Konya
°C
Yeni Meram
03.12.2015 09:18

Gökyüzü her zaman bâki...

Gökyüzü her zaman bâki... - Mustafa Afşin - Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
03.12.2015 09:18
0
4495
ABONE OL
Artık mevsim sonbaharı da geçti kışa döndü. Hangi mevsim başlangıç insanoğluna; doğduğu mevsimden bi haber ama hissetmeye başladığı andan itibaren iliklerine kadar işleyen hani o soğuk dondurucu kış mı yoksa sıcacık kavuran yaz mı ya da aralarındaki serin, sakin geçiş zamanları bahar mı?  Bunun cevabı kişisel düşüncelere göre farklı olabilir gibi ama daha önemli bir şey var ki o da bu döngünün varlığı. İnsanoğlunun ömrü de sanki bu döngüde ilerliyor. Bir gün, bir ay veya bir yıl ya da yıllarca süren bir döngü içinde içimizde ne mevsimler gelip geçiyor. Bir de bu mevsimlerin şahidi gökyüzü var âlemde. Bazen pamuk gibi, bazen de kömür gibi bulutlar altından gelip geçerken o hep sabit ve yerinde. Hani demiştik ya insanoğlunun ömrü mevsimler gibi diye belki de insanoğlunun kendisi de gökyüzü olmalı. Yaşadıkları, karşılaştıkları ak-kara bulutlar nasıl olursa olsun dışarıdan bir göz şahitliği ile bakabilmeli her şeye. Bu mümkün mü peki? Belki de en doğru cevap evet-hayır yerine “elbette” olmalı. Çünkü insanoğlu ne kadar tarafsız kalırsa o kadar da dengede kalabiliyor. Yaşadıkları iliklerine kadar işlese de verdiği tepkiler ne kadar hafif ise sükûneti ile karşıladığı için o kadar izsiz gelip geçiyor. Hayatınızın geçmişini bir gözünüzün önüne getirin. Karşılaştığınız sorun ve problemlerde verdiğiniz tepkiler sert ve anlık olduğunda mı siz de hala duruyor yoksa sakin ve huzurla karşıladığınızda mı? Hangisini hatırlıyorsunuz; çok ağladığınız zamanları mı, yoksa çok güldüklerinizi mi? Ve hangisi hatırladıkça sizi daha çok üzüyor, sevinçli olduğunuz anlarda attığınız kahkahalarınızın özlemi mi yoksa çok üzüldüğünüz anlardaki hüznünüzün aklınıza gelmesi mi? Büyük bir ihtimalle her ne kadar üzüntülü olduğunuz anlar sizi yaralıyor gibi gözükse de aynı şekilde aşırı sevinçli anların özlemi de aynı şekilde canınızı acıtıyordur. Aslında burada dikkatimizi çekecek olan şey içinde bulunduğumuz durumun bizdeki tezahürü asıl iz bırakan kısmı. Yani bir olaya olumsuzluğa veya mutluluğa verdiğimiz aşırı tepki onun bizi sürekli hüzne götüreceğinin garantisi gibidir. İşte tam da bu sebepten insanoğlu üzerinden mevsimler akıp gidiyor, bulutlar geçiyorken, gökyüzü şahitliği ve durgunluğu ile şahitlik etmeli bu hayat denen filimin karelerine. Bunu yapabilmeli ki ne sevinçlerin eksikliğini ne de üzüntülerin sürekliliğini göremesin ruhunda bırakabileceği izleri. Bu noktada kendimizden yana olan tembel yanımız kulağımıza “benim karakterim böyle değiştirmem mümkün değil” diye fısıldasa da unutmamak lazım hayatta öğrenilemeyecek hiçbir şey yoktur. Bilimin bin bir türlü yaşamsal değişkenini keşfedebilmiş olan insanoğlu karakterini de olumlu-doğru sınırlar içerisine çekebilmeyi de rahatlıkla öğrenebilir. Tepkilerini kontrol edebilmek sonsuz huzur ve mutluluğun ana yoludur. Bunu öğrendikçe hayat daha kolay anlaşılır ve yaşanabilir hale gelecektir. İnsanoğlu aşırı coşkusunu ve hezeyanlarını bir yana bıraktığı andan itibaren öncelikle kendisine samimi davranacak ve geçen bulutların renginden,  mevsimlerin üzerinde bırakacağı izlerden. İnsanoğlu gökyüzünde olmak isterse ihtiyaç duyduğu şey kanat değil özgürlüktür. Duygularının esaretinden özgürleşen insan, onların üzerindeki etkisinden de kurtulmuş olur. Bu durum hem geleceğin planlanmasında hem de geçmişin izlerinin silinmesinde tamamen etkili bir yöntemdir. Duygusal özgürlük sayesinde insan artık gökyüzünde süzülen bir kuş olmanın ötesinde gökyüzünün kendisi haline gelecektir. Cümlede her ne kadar hissedilen duygusuzluk gibi gözükse de asıl akla yazılması gereken konu duyguların iz bırakmasına müsaade etmemek olduğunun altını çizelim. Yaşadığınız ve yaşayacağınız olay ve durumlardan kendinizi sıyırıp sadece şahitliğini yapacağınız bir hayat tasarlamanız dileği rast gelsin! Mutlu günler…
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.