Gözümüzün Önünde

Her şey dünyaları küçücük ekranlara sığdırarak başladı, ardından o küçücük ekranlar zamanla bizi bizden kopardı. İçtenliğimizi, samimiyetimizi bizden aldı yerine mesafeyi, duygusuzluğu getirdi. Elbette ki şuan sizlere bu teknoloji bağımlılığından kurtulalım gibi naralar atmayacağım, biz bu teknolojiyi kullanıyoruz bu çark dönüyor, bizler de bu çarkın dişlilerini oluşturuyoruz. Kapitalist sistem çoktan hayatın bir vazgeçilmezi olmuş bizler ise bu vazgeçilmezliği sadece eleştirel bir yönde yaklaşmayla kala kalıyoruz. WhatsApp’ın gizlilik sözleşmesini açıklaması ve sonrasında bu karardan vazgeçmesi üzerine birçok kurumun birçok insanın farklı alternatif mesajlaşma programlarına döndüğünü hatta bu olayın devlet erkanına da sirayet ettiğini gördük. Avrupa’da bu olayın seçim üzerine olması Türkiye' de ise bir zorunluluk olarak getirilmesine yönelik tutumları ve eleştirileri tabii ki haklı buluyorum. Lakin WhatsApp’ın izinle ilgili yayınladığı açıklamayı gayet komik ve ironik buluyorum. Hiçbirimizin uygulamaları indirirken kullanım sözleşmelerini okumadığımız aşikar, tabi bunun yanında telefonlarımızdaki kullanım erişimlerine de izin veriyoruz. Yalnızca şimdiye kadar gayri resmi yolla aldığı verileri bu sefer resmi yol ile alacağını belirtmiş oldu. Gözümüzün önünde bizlerden her şeyi alan teknolojinin karşısında bizler yalnızca birkaç veriyi bizlerden alıyor diye haykırışta bulunuyoruz. Bugün birçok köklü şirket bizlerin adeta yapay zekanın bir kölesi olmamız için çalışmalar yürütmekte. Ebette ki teknolojinin faydalarından yararlanmak, özellikle savunma sanayinde ki katkılarını göz ardı etmemek gerekiyor. Özetle teknolojiyi eksisiyle fazlasıyla değerlendirmek gerekiyor, köklü şirketlerin şimdiye kadar yaptığı veri hırsızlıkları birçok mahkemece kanıtlanmıştı lakin bu yapılan hırsızlıklara karşı bir uygulamayı silip farklı bir uygulamayı yüklemek ne kadar güvenli olur, varın onu değerli okurlarım siz düşünün. Gözümüzün önünde birçok olay, birçok veri, birçok düşünce, birçok anı, birçok duygu gidedursun. Kapitalist düzenin gündemi meşgul ederek çarkı döndürmesini bir tarafa bırakarak çarkı döndüren suya bir kova da siz dökün.