EREĞLİ…

Öncelikle söyleyim,   Gitmedim!   Daha önce görmedim.   Dolayısıyla gezmedim.   Ordan burdan duyduğum bilgilerleyim.   Bu nerden bahsediyor diyeceksiniz?   Söyleyim.   Gazeteciler Cemiyeti’nin Konyalı gazetecileri Ereğli’ye götürmesinden bahsediyorum.   Geçtiğimiz günlerde cemiyet, gazetecileri Ereğli’ye gezmeye götürmüştü.   Şaşırmadım değil açıktası.   Zira dernektir, cemiyettir, vakıftır falan, (Türkiye şartlarında bahsediyorum) böyle yerlerin kuruluş amaçlarında bahsettikleri şeyleri yaptıklarına hep şüpheli gözle bakmışımdır.   Kişisel algılanmamasını rica etmekle beraber, benimde bir cemiyet üyesi olduğumu bildireyim.   *   Neyse konumuza dönelim.   Dedim gibi daha önce Ereğli’ye hiç gitmemiştim.   Daha doğrusu gitmiştim de gezmemiştim.   Sadece şehrin o betonarme yapıları aklımda.   O kadar.   Doğrusu arkadaşlarımdan duyduğum kadarıyla şehrin tarihi ve coğrafi olarak pek güzel yönleri varmış.   İnanamadım.   Açtım interneti hazreti google danıştım.   Fotoğraflara baktım.   İyice araştırdım ilçeyi.   Sonra da gitmediğime pişmanlık yaşadım.   Ereğli, Konya’da gerçekten gidilmesi, gezilmesi ve görülmesi gereken çok güzel ilçelerden biriymiş?   Ereğli deyince benim aklıma nedense hep, kulakları çınlasın, bir Erhan Dargeçit ağabey, bir de oranın demokrat insanları gelir.   O kadar.   Meğer ne hazineleri varmış.   Açıkçası bilmediğime utandım, gitmediğime hayıflandım.   Gerek tarihi gerek coğrafi olarak kesinlikle gidilip görülmesi gereken bir yer.   *   Tarihi diyorum;   Çünkü tarihi ta Hititlere kadar dayanan, belki de ondan da eski, kaya anıt kabartmaları var.   “Canım iki kabartılmış kaya için mi gideceğiz” demeyin.   Neden?   Çünkü;   Dünyadaki ilk yazılı tarım anıtı ve dünya tarihindeki ilk yazılı kabartma kaya anıtı özelliği taşıyormuş.   Şaşkınlığım iki kat daha arttı.   Şimdi anladım Konya’nın neden tarımın başkenti olduğunu.   *   Coğrafi diyorum;   Çünkü;   İvriz Barajı’nın o tertemiz sularının içinde piknik yapmak gerçekten harika olurdu.   Düşünsenize, ayağınız buz gibi suyun içinde, suyun içindeki o çakıl taşlarını görerek piknik yaptığınızı.   Bence mükemmel olurdu, anlatmaya gerek yok.   Kesinlikle gidip görmek lazım.   *   Ama anlamadığım bir şey var.   Koskoca Ereğli Belediyesi bu şaheserleri tanıtmakta neden bu kadar yetersiz?   Neden çiçek böcek haberleri geldiği halde,   Bu güzelim yerler ile alakalı bir basın bülteni göndermezler?   Neden, şehrin bu tarihi ve coğrafi güzelliklerinin reklamı yapılmaz?   Anlamış değilim açıkçası.   Ne diyelim Ereğli ve Ereğli gibi güzel ilçelerin tanımının daha iyi yapılması dileğiyle...