Konya
°C
Yeni Meram

FRANSA VE SURİYE POLİTİKASI

FRANSA VE SURİYE POLİTİKASI-Tayyar Çimen-Yeni Meram Gazetesi

A+
A-
05.04.2018 00:13
04.04.2018 16:14
0
4892
ABONE OL
Avrupa devletleri arasında Fransa, kendisinde daima bir farklılık, daha çok bir üstünlük gören bir devlettir. Devletin bu anlayışı, doğal olarak vatandaşlarının da anlayış ve davranışlarına etki yapmaktadır. Uzun yıllar süren Avrupa’daki iş hayatımda, karşılaştığım Fransızlar da bu havayı tespit etmişimdir. Fransızlar ayrıca, Almanlarla da farkına varmadan bir gizli itibar ve üstünlük çekişmesi içindedirler. Almanlar böyle duygularda daha kendinden emin ve rahatken, Fransızlar daha az hoşgörülü ve milliyetçidirler. Bir Fransız, bildiği halde yabancı bir dili kolay kolay kullanmaz, ister ki sen onun dilini (Fransızca) öğrenmiş ol. Malum, Avrupa’nın ağırlıklı ve önemli iki ülkesi Almanya ile Fransa’dır. Bunlar tarihte de birçok defa savaşmışlardır. Son dünya savaşında, ağır yenilgiye düşen Almanya olmuştur. O yüzden ve Hitler’in soykırımından Almanlar biraz eziktirler, ama ekonomileri Avrupa’nın en büyüğüdür. Osmanlı İmparatorluğu ile Fransa’nın ilişkileri çok eskilere dayanır. Malum, 1525’te Fransa Kralı I. Fransuva (François), esir düştüğü İspanya Kralı Şarlken’in elinden kurtarması için, Sultan Kanuni’den yardım istemişti ve Kanuni’nin meşhur mektubu sayesinde kurtulmuştu. İki devlet arasındaki ilişkiler sürdü. Osmanlı Fransa’ya çeşitli yardımlarda bulundu. Fransa ile ilişkiler öylesine iyileşti ki, 1867’de Sultan Abdülaziz, Fransa Kralı III. Napolyon’un davet, üzerine Fransa’ya gitti. Bu Osmanlı tarihinde, padişahların yurt dışı gezisine çıkmaları bakımından bir ilktir. Padişahın Paris’te karşılanması muhteşem oldu. Padişah orada dünya sergisini gezdi. Sultan Abdülaziz babayiğit ve yakışıklı bir sultandı. Paris’te Fransız bayanların büyük ilgi duydukları yazılır. Osmanlı Fransa ilişkileri giderek arttı ve daha da iyileşti. Fransızca eğitim veren Galatasaray Lisesi’nin kuruluşu da o yıllara rastlar (1868). Böylece, Fransa’nın ve Fransızca’nın Türk kültür hayatına girişi de başlamış olur. Cumhuriyet döneminde okullarda ilk tercih edilen dil Fransızca idi. Büyük Atatürk’ün en iyi bildiği dil ve okuduğu eserlerin çoğu da Fransızca idi. Osmanlı zamanında, ülkeye meşrutiyetin getirilmesinin kültürel faaliyetlerinin merkezi Paris’ti. Fransa, I.Dünya Savaşı’nda düşman cephede yer almıştı ve İngilizler kadar olmasa bile, Osmanlı topraklarını paylaşmak için elinden geleni yaptı. Sevr’den sonra bütün Suriye bölgesini ve Tokat, Sivas, Elazığ’a kadar Anadolu’yu işgal etti. Kurtuluş Savaşında Türkler’in başarılarından sonra da, buralarda ne işim var dercesine, TBMM Hükümeti’yle 20.10.1921’de Ankara Antlaşması’nı imzalayarak Anadolu’dan çekildi. Ama Hatay ve bütün Suriye Fransızlar’da kaldı. Bilindiği gibi Hatay, Atatürk zamanında, 1938’de ustaca bir diplomasiyle Türkiye topraklarına katıldı. Suriye ise, 1946 yılına kadar Fransız mandası altında kaldı. İşte şimdi, Fransa’nın genç Cumhurbaşkanı Macron, Suriye’ye yaşattığı 26 yıllık eski sömürge hayatının, sanki hatıraları hatırına, şu andaki Suriye iç savaşında ben de varım demeye başladı. ABD’nin Türkiye sınırında kurup silahlandırdığı terörcü grupların temsilcilerine Paris’te sarayında iltifatlarda bulundu, onlara, sizi Türkiye’yle barıştırayım, diyecek kadar aptalca bir gaf yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan buna uygun cevabı verdi. Mehmetçik şimdi, emperyalistlerin birbirini kırdırdığı bu kadersiz Suriye halkına yardım etmek için oralara gitti, şehitler verdi. Oralarda barış ve yaşama hakkı tesis etmek için mücadele veren Mehmetçiğimiz’e Allah yardım edecektir. Amin. Saygılarımla.
HABER YORUMLARI
  1. Henüz yorum yapılmamış.
    İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.