıyor. Şebnem-i gülzar ruhsar-ı Resulullah’tır Neşr-i ıtrıyle kılar her dem anı iş‘ar gül. Hz. Ali’nin vefatından önce gül istediği ve gülleri kokladıktan sonra ruhunu Allah’a teslim ettiği söylenir. Anadolu’da kefenle beraber sandıklarda kurutulmuş tomurcuk güllerin saklanması da bir özlem ifadesidir. Sultan Ahmed (Bahti)  hüznünü dile getirir; N’ola tacım gibi başımda götürsem daim Kadem-i pâkini ol hazret-i şâh-ı Rüsûl’ün Gül-i gülzâr-ı nübüvvet o kadem sahibidir Bahtiyâ durma yüz sür kademine o gülün.    Gül, kültür, folklor ve edebiyatta önemli yer tutar. Gül, şiirde, romanda, şarkıda, türküde, hatta eleştiri ve özeleştiri de bile var. ■ Şu illerin taşı hiç bana değmez. İlle dostun gülü yaralar beni. (Pir Sultan Abdal) Yunus Emre, çiçekle söyleşisinde Hz. Muhammed’in çiçeklerin değerini öğrenmek ister ve ondan şu yanıtı alır: Çiçek eydür derviş baba Gül Muhammed teridir. Süleyman Çelebi’ye kulak verelim;   “Terlese güller olurdu her teri hoş direrlerdi terinden gülleri.” Gül olgusu Fuzuli’nin dizelerinde bambaşka;    ■ Suya versün bağban gülzârı zahmet çekmesün    Bir gül açılmaz yüzün-tek verse bin gülzâre su. Gül üzerine özlü söz ve dizeler;     ■ Bönlük edip konma gülün dalına, Harı var pençeni kanatır bülbül. (Kuloğlu) ■ Güle kıymet verilmezdi Âşık ve maşuk olmasa. (Âşık Veysel    ■ Dikensiz gül nerde ki? (Hafız) ■ Ey gül, nazirin olmaz idi harın olmasa!(Riyazi)    ■  Gül sunan bir elde daima bir miktar gül kokusu kalır. (Çin Atasözü) ■ Biz güle başka bir şey deseydik, o gene güzel kokacaktı! (Shakespeare) ■ Hiçbir zaman gökten gül yağmaz, daha çok gül istersek daha çok fidan dikmemiz gerekir. (George Eliott)   ■ Penceremizin dışında açan güllerin tadını çıkarmaktansa ufkun üzerinde sihirli gül bahçesi görmeyi düşlüyoruz. (Shakespeare) Gül konusundaki son sözü Seyit Nesimi’nin 600 önceki dizelerine bırakalım; Gülden terazi tutarlar    Gülü gül ile tartarlar    Gül alırlar gül satarlar    Çarşısı pazarı güldür gül.     ---    Toprağı güldür, taşı gül    Kurusu güldür, yaşı gül    Has bahçenin içinde    Servi çınarı güldür gül.     Bir damla: ■ Gül dalında güzel. Herkes dalında hizmet ederse, hizmet nimet olur, yoksa hezimet!  (Seyyid Haşemi)  
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.