“GAZETECİ OLUNMAZ, GAZETECİ DOĞULUR!”

Basın mensubu kardeşlerimin arasına katılmak, 24 Kasım 1999 tarihinde Konya Postasında yayınlanan, öğretmenler günü yazısıyla başlamıştı. Köşe yazarlığı aklımda yoktu. O tarihlerde yaklaşık otuz yıl şiir yazmış, şiirlerim eğitim ve edebiyat dergilerinde yayınlanmıştı. En büyük hayalim bir şiir kitabı çıkarmak ve şiir yazmaya devam etmekti. Dostlarımın tavsiyesiyle tanıştığım o yılların Konya Postası sahibi Mustafa Alagöz, şiirlerimin büyük bir bölümünü, bana ayrılan “Şiir Demeti” köşesinde sanıyorum 4-5 ay süresince, yayınladı. Öğretmenlik mesleğinin duygusallığı ile 24 Kasım’da yayınlanma ricasıyla bir köşe yazısı yazıp gazeteye bıraktım. Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ali Uz Ağabey’i ise sadece ismen tanıyordum. Yazı yayınlandı. Birkaç gün sonra gazete beni aradı. Mehmet Ali Uz Ağabey’le ilk karşılaşmamız sanıyorum 1999 yılı Kasım ayının sonlarıydı. Hocam dedi, yazınız çok ilgi gördü, haftada beş gün yazmanı istiyorum. Şiir ve köşe yazısı arasında gidip geldiysem de, olur dedim. Haftada üç gün yazmaya başladım. Arada yazmadığım haftalarda olmaya başladı. Mehmet Ali Uz Ağabey, tatlı-sert ikazlarıyla beni tekrar köşe yazma mecrasına geri döndürdü. Ve haftanın her günü yazmaya başladım. Bugün 20. yılına dönmüş bir köşe yazarlığı geçmişimi Mehmet Ali Uz Ağabey’e borçluyum. 1974 yılı Ekim ayında Gümüşhane-Kelkit’te başlayan ve 2000 yılı Temmuz ayında Konya merkez’de sona eren Milli Eğitimde ki, öğretmenlik ve yöneticilik yıllarımdan sonra, basın mensupları kardeşlerimle bir araya geldim. Aslında oldukça farklı, renkli ve bir o kadar da zevkli bir camianın içinde buldum kendimi. Bugüne kadar, binlerce köşe yazısı, onlarca yazı dizisi, araştırma yazıları, hikayeler, denemeler ve yüzlerce şiir yazdım. Yazmak başka, Gazeteci olmak daha bir başka. Çünkü, Gazetecilik, apayrı bir şey! Basın dediğimiz ulu çınarın ruhu, özü, sözü yani ana gövdesi Gazetecilik. Bendeniz bu ulu çınarın dallarından biri olan, köşe yazarlığı dalında yazanlardan biriyim. ***** Yirmi yıla yakın zamandır bu camiada birçok insan tanıdım. Ve bu süreçte birçok tanıdığım ismi de, sevenleriyle ve gazeteci kardeşlerimle birlikte hüzünle ve gözyaşlarıyla toprağa verdik. Konya basını, en son, “ Son Selçuklu” ifadesini hakkıyla taşıyan Seyit Küçükbezirci Ağabey 11 Aralık 2018 tarihinde aramızdan ayrıldı. Konya, onu gerçekten sevenini, üzerine titreyenini, onu kimseyle paylaşmak istemeyenini kaybetti. Kitaplarıyla, araştırmalarıyla, binlerce köşe yazısıyla bir ekoldü Seyit Ağabey. Yine 2018 yılında, Konya Postasında çalıştığımız samimi ve içten kardeşim Mustafa Şenyurt Özbay aramızdan ayrılmıştı Tahir Bozkır’ın sesi hala kulaklarımda. Konya Postasının Ayşe Ablası Ayşe Şasi, Hatırnaz Ahmet Yavuz, Birlikte aynı gazetede yıllarca yazdığımız, köşe yazarı kardeşim Halil Uslu, Bir başka gazetede birlikte çalıştığımız Ayşe Bağrıaçık, Genç yaşlarda kaybettiğimiz Hasan Sevil, Anadolu Ajansından efendiliğiyle sevdiğimiz ve tanıdığımız Derbentli Metin Bilgili, Gülen yüzü ve sempatikliğiyle unutamadığımız Şenol Demirbaş, Köşe yazarı kardeşimiz Yusuf Harmancı, Beyefendi kişiliğiyle Orhan Berk, Bozkır sevdalısı, mesleğine aşık, yaman bir gazeteci olan Ali Akgül, Ebediyete uğurladığımız kardeşlerimizden bazıları. Cümlesinin mekanı cennet olsun. ***** Gazetecilik bir başka, bambaşka bir aşk. Sevmeden yapılamayan mesleklerin en ön sıralarında. Gazeteci, vatandaşla kurumlar arasında, makamlar arasında bir gönül köprüsü. Bu gönül köprüsüne her geçen gün çok daha fazla ihtiyacımız var. Haber denilen o merak uyandıran, insanlara yorum yaptıran, bakmakla görmek arasında ki o ince çizgiyi yakalama başarısı gösteren insanların, toplumların yüreğine sular serptiği, gözlerini açtığı, gerçekleri ayan-beyan ortaya döktüğü mesleğin adıdır gazetecilik. “Gazeteci olunmaz, gazeteci doğulur” diyenler ne güzel söylemişler. Gazeteci bir şehrin, bir ülkenin, bir milletin aynasıdır. Olaylara ayna tutanıdır. Gerçeklerin bilinmesinde, fark edilmesinde, ortaya çıkmasında önemli roller üstlenirken, üstünün kapatılmasına da engel olandır. ***** Basın camiasının içinde bulunuşumun yirminci yılında; Dönemin Konya Postası Gazetesi sahibi Mustafa Alagöz’e, Emre Alagöz’e, Dönemin Konya Postası Gazetesi sahibi Erdal Kara’ya, Ve sonrasında Ömer Kara’ya, Dönemin İleri Gazetesi sahibi Ahmet İlerigiden’e, Konya Vizyon Dergisi sahibi Volkan Çakır’a, Yeni Meram Gazetesi sahibi Mustafa Yalçın Bahçıvan ve Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Hakan Bahçıvan’a, Mehmet Ali Uz Ağabey’e, Bugüne kadar birlikte çalıştığımız ve çalışmaya devam ettiğim basın camiası arkadaşlarıma, Kalbi teşekkürlerimi sunuyorum. Sevgili okurlar! Gazeteci kardeşlerimin ve basın mensuplarımızın 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününü kutlarken, Rahmeti Rahmana uğurladığımız gazeteci ve basın mensuplarımızın mekanları cennet olsun inşallah.