Konya
°C
Yeni Meram

Gerilim politikası sürüyor

Gerilim politikası sürüyor-Tayyar Çimen-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
24.08.2017 13:54
0
3882
ABONE OL
Sosyal medyada, bilhassa TV açık oturumlarında, son günlerde, siyasal gerilim politikası üzerinde duruluyor. Yok, ana muhalefet başkanı hapse atılabilirmiş, yok, onu yapmak yürek istermiş, yok, ana muhalefet, terör taraftarı partiyle ve FETÖ örgütüyle işbirliği içindeymiş vs. gibi son derece ağır suçlamalar yapılıyor. Tabii ana muhalefet hepsini reddediyor. Bu suçlamaları, parti sözcüleri karşılıklı yapıyorlar. Bunlar siyasal hayatın doğasında var. Ne var ki, ülkede gerilim ve saflaşma had derecede fazla. Ve ülke, son yılların en bunalımlı dış politika hayatını yaşıyor. ABD ile Suriye’de ters düştük, zira terörcülere silah veriyor. AB ülkeleriyle, en önemlisi Almanya ile aramız bozuk. Suriye yangın yeri, Mehmetçik o yangının içinde beklemede. İŞİD hala atılamadı. Irak da çok karışık. Kürdistan kurma halkoylaması kapıda. Katar karışık, orada da Mehmetçiklerimiz var. Rusya ve İran’la, Suriye konusunda anlaşmaya çalışıyoruz. Suriye’nin kaderi belirsiz. 3 milyon Suriyeli sığınmacılara yurdumuzda bakmaya devam ediyoruz. Dış sorunlar uzayıp gidiyor. İçerde de ezeli PKK terörü ile mücadele sürüyor, şehitler veriliyor. İşsizlik büyük. FETÖ mahkemeleri ve temizliği de herkesin sinirini bozuyor. Başlıktaki konuya dönersek, bu kadar sorunu olan ülkemizde, birlik, işbirliği, dayanışma lazımken, bol bol siyasal gerilim var. TV açık oturumlarında da bu konu konuşuluyor. Buradaki, çoğunlukla konusunda uzman, ilim adamı, gazeteci olan konuşmacılar, siyasal bir kimlikleri olmadığı halde, programın hemen başlarında saflaşıyorlar. Açık oturum yöneticisi, bunu biliyor ve ona göre oturtuyor onları sanki. Gerilim politikası konuşan bu muhteremler, zaman kaybetmeden havayı geriyorlar. Öylesine bir gerginlik ki, birbirlerini dinlemiyorlar, aynı anda 2-3 kişi birden konuşuyor, bir şey anlaşılmıyor. Yönetici aciz kalıyor. Konuşma arasında, “bu noktada siz haklısınız” sözünü asla duyamazsınız. Konuşmalar arasında, siyaset biliminden, sosyolojik çalkantılardan, eğitim düzeyinden, demokrasi kültüründen, dini bağnazlıktan, geleneklerden de bahsediliyor aslında, eğer birbirlerinin sözlerini kesmezlerse. Ne var ki, bütün bu konuşmacılar, gerilim politikasının sebepleri bakımından, işin can alıcı noktasını, görmezden, bilmezden, söylemezden geliyorlar kanaatindeyim. Kimsenin itiraz etmeyeceğini sandığım, gerçek odur ki, Türkiye’de siyasal politikalar ve onların sertlik-yumuşaklık doz ayarı bir kişinin iki dudağının arasındadır. Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın…. Sn. Cumhurbaşkanı, Anayasa’daki görevi icabı, okuduğu yeminin icabı, devletin organları (muhalefet dahil) arasındaki uyumlu çalışmayı sağlamak ve ülkenin birlik ve dayanışmasını kuvvetlendirmek zorundadır. Ama Sn. Başkan bunları dinlemiyor, demokrasinin ana direklerinden biri olan ana muhalefet başkanına, adı yerine, “o zat” ve “o genel müdür” diye hitap ediyor, onu aşağılamak için, onun eski memurluk hayatından ağır örnekler anlatıyor. Böyle olunca, karşı taraf da aynı sertliğe başvuruyor ve gerilim sürüyor. İddia ediyorum ki, Sn. Cumhurbaşkanı, ifadelerini yumuşatsa, Sn. Muhalefet Başkanı, dese, zaman zaman onu görüşmeye çağırıp, ülke sorunlarını anlatıp, görüşlerini alsa, tokalaşmalarının fotoğrafları boy boy gazetelerde görünse, gerilim diye bir şey kalmaz ortada. Sevgili Türkiye bundan tarifsiz faydalanır. Şimdi bu muhterem açık oturum konuşmacıları bunları bilmezler mi? Pekala bilirler. Ama bu can alıcı noktaya dokunmazlar. Anlaşılması zor, Latince kökenli yabancı kelimelerle (retorik, patetik, etik, pirimitif, pragmatik, polarizasyon vs gibi) donatılmış, uzun ve sanal ifadelerle, siyaset biliminden, demokrasi faziletinden bahsederler. Programı doldururlar ve kimse bir şey anlamaz. Her sözde fayda, her sözde üretim olmalı oysa ki. İnsanlık ve dinimiz böyle der. Saygılarımla.
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.