Evlilik ve Boşanma Üzerine

İdeal evlilik; “Sonsuza dek” mutlulukla dolu sorunsuz bir evlilik düşüncesi yaratır. Bu iyimserlik daha çok kadınlar açısından hayal kırıklığına yol açabilir. Zira kadını evliliğe razı etmek için, erkeğin çizdiği pembe tablo ( bahçeli, panjurlu pembe evimiz, havuzunda balıklar, sayısız çocuklarımız vs. ) daha ilk aylarda bile çok uzaklarda ya da olmaz gözükecektir kadına. Romantik aşk; iyi bir hayal aşamasıdır ve sürdürülebildiğince mutluluktur. Hata ise karşımızdakinin, bizim istediğimiz gibi olmasına çalışmakla başlar. Cinsellikte hayal kırıklığı kaynağı olabilir. Gençlerin aşırıya kaçan romantizmi, evliliği sonsuz bir cinsel balayı olarak gösterebilir. Oysaki cinsel ilişki sıklığı zaman içinde düşüş gösterir. Bunun bir çok sebebi vardır; ekonomik sorunlar, özellikle mevcut durumun bozulması, çocuklardan başını alamama ve onların giderek büyüyen sorunları gibi. Eşler arasındaki sorunların konuşularak çözülmesi yerine içlerine atmaları, ya da kadının sesini yükselterek eğitimine bağlı olarak seçmeden kelime kullanması, erkeğin de fiziksel gücüne dayanıp şiddet göstermesi, birçok liflerin bir araya gelmesi ile oluşmuş kutsal sevgi bağlarını kopartabilmektedir. Tamir edilse bile uzun süre iz kalacak ve halat zayıflamış olacaktır. Genel de evlilikten en fazla hoşnut olanlar en iyi cinsel ilişki deneyimine sahip olan çiftlerdir. “ Seks çoğu zaman mutlu bir evlilik için tek anahtar olmayabilir ama iyi seks ve iyi ilişki genelde birlikte gider “ ( Laumann ve ark ., 1994 : T.W. Smith 2006 ). Boşanmalara gelince; günümüzde boşanmalar giderek artmaktadır. Endüstrileşme geniş ailenin önemini azaltarak gelenekleri de zayıflatmıştır. Boşanma sebeplerinin başında aile üyelilerinin bir biriyle çok az vakit geçirmeleri gelir. İnsanlar eş ve çocuklarının mutluluğundan daha çok kişisel mutluluklarını ya da para kazanmayı düşünmektedirler. Hafta boyu çalışması ve yorgunluğu nedeniyle ailesine yeterince vakit ayıramayan koca “ eline bir çiçek alıp eşine vererek, onu bir geziye davet edeceğine kahvehaneye veya ava gidebilmektedir ya da maça. “ Evde olsa eşiyle konuşmaktansa Tv’de maç izlemektedir. Bireylik ve bencillik yükselmektedir. Bu bireyciliği toplumumuzda, daha evliliğin ilk saatlerinden olan “ nikâh masasında “ alabildiğince körükler; “- Ayağına basmayı unutma ha! Senin sözün geçsin evde” diyerek bu toplumun kültürü bireyselciliği ve bencilliği başlatmıştır bile. Ebeveynler de görüldüğü gibi bu gençlere hatalı davranışı öğretmektedirler. Zaman içinde cinsel tutku azaldıkça evlilik başarısız olabilir. Yeni heyecanlar aramak, ( başa belalar getirmediyse ) eşleri boşanma masasının başına getirir. Bunun yerine kendi eşinle seyahat gibi, gezi programlarına birlikte katılmak gibi ya da ilk günlerde gezdiğiniz gibi parkları – bahçeleri yine beraber dolaşarak değişiklik yapabilirsiniz. Kadınların iş gücüne katılması arttıkça, kocalarına olan ekonomik bağlılıkları da azalmakta olup mutsuzsa kolayca ayrılma kararı alabilmektedirler. Bu yönden evliliği sürdürmek açısından dezavantaj gibi görülse de aile içi şiddeti çekme zorunluluklarını da ortadan kaldırdığı için, ekonomik özgürlük kadınlar için artı puandır. Ortam ve çalışma hayatı da farkında olmasa da eşleri gelmektedir. Ayrıca boşanmalar toplum tarafından kabul edilebilir hale gelmiş, yasal olarak da kolaylaştırılmıştır.  Şimdi evli çiftlere düşen önce konuşabilip sorun varsa beraber çözüm aramaktır. Sıkıntılar beraber göğüslenmelidir. Sigarasından kahvesinden benzeri lüzumsuz masraflarından fedakârlık etmeyen adamın, eş ve çocuklarını fedakârlığa zorlaması haksızdır. Aradaki sevgi bağını kopartmamak halatın liflerini azar azar da olsa kemirerek güçlü sevgi ve aile halatını kopar hale getirmemek gerekir. Evlilik; saksıda bir çiçek gibi bakım ve özen gerektirir. Hepinize sevgi dolu bir yaşam ve ailenizle birlikte mutluluklar dilerim. Sevgi saygılarımla…