Ey Metro, sakın geç kalma erken gel!

Hava şartlarının olumsuzlukları, ulaşımda yaşanan olumsuzluklar, şehrin ulaşım yükünü çekmekte her geçen yıl daha da yetersiz kalan araçlar, nerede kaldın Metro dedirtiyor! Metro dilimizde, Hafif Raylı Sistem elimizde, biz gideriz Adliye hattına hey! Adliye hattına! demişiz, düşmüşüz yola, hem ne düşmek! Ne güzel vaziyeti idare ediyorduk, Metro diye pişmiş aşa su katmanın ne alemi vardı diyenleriniz olabilir. Şehrin bu kadar büyüyeceğini, bu kadar gelişeceğini bugüne kadar en iyi gören rahmetli Ahmet Hilmi Nalçacı olmuş! Onun açtığı geniş caddelerin üzerine üst geçitler filan yapan bizler, aynı yol güzergahı üzerine metro hayalleri kuruyoruz. Yeni istikametler, yeni güzergahlar geliştirme imkanını onun yaptıklarının ve hayallerinin üzerine bina etmeye çalışıyoruz. Metro, ulaşımın elini rahatlatacak, şehre derin bir nefes aldıracak bir girişimin adı! Metro ne olur? Ne zaman gelir? Kaç yıl sonra biter? Konyalı Metro ile ne zaman yolculuk yapar? Bu sorularını tam cevabı olmasa da, ipuçları yok değil! 2016 yılının Ağustos ayı başı itibarıyla,  Konya metrosu için Ulaştırma Bakanlığı’nın geçtiğimiz aylarda proje ihalesini yapmasının ardından bakanlık ve yüklenici firma yetkilileri Konya’ya gelerek, Büyükşehir ve merkez ilçe belediyelerinden teknik ekiple inceleme yapmıştı. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, Metro yapımının 2017 yılının ilk aylarında başlanmasının planlandığını, hatların proje ihalesinin yapıldığını,  2016 yılı Şubat ayında başlayan 18 aylık proje çalışmasının ardından yapım ihalesine çıkılıp ilk kazmanın vurulacağını söylemişti. İlk 45 kilometresi için proje ihalesi tamamlanan Metro, Konya’nın rüya projelerinden birisi. Anadolu coğrafyası, hayallerin, tevatürlerin ve rivayetlerin iç içe yaşandığı ve çalkalandığı bir coğrafya! Konu ile ilgili tevatürler ve rivayetlerin çok olması da sürpriz değil! Hatırlarsanız aynı tevatür ve rivayetler Yüksek Hızlı Tren içinde yapılmıştı. Her neyse sevgili okurlar! Ulaşım deyince yaralarımız açılıyor, dertlerimiz depreşiyor! Burası İstanbul mu arkadaş, İstanbul’u gör ondan sonra konuş diyenlere, “her dağın dumanı ayrı, her şehrin yolu ayrı” burası da Konya diyor insanımız. İstanbullu, İstanbul’dan, Konyalıda Konya’dan mesul diye kestirip atıyor! Çünkü işin doğrucası bu! Dün, Bosna’dan şehir merkezine gelebilmek maceraya döndü. Hava soğuk, hava buz kesiyor, hava ayaz. Bir yandan kar atıştırırken, bir yandan da neredeyse yegane ulaşım vasıtası olma noktasında ilk sıraya oturan dolmuşlar, üst üste dolu geçmeye başladılar. Bosna’dan şehir merkezine ulaşmak isteyen yolcular ya sekizinci, ya dokuzuncu dolmuşa binme şansını yakaladılar! Bu arada böylesi bir havada 40-45 dakika kadarcık beklediler! Tramvaya binselerdi diyebilirsiniz! Bosna gibi bir yerde tramvaya ulaşmak başlı başına bir mesele. Yaya gelinecekse yol kaygan, mesafe uzak. Yine uzak semtlerden olan Yazır, Sancak ve Bosna’nın ücra köşelerinde oturanların tramvay durağına gelebilmeleri için, iki seçenekleri var! Ya yürüyerek Tramvay durağına ulaşacaklar, ya da Belediye Otobüsüne binecekler.  Belediye Otobüsü aktarmalı. Bu aktarmanın tek tesellisi, tek kontörle şehrin merkezine gelebilecek olmanız! Büyükşehirde yaşamanın bazı gerekleri ve gerekçeleri olarak yürünecekse yürünecek, beklenecekse beklenecek denilebilir! Ancak, Büyükşehirlerin olmazsa olmazı, insan hayatını kolaylaştırmak ve kolaylaştırıcı imkanlar sağlamaktır. Metro bunlardan birisidir. Önceliği olandır. Kendilerine yetki tevdi edilenler, şehrin ulaşımında bir problem yok, en problemsiz şehir Konya, şu ucuz, bu en ucuz gibi açıklamaları yapmadan önce keşke problemlerin ne olduğunu bizzat yerinde ve mahallinde tespit ederek, insanları dinleyerek açıklama yapsalardı. Mevsim kış! Tuzlanmayan sokakların, caddelerin, yokuşların ve kaldırımların resimlerini paylaşıyor insanlar. Sosyal Medya takip edilmezse,  insanların şikayetleri dikkate alınmazsa, geri dönülmezse her şey güllük gülistanlık! Bu şehrin değil Metroya, Hafif Raylı Sisteme bile ihtiyacı yok! İğne atsanız yere düşmeyen tramvaylar, lebalep dolu olan körüklü otobüsler ve dolmuşlar da bu şehrin insanlarını taşımıyorlar zaten! Konya denizin kıyıcığında, mevsim ilk bahar, üşümek ne ki! Attık kendimizi dışarı, dolmuş gani, otobüs gani, tramvay gani! İşleri muhabbet ya,  muhabbet olsun diye bekleşiyor insanlar! Metro’ya gelince, “ Sakın geç kalma erken gel!” diyelim de, bu kargaşa arasında bakarsınız, ansızın çıkıp gelebilir!