Konya
°C
Yeni Meram

GÖNÜLLÜLERE CEZA VEREN AKIL TUTULMASI

GÖNÜLLÜLERE CEZA VEREN AKIL TUTULMASI-Ümit Sürmeli-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
04.08.2018 00:13
03.08.2018 16:14
0
9081
ABONE OL
Dernekler, Sivil Toplum Kuruluşları, gönüllülük esasına uygun çalışırlar ve yaptıkları hizmetlerden asla kişisel çıkar beklemezler. Doğaseverler, gönüllüler, Yüce Tanrı’nın emaneti sessiz canlara yardımı amaç edinenler, güçlerinin yettiğince sokaklarda kimsesiz gezen bu canlara ulaşmaya çalışırlar. Konya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Sayın Haşmet Okur’un, duyarlı merhametli yüreği ile on yıla yakın süre boyunca sessiz canları beslemeye çalışan ama gücü yetmeyen kişilere hem kediler, hem de köpekler için mama yardımı yapılıyordu. Bahçeli evinde 60’a yakın kediye, 20 tane de sahipsiz köpeğe bakan ve Adalhan civarında da büyük bir alanda, sabahın erken saatlerinde kalkarak elinde mama poşetleri ile kedilere ve köpeklere mama dağıtan Sayın Yüksel Erben’in bu hizmeti, Sayın Haşmet Okur’un ayrılmasını bekleyen kişilerce engellendi. Umurlarında değil, bu hayvanların aç ve susuz kalmaları...! Karatay Belediyesi, Büsan, Konsan, Arıtma Tesisi, Ayakkabıcılar Sitesi, Aslım Çöplük Bölgesi’ne bırakılan yüzlerce köpeğe, haftada sadece 2 kez mama veriyordu. Yine Sayın Haşmet Okur’a yaptığımız, derneğimizin başvurusu kabul edilerek, 10 yıl boyunca benim de bizzat katıldığım haftanın üç gününde yapılan beslenme ile bu sesiz canlar sürekli beslendiler. Bu canların beslenmesini içlerine sindiremeyenler, Haşmet Okur’un ayrılmasını dört gözle bekleyerek, beslenmeyi de durdurdular. 5199 sayılı yasa ile kısırlaştırılan ama asla aç ve susuz bırakılmayacak olan bu canlar, haftada bir gün, gönüllülerce besleniyorlar ve bu uygulamayı durduran, merhamet yoksunu kişilerin verdiği sembolik mamalar ve kendi gayretleri ile beslenilmeye çalışılıyor. Meram, Karatay, Selçuklu bölgelerinde, belediyelerce kurulan beslenme odaklarına, sokağa bırakılan, binlerce köpek ve kedi ulaşamıyorlardı. İşte bu canlara da mahalle gönüllüleri olan 30’a yakın kişiye her ay Büyükşehir Belediyesi mama yardımı yapıyordu. Bu yardım kesildi. ‘Fabrikatörlere veriliyormuş’ dediler, Çevre Koruma Daire Başkanlığı’ndan bu fabrika sahiplerinin adını istedim, veremediler. Amaç, bu yardımları kesmek. Çoğu emekli ve dar gelirli olan bu insanları, şimdiki yönetim kapılarda yalvarttı. Öylesine vicdanları körelmiş ki sanki kedi ve köpek mamalarını insanlar tüketiyorlar. Eğer herhangi bir kötü niyet varsa ve bu kanıtlanmışsa hemen o kişinin biriktirdiği veya sattığı tespit edilir ama sadece o kişiye verilen mama yardımı kesilir, gereken ceza verilir. Amaç farklı olunca bahane üretmek kolay! Bu uygulamayı durduranlar; Veteriner Fakültesi ile büyükşehir ve üç ilçe belediyeleri arasında 2001 yılında Konya Valiliği’nce yapılan ve valilik şerhi olan protokolü uygulamamak için fırsat kollayan zihniyet, derneğimize ayda bir, üç ilçe belediye veterinerleri ile kahvaltılı toplantı öneriyor, biz kabul etmiyoruz çünkü belediyenin parası ile değil kahvaltı etmek bir yudum su bile boğazımızdan geçmez bizim. O parada Konya halkının hakkı vardır. Hayvanlara bakan gönüllülere bir paket mamayı çok gören zihniyet, ayda bir kahvaltılı toplantı önermekte herhangi bir sakınca görmüyor! Hoş pek şaşırmadım! Aynı zihniyetler veteriner hekim olduklarını unutup, ‘Hayvana şiddet yerine, Kadına Şiddet konulu lüks bir otelde yüz kişilik bir kahvaltılı toplantı yapmışlardı. Toplantıya zaten iki tane veterineri olan 2000 köpeklik barınak hekimlerini de kahvaltıya davet etmişlerdi. Ben de şaşkınlıkla; Bunların ne işi var? Barınak neden boş bırakıldı? diye sormuştum! İşi şov yapmak olanlarla çalışmak işte böyle bir şey! Ilgın’da yaşayan İlkay Hanım, tek başına sahipsiz hayvanlara bakıyor, kısırlaştırıyor, ilaçlarını alıyor, komşuları ile savaşıyordu. Kendisine, yine Sayın Haşmet Okur döneminde iki yıl boyunca yapılan mama yardımı kesildi. Veteriner hekimlerini gönderdiler, evini, çevresindeki beslediği tüm canları gördüler, yatalak annesini gördüler yine de körelmiş vicdanlar bu yardımı kesti. Ayda sadece 2-3 paket köpek maması veriliyordu. Doğanhisar; Rukiye Bağcı. Yıllarca Büsan ve Karatay ilçesindeki tüm küpeli, doğum yapan, annesiz kalan canlara, Konya Büyükşehir Belediyesi’nin desteği ile baktı. Sıcakta, -10 dereceye varan suları donduran soğukta sırtında bidonlarla su taşıdı. Karatay Belediyesi veteriner müdürlüğünü hiç yılmadan aradı, su buldu, mama buldurdu, sonra da eşinin işi bitince Doğanhisar’a taşındı. Yaptıkları, İstanbul Yıldız Üniversitesi Hayvan Severler Topluluğu tarafından plaketle ödüllendirildi. Konya Büyükşehir Belediyesi başvurumuzu değerlendirdi, Doğanhisar’da çekim yaptı, törene ben katıldım, ödülünü adına aldım ve çekimde yaptığı konuşma, 1200 kişilik toplantıda ayakta alkışlandı. Davete gitmedi. Ben ödül istemem, bana mama versinler dedi. Doğanhisar Kaymakamı, kendisine Konya Büyükşehir’in bu ekibi mama yardımını kesince yardıma başladı, İçişleri Bakanlığı’ndaki doğaseverler de araç yolladı. Rukiye Bağcı’ya gönderilen mama da kesildi. 1997 yılında Çevre Bakanı Sayın Ziyaeddin Tokkar tarafından, Konya Doğayı ve Hayvanları Koruma Derneği’nin mama, yaralı hayvan, yardıma muhtaç canlara ulaşması için kullanılma amacıyla Konya Büyükşehir Belediyesi’ne çıkardığı para karşılığında bize tahsis edilen aracı, 20 yıl boyunca sorunsuz kullandık. Başkan Sayın Halil Ürün, Genel Sekreter Ali Rıza Kapçı, parayı göndermek için aracın verildiği teyidini benden isteyen ise Çevre Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sayın Faik Küçük idi. Bu araç, bir ara yine Çevre Koruma Daire Başkanlığı’na bağlı veteriner müdürlüğünce el konularak kullanmamız engellendi ama Sayın Haşmet Okur’un izni ile yine gerektiğinde özellikle hayvanların tedavi için fakülteye taşınmasında, mama dağıtımında, fakülte kontrolünde, barınak kontrolünde kullanıldı. Bu araçla yıllarca bizzat gece yarısı ilçelere gittim ve yaralı canlarımı fakülteye yetiştirdim. Şimdi keyif içinde, sessiz canların fakültede tedavisini engelleyen, barınakla ilgili tüm haberlere ambargo uygulayıp, barınak çalışanlarından bilgi alma yasağı getirip; ‘sakın Ümit Hanım’ın telefonlarına cevap vermeyin’, talimatını veren ve yaralı hayvanların akıbetini saklayan ekip tarafından el konuldu ve canlarımız nereye, kime, nasıl, hangi şartlarda! Bilinmeze doğru yol almaya başladı. Sanırım tüm bu gelişmelerden Sayın Uğur İbrahim Altay’ın haberi yok! Sıra geldi köylere 3 köpek karşılığı 300 TL ödenen köpeklere, bunların adreslerinin saklanmasına, sır gibi korunmasına ve ancak derneğin, muhtarların şikayeti ile gerçeği öğrenmesine. Bir kişiye İl Hayvan Hakları Kurulu kararına rağmen 5, 6, 11, 12 köpek verip sonra da eşine, ağabeysine, kızına, damadına diye kılıf uygulanmasına! Şikayetlere gidince; kirli, kırık dökük mama ve su kapları, perişan çöplük gibi yerlere atılışlarını gözlemledim ve hepsinin resmini çektim. Bu konuda Genel Sekreterlik gitmeme yardımcı oldu ama karşılaştığım gerçeklere gözünü kapattı. Hukuk, adaletli olmayı emreder ve masumların canını yakanlardan hesap sorar! Eğer bu hesap sorulmaz ve üstü kapatılırsa, görmezden gelinirse, bu canların adresleri hem HAYTAP temsilcimize, hem HAYDOSEV, hem de KONDOHAYKO-DER’e verilmez ise burada işlenen suç kapatılıyor demektir. Adalet demek haksızlığa uğratılan bu canlara bunu reva görenlerden hesap sormak demektir. Üstelik bir de hiç sıkılmadan tanıtım filmi yapılmış! Çok şık bir kulübe, çok cins bir köpek, iyi giyimli bir bey ve bankadan alınan para! Gidip gördüğüm kulübelerle, yemliklerle, suluklarla ilgisi yok! Sadece banka düzgün. İnsanları kandırmak kolay. Ama ya Yüce Yaradan! Onu nasıl kandırmayı düşlüyorlar? Bizden saklanan yaralılar, tedavi sonuçları, güç durumda kalan canlar, bize tahsis edilen araçla ilişiğimizi kesmeler! Bütün bunları nasıl içlerine sindirebiliyorlar ve hesap gününden korkulmuyor! Gece bir mahalleden arıyorlar ve bu köpeği öldüreceğiz, derhal alın deniliyor. Bu köpek alınmıyor! Yaralı olsa derhal alınır ve fakülte yerine barınağa atılır. (acili olmayan) Eğer araba çarpan bir köpeği hemen alarak fakülteye götürür iseniz yandınız! Asla bu vicdanı körelen ekip, para ödemezmiş! Gerekçeleri; kim götürdüyse o ödermiş! Sokak köpeği, küpeli! Yasa da hayvana yardım öneriliyor da cezayı unutmuşlar! Yardım eden ceza alır dememişler! Yardım aracı bir saat sonra ulaşınca vatandaş hayvan ölmesin diyerek götürünce, faturayı ona kakalamaya kalkıyorlar. Vatandaş, hayvanın haline acıyor, iyi olunca alabilir miyim diyor. Bu sefer de ‘Kendi köpeğini bize tedavi ettiriyor!’ diye vermeyerek, barınakta tutuyorlar. Oysa temel amaç sahiplendirmek. Hepimiz bir gün bu hesabı vereceğiz. Dünyada olmasa bile Yüce Yaradan’ın karşısına çıkacağız. Bu canlar hepimize, yapılanların hesabını soracak.
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.